Cumhurbaşkanı Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinistö, İsveç Başbakanı Andersson ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in katıldığı 4'lü zirve gerçekleştirildi ve mutabakat metnine dünyanın gözü önünde imzalar atıldı.
Bu zirve sonrası dost-düşman her ülke Türkiye’nin istediğini aldığına dair yorumlar yaptı. Dünya basını da bu zirveyi “Türkiye’nin ve Erdoğan’ın Zaferi” başlığıyla duyurdu. Türkiye’de iktidara muhalefet ama Türkiye’nin milli politikalarını destekleyen kişilerde bu zirvenin sonucunu bu şekilde yorumladı.
Çünkü Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’e yönelik tavrı bu ülkelerin terör örgütleriyle olan ilişkileri ve onlara verdikleri destek idi. Yapılan imzalı mutabakata göre bu ülkeler terörle mücadele konusunda Türkiye ile işbirliği yapmayı kabul etti.
Altına imza atılan tüm maddeler Türkiye’nin terörle mücadelesindeki tavrına, kararlılığına destek içermektedir.
“Milli güvenliğinin yanı sıra uluslararası barış ve istikrara doğrudan tehdit teşkil eden terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadelede tam dayanışma ve işbirliğidir.”
“Finlandiya ve İsveç, PYD/YPG ve Türkiye’de FETÖ olarak tanımlanan örgüte destek sağlamayacaklardır.”
“Finlandiya ve İsveç, PKK’nın yasaklanmış bir terör örgütü olduğunu teyit eder.”
“Finlandiya ve İsveç, PKK ve diğer tüm terörist örgütlerin, bunların uzantılarının faaliyetleri ile iltisaklı kuruluşlar ve paravan örgütler içerisinde yer alan veya bu terör örgütleriyle bağlantısı bulunan şahısların faaliyetlerini engelleyeceklerini taahhüt eder.”
Bazı maddelerin içeriği bu şekildedir. Diğer maddelerde bu kararı destekleyici içerik taşımaktadır. Bu anlaşmaya göre Türkiye’nin taviz verdiğini iddia etmek PKK ve FETÖ’nün sıkıntıya gireceğini düşünerek kaygılanan insanların yorumu olacaktır.
İşin garip tarafı ilk tepki çakma milliyetçi Meral Akşener’den "İktidarın attığı bu imza ülkemizin çıkarlarıyla bağdaşmayan bir tavizdir" değerlendirmesiyle geldi.
Yahu Meral Akşener sen Türkiye’nin PKK/YPG konusunda bu ülkelere tavır koyan duruşunu, “Bu konuyu Finlandiya'nın NATO üyeliğine engel olarak gündeme getirmek, dış politikada açık bir taktik hatadır. NATO ortaklarımızdan güçlü tepkiler alınmasına şaşmamalı” şeklinde değerlendiren CHP’nin ortağı değil misin? CHP’ye bir tepkiniz oldu mu?
CHP Finlandiya ve İsveç’in PKK/YPG desteğinden rahatsızlık duymadan NATO üyeliğine desteğini alkışlarken, şimdi Finlandiya ve İsveç terör örgütleriyle mücadelede Türkiye’ye destek vereceğine dair imza atınca mı taviz vermiş oldu?
Milli konularda sırf tribünleri idare etmek için taktiğiniz hep “Hem ayranım dökülmesin, hem yoğurdum ekşimesin” tarzı mı olacak?
Siz Zeytin Dalı Operasyonuna da "İyi Parti tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına tamamen karşıyız" şeklinde açıklama yapıp, daha sonra Türk Ordusu 4600 YPG leşini yere serince “Ordumuza dua ediyoruz” ikiyüzlülüğü yapan parti değil misiniz?
PKK’nın siyasi uzantısı HDP için “Kürtlerin siyasal temsilcisi” diyen sen…
Sıkışınca “HDP’yi terör örgütü PKK’nın yanında konumlandırıyoruz” diyen sen…
Sonra CHP ve HDP’nin gönlü olsun diye “HDP meşru ve yasal parti” diyen yine sen…
Sen daha kendi çelişkini göremiyorsun bir de hükümete mi akıl veriyorsun?
Terörle mücadele operasyonlarına “Hayır” oyu veren CHP’nin ortağısın ve bu konuda partin içinde bile CHP’ye uyum sağlayanlar varken önce kendi kapının önünü temizlemen gerekmez mi?
Son 7 yılda 35 bin terörist temizliği yapmış olan hükümetin sizin aklınıza ihtiyacı yok. Dostluğunuz yok bari düşmanlığınız ahmakça olmasın.