Geride bıraktığımız 2024 yılının en büyük acısını Gazze’deki masum insanlar yaşadı. Gazze’deki masum insanlar bir yılı aşkın süredir yaratık İsrail tarafından soykırıma muhatap ediliyor. İsrail, “Hamas ile mücadele ediyoruz” maskesi altında yeni doğmuş bebeklerden tutun da canlı kimi görse üzerlerine bomba yağdırarak öldürüyor.
Düşünsenize Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert bile yaklaşık iki ay önce "Gazze'yi yok ettik. Terörist olmayan, teröre katkı sağlamayan Gazze'deki 2 milyon vatandaşın hayatı üzerindeki etkisi korkunç." değerlendirmesini yapmak zorunda kalmıştı. Olmert de Başbakan iken İsrail’in genetik saldırganlığını sürdürüyordu ama ne Olmert ne de bir başkası Netanyahu denen sapık, ruh hastası gibi masum insanları öldürme emri vermemişti. Gün gelecek Netanyahu bir canlı bomba eylemi yahut suikast ile öldürülecektir. Bu kadar nefreti, kini, öfkeyi kendi üzerinde toplamış Netanyahu’yu bekleyen akıbet bu olacaktır.
Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert aynı zamanda "Gerçek düşmanımız İran değil... Hizbullah değil... Hamas değil. Gerçek düşman içeriden, mesihçi, çılgın, aşırı İsrail grupları… Hükümet… Netanyahu” deme noktasına geldiyse bu durum aslında ilerleyen zamanlarda İsrail’in başına geleceklerden, İsrail’i korumak adına ön alma çalışması olarak görülebilir. Netanyahu dünyada öyle bir İsrail nefreti oluşturdu ki, dini inancı ne olursa olsun dünyadaki birçok insan artık İsrail’i kökten yok etme duygusunu sahip... ABD’li ressam Edwin Austin Abbey’in “Büyümek için büyümek, bir kanser hücresinin ideolojisidir.” şeklinde bir sözü var. İsrail’in yaptığı da büyümek isterken bu gidişle yok olmak olacak… Prostat kanserine yakalanan Netanyahu, İsrail’i de dünyanın gözü önünde kanserli hücre haline getirmiştir. İsrail elbette öldürdüğü onbinlerce masum insanın hesabını bir gün verecektir. Hiçbir zalimin kurduğu sistem ebedi değildir. Hele o sapık Netanyahu’nun emriyle öldürülen 18 bin bebek/çocuk ahı bu sorulacak hesabı hep canlı tutacaktır.
2025 yılına girerken sosyal medyada öldürülen Gazzeli çocuk fotoğrafları üzerine “Noel Babanıza söyleyin Gazze’ye uğramasın. Çünkü Gazze’de çocuk kalmadı. İsrail hepsini öldürdü.” yazılıyordu. Bu paylaşımlar, 2024 yılının Gazze hüznüne, dünyanın Gazze ikiyüzlülüğüne bir vurgu, gerçek Gazze manzarasına dikkat çekmeydi elbette…
2024 yılından 2025 yılına geçildiği saatlerde dünyada milyarlarca insan sıcak yuvasında yeni yıla girmenin coşkusunu yaşarken, Gazze’de binlerce insan sel sularının bastığı, soğuğun kucakladığı çadırlarda aç-susuz yaşam mücadelesi veriyor ve İsrail uçaklarının çadırlarını bombalayacağı vakti bekliyordu. İsrail’in bombalarıyla yahut açlıktan ve soğuktan donarak öldürülen bebekler dünyadaki tüm devletlerin, insanların ayıbı ve alnına yapışmış kara lekesidir. Dünya devletleri insanlık sınavında çok kötü bir not aldı. Hele İslam dünyasının bir avuç İsrail karşısında korkaklığı, duyarsızlığı, vurdumduymazlığı hepimizin büyük utancı olmuştur.
2025 yılında, geçmiş 2024 yılında yapılmayanlar yapılmalı ve yaratık İsrail’in Gazze’deki soykırımı engellenmelidir. Gazze dünyada vicdan, merhamet sahibi yani insan olan herkesin meselesidir. Yıllar önce haykıran Mehmet Akif Ersoy adeta günümüze seslenmiyor mu?
“Baksana kim boynu bükük ağlayan?
Hakk-ı hayâtın senin ey müslüman!
Kurtar o bîçâreyi Allah için,
Artık ölüm uykularından uyan!”
