YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Türkiye’nin sosyal, ekonomik maliyetine ek siyasi, kültürel bozulmaya sebep olan ve demografik yapımız üzerinde ciddi tehlikeler yaratacak bir sığınmacı meselesi var. “Yok” diyen de bu konuyu sadece siyasi kazanım için istismar eden de Türkiye’ye çok büyük kötülük yapmaktadır. Türkiye’nin “sığınmacı meselesi” bir referandumda millete sorulsun, büyük oranda “Sığınmacılar gönderilsin” sonucu çıkar. Bu mesele siyasi iktidarı belirlemede bile etken olacak yöne doğru ilerliyor. Haklı kaygılar görmezlikten gelinmemeli ve onlara güven telkin edecek çözümler ortaya konulmalıdır. Elbette bu konuyu istismar ederek yapılmak istenen provokasyonların da önüne geçilmelidir.
Geçtiğimiz günlerde Kayseri’de yaşanan olaylar gerçekten kaygı verici manzara yaratmıştır. Bir sapık Suriye’linin, akrabası olan Suriyeli çocuğu taciz etmesiyle başlayan olaylar; Suriyelilerin evini, dükkânını, arabasını yakmaya varana kadar şehrin birçok noktasına yayılmıştır. Sosyal medyada bu taciz olayı önce “Suriyeli bir sapık, Türk çocuğuna tecavüz etti” şeklinde yayılarak halk tahrik edilmiş ve olayların tansiyonu artırılmıştır. Elbette Suriyeli bir çocuğa taciz olması, yaşanan tecavüz olayını sıradanlaştırmıyor. Suriyeli çocuğu taciz eden o sapık Suriyeliye en ağır cezalar verilmelidir. Taciz eden Suriyeli olunca, herkes kendi çoluğunu çocuğunu düşünerek tepki gösteriyor. Bu tepkiler içinde kaygılarından dolayı haklı tepkilerin yanında provokatörler de olabilir. Fakat ev, dükkân, araba yakma seviyesine gelen olaylar herkesin aklını başına almasını sağlamalıdır. Suçu olanla, suçsuz olanları aynı kefeye koyup cezalandırmanın hukukta da insanlık değerlerinde de yeri yoktur. Allah’tan olaylar bir can kaybına sebebiyet vermedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri milletvekili İsmail Özdemir’in olaylarla ilgili sağduyulu açıklamaları, MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy’un olayların yaşandığı yerlerde sağduyulu davranışları, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ve Emniyet Müdürü Atanur Aydın’ın itidalli yönlendirmeleri ve telkinleri daha büyük olayların yaşanmasının önüne geçti.
Kayseri’de daha öncede Suriyelilerin, bir çocuğa “Ne bakıyorsun” tepkisinden sonra öldürülmesiyle sonuçlanan buna benzer olaylar yaşanmıştı. Bu manada Kayseri’de bir fay hattı vardır. Yaşanan her olayda bunu tetiklemektedir. Türkiye’nin sağduyulu politikalarla “Suriyeli sığınmacılar” konusunu çözmesi lazım. Bu mesele Kayseri’nin değil, Türkiye’nin meselesi durumundadır. Hükümetin Suriye’de terör örgütü YPG’yi temizleyerek güvenli alan oluşturma, geri dönenlere briket ev yapma projesi ve Suriye devlet başkanı Beşar Esad ile yeniden diyalog kanallarını açma girişimleri çok müspet adımlardır. Bunu güçlendirerek devam etmesi sağlanmalı ve bu adımlar sonrası sığınmacıların tekrar ülkelerine gönderileceğinin garantisi Türk milletine verilmelidir. Demografik yapımızın değişmesine yönelik gelişmeler herkesi tedirgin etmektedir. Her şeyden öte bu kaygının önüne geçilecek somut adımlar atılmalıdır.
Kayseri’deki olaylar Türkiye’de gündem olmuşken, bir gün sonra Suriyelilerin Türkiye’nin kontrol ettiği bölgelerde Türk bayrağını indirip yırtması, Türk tırlarını yağmalayıp yakması, binalara saldırmasının eş zamanlı yaşandığını dikkate alarak, herkesin sağduyulu yaklaşması “sığınmacılar meselesine” çözüm odaklı muhataplık geliştirmesi gerekiyor. Türkiye’de çatışma çıkarıp, Suriye üzerinde de Türk devletini uzak tutma planı aynı anda işliyor olabilir. Aman ha dikkat…