YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
PKK’nın DEM’liği kafası karışık halde bile rolünü iyi oynuyor. Yerel seçimler hakkında sürekli bir ileri iki geri açıklama yapıyorlar. Bir “her yerde adayımızı çıkaracağız” diyorlar sonra birden kalkıp “Bize hak ettiğimiz değeri verirseniz ittifak yapabiliriz” diyorlar. Elbette bu bir oylama taktiği idi.
Bu oyalama süreci içinde Kandil’in onlara yol haritasını belirlemesini beklediler. Tabii CHP de bu kadim dostunu, yoldaşını asla bırakmak istemiyor. CHP’nin DEM önünde bir paspas olmadığı kaldı. DEM’in Türk milletine bu kadar ihanetine rağmen CHP sülük gibi “Beni terk etme” diye DEM’e yapışıyor. DEM’in süzmeleri teröristbaşı Öcalan’a özgürlük adına yürüyüşleri başladı. CHP hemen yine kör, sağır rolleri oynamaya başladı.
PKK DEM’liğinin bu gel-git halleri en çok DEM hayranı Ekrem İmamoğlu’nu korkutuyor. CHP-HDP-İP birlikteliğiyle 2019 seçimlerini kazanan Ekrem İmamoğlu, bu seçimler için ortaklarından biri olan İP’i kaybetti. Bir de DEM’i kaybederse süresiz tatile erken çıkacağını çok iyi biliyor.
Başak Demirtaş’ın DEM aday adayı olarak ortaya çıktığı günlerde, Ekrem İmamoğlu “DEM Parti’nin karar vereceği bir konu” diyerek kekelemeye başlamıştı. Şöyle de bir gerçek var ki, PKK’lı Selahattin Demirtaş asla Ekrem İmamoğlu’nun başarısızlığı için bir adım atmaz. Çünkü onun kazanması için cezaevinde tüm organlarını parçalamıştı. Keza Ekrem İmamoğlu da Demirtaş ailesine sahip çıkmak için tüm hünerlerini sergilemişti. Burada Başak Demirtaş, Kandil ve DEM tarafından pazarlık gücünü artırmak için konu mankeni olarak kullanılmış olabilir. Yoksa PKK’lı Demirtaş Ekrem İmamoğlu’nu, Ekrem İmamoğlu PKK’lı Demirtaş’ı çok sever.
Çok böyükkk Atatürkçü Ekrem İmamoğlu ne diyordu?: Sayın Demirtaş’ın gerçekten de barışçıl, uzlaşmacı ve evrensel değerleri öne çıkaran dili vardı. Bugün de hala aynı kanaatteyim.
2019 yılında Kandil, HDP, Demirtaş seferberlik halinde Ekrem İmamoğlu’nun kazanması için çok çalıştılar. O da onlara karşı mahcup olmadı.
Böyle bir ilişki ağı varken Kandil, ya zayıf bir DEM adayı çıkarır ya da İstanbul’da açıktan yine Ekrem İmamoğlu der.
PKK’lı Selahattin Demirtaş, kendi cezaevinde iken eşi Başak Demirtaş’ı İstanbul sokaklarına gerçekten salmazdı herhalde? Yoksa biz mi yanılıyoruz? Tüm gelişmelere baktığımızda sadece küçük bir tiyatro oynanmış gibi.
Zaten PKK’lı Selahattin Demirtaş “Küçük Öcalan” olmak için kendini yırtsa da azılı bir PKK’lı oluşunu gizlemese de çok ön plana çıktığı için hem Kandil hem İmralı onun soyadını taşıyan birine sıcak bakmayacaktı. Başak Demirtaş zaten mesajı alarak adaylık tiyatrosunu bitirdi.
Kandil’deki elebaşı Murat Karasu’nun “Bazı çevreler ittifakları tıkayabilir, ittifaklar şöyle böyle diyebilirler. Kürt halkı bunlara kulak vermemeli. İttifakları tukaka eden, ittifakları kötüleyen anlayışlar Kürt dostu değildir. Kürtlerin iyiliğin isteyenler değildir.” açıklamasından sonra Başak Demirtaş, “Partimizle ortak görüş birliğine varmış bulunmaktayız.” demiş, PKK DEM’liği ise “Başak Hanım’la bir araya gelerek tam bir uyum ve koordinasyon halinde ortaklaşarak aday olmaması görüşüne varılmıştır.” açıklamasıyla Kandil’e olan itaatini bildirmiştir. Tilkiye “tavuk eti yer misin” diye sormuşlar “gülmekten söyleyemiyorum” demiş. Bu atasözü üzerinden, Kandil’den Ekrem İmamoğlu’na gelen bu hayat öpücüğünden sonra Ekrem kesin sinsi sinsi gülüyordur şimdi…