YILDIRAY ÇİÇEK/ TÜRKGÜN
10 değil,100 değil, 1000 değil onbinlerce masum insan vahşice öldürüldü ve hala dünyanın gözü önünde terör devleti İsrail tarafından öldürülmeye devam ediliyor. Terör devleti İsrail tarafından bir Filistinli çocuğun öldürülmesini bırakın, bir çocuğun ayağına taş değse İslam dünyasının ayağa kalması gerekirken maalesef onlar da yıllardır İsrail’e karşı kılını kıpırdatmıyor. Çoğu zaten İsrail ile iş birliği içinde… İsrail, Filistin toprağını adım adım işgal etti ve yıllardır Müslümanları acımasızca öldürüyor ve zaten tüm bunlar karşısında İslam dünyası da buna alıştırılmıştı. 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren yeryüzünde görülmemiş bir vahşeti Gazzeliler üzerinde uygulamaya devam ediyor.
İslam dünyasının herhangi bir ülkesi bile İsrail’i tükürükle boğacak haldeyken, onun Müslümanları vahşice öldürmesini kendilerine asla dert edinmediler.
Geçen günlerde Gazzeli bir çocuk ağlayarak vicdan, merhamet sahibi herkesin yüreğini parçalayan şu cümleleri kuruyordu.
"Siyonistlerin bizi rahat bırakmasını istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz. Her şeyden yorulduk. Her gün ölmeyi diliyorum. Ölüp dinlenmek istiyorum artık. Bıktık, çocuğuz ama yine de acı çekiyoruz."
Küçücük bedenleri paramparça olmuş, bombalardan vücutları yanan, bir parça kuru ekmeğe muhtaç kalıp açlıktan can çekişe çekişe hayatını kaybeden çocuklar ve gördüğünüz gibi “Ölüp dinleneceğini” düşen çocuklar…
Ah kör ve sağır dünya… Ah kendi soyundan, dininden evlatlarına sahip çıkamayan İslam dünyası… Bu çocukların manzarası sizi etkilemiyorsa, sizi insan olma derecesinde etkileyecek başka ne olması lazım?
İsrail askerinin “öldürmek için çocuk arıyoruz” dediği videoyu çekip dünyaya izlettiği böyle bir vahşet ortamında, Gazzeli mazlum çocuk ise “Her gün ölmeyi diliyorum.” yalvarışındaki videosu aslında vicdansız dünyanın fotoğrafını çekmiştir.
Müslüman çocuk çektiği psikolojik ve bedensel acılardan ölmeyi dilerken, İslam dünyasının o çocukları kurtarmak için bir çaba dahi göstermemesi kadar acı bir duygu yok!
Mehmet Akif Ersoy’un “Safahat” isimli eserini okurken orada yer alan İslam alimi Ata’ullah Beha’eddin’in şu sözlerini not almıştım:
“Odama girdim, kapıyı kapadım ağlamaya başladım. O gün akşama kadar İslam’ın garipliğine, Müslümanların inhitatına (çöküş) ağladım, ağladım…”
Gazze’deki Müslümanların çaresizliğine, garibanlığına ve onların acı feryatlarına kulak tıkanıyor olması her Müslümanın ağlayacağı, utacağı, vicdanının kanayacağı, ıstırap duyacağı bir dram yaratmalıdır.
Gazzeli çocuk “Her gün ölmeyi diliyorum. Ölüp dinlenmek istiyorum artık.” diyedursun; Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, daha Hamas Lideri İsmail Haniye’nin cenazesine katılamıyor ki nasıl birlik ve beraberlik içinde mazlumlara sahip çıkacaklar? Filistin’in asıl meselesi bu bölünmüşlük, kendi içindeki güç kavgası değil miydi zaten? Filistin’in bu hali aslında İslam dünyasından küçük bir kesittir.
Bu manzara değişmezse emperyalizm odaklı Yahudi ve Hristiyan dünyası, İslam âleminin mazlum evlatlarını öldürmeye devam edecektir. Irak, Afganistan, Suriye, Filistin, Libya, Lübnan, Mısır ve daha birçok İslam ülkesinde bu emperyalist eller sayesinde öldürülen milyonlarca Müslüman’ın hali; önümüzde yaşanacak günlerin de maziden birer örneği olacaktır. İşte en güncel İsrail’in Gazze üzerinde gerçekleştirdiği vahşet ortada…
Bu şahit olduklarımız yarın başka İslam ülkesinin çocuklarının “Ölüp dinlenmek istiyorum artık” dediği manzaraya dönüşebilir. O yüzden ayağa kalk İslam dünyası, uyan ey Müslüman…