Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Bir ülkenin muhalefeti niçin o ülkenin milli savunma sanayiindeki icatlarından, üretimlerinden ve milli savunma teknolojisini diğer ülkelerden aldığı silahlarla güçlendirmesinden rahatsız olur?
Bunun en basit cevabı; düşman hesabına çalıştığı için ve ülkenin sürekli savunma konusunda zayıf kalmasını ve gafil avlanmasını istediğinden dolayıdır. Ülkemizin hava savunma sistemini güçlendirmek için Rusya’dan S-400 aldığımızda üstün zekâ sahibi muhalefet ne demişti:
Meral Akşener önce, “Sarayın korunması için S-400’lerin alındığını duydum, yanmışız biz.” demiş, sonra da ABD ağzıyla “S-400’lerden acilen kurtulmalı” demişti. Kemal Kılıçdaroğlu önce, “S-400’leri kimin için kullanacağız?” demiş, sonra da “S-400’leri geri vereceğiz” demişti.
HDP’li Pervin Buldan, “S-400’lere de F-35’lere de ihtiyaç yok”, Garo Paylan ise, “Bu S-400’ler başınıza daha çok bela olacak. Hemen satalım” demişti.
Bu üçlü ittifakın S-400 mutabakatını anlıyorsunuz değil mi?
ABD’nin “Tekrar etmek gerekirse, Türkiye’yi S-400 sisteminin teslimat sürecini devam ettirmemeye ve bu sistemi elinde tutmamaya çağırıyoruz” açıklaması ışığında bu muhalefeti değerlendirirseniz, bunların Türkiye’ye değil başkaları hesabına çalıştıklarını anlarsınız. ABD’nin Yunanistan’da 9 askeri üs kurduğu bir süreçte Yunanlı komutanların “Larisa’dan üç füze atsak İstanbul Boğazı’ndaki köprüleri vururuz” açıklamaları tesadüf mü?
ABD o 9 askeri üssü hangi hedef için kurmuştur?
Suriye’de terör örgütü YPG’ye tonlarca silah yardımı yapan ABD’nin bir hedefi de Türkiye değil mi?
“Türkiye’nin beka problemi yok. YPG bize mi saldıracak?” diyen Kılıçdaroğlu’nun zekâsıyla olaylara bakılmaz.
Zaten o zekâ iktidar olsa Türkiye korunmaz.
Türkiye tarih boyunca düşmanı olduğu gibi günümüzde de düşmanları vardır. Irak ve Suriye sınırları içindeki terörle mücadele bunun örneğidir. Arkasına emperyalist güçleri alarak sürekli intikam peşinde koşan Yunanistan ve Ermenistan her melanetin altından çıkacak düşmanlığın sahibidir. Irak, İran, Suriye ise Türk milletine düşmanlık konusunda hep sicil sahibi olmuştur. Her üçünün terör örgütü PKK’ya kucak açtığı unutulmamalıdır.
Türkiye bu kuşatılmışlık içindeyken niçin milli savunma konusunda güçlü olması istenmez?
Yurt dışından ihtiyacımız olan savunma sanayii teknolojilerini aldığımıza düşmanlık ettikleri yetmiyormuş gibi bir de kendi ürettiğimiz milli ve yerli ürünlere de düşmanlık ediyorlar. PKK’lı teröristlere kan kusturan milli ürünümüz SİHA için HDP’nin bakışı ‘SİHA’lar artık insanları yargısızca infaz eden araçlara dönüşmüştür” noktasındadır. CHP, İP, HDP ve diğer kuyruklar SİHA’ları, İHA’ları her fırsatta niçin eleştirmekte ve kötülemektedir?
Karabağ’da Ermeni işgaline son vermekte büyük etkisi olan SİHA’ları, İHA’ları ilk CHP ve HDP’nin eleştirmesi bir kansızlık örneği değil mi?
Herhalde bu muhalefetin geçtiğimiz haftalarda İzmir’de 43 Türk savunma sanayii şirketinin teknolojilerini sergilemesi sonrası kimyası daha çok bozulmuştur.
SİHA’lardan helikopterlere, savaş gemilerinden mühimmatlara, elektronik harp sistemlerinden radar sistemlerine kadar birçok sistemi geliştiren, üreten ve güvenlik güçlerinin hizmetine sunan Türk savunma sanayisinin her milli üretimi düşmana korku, içimizde onların ajanlığını yapan bu muhalefete de ıstırap olmaktadır.
Sorumuzu tekrar soralım: Türkiye’nin muhalefeti ülkenin milli savunma sanayii gücünden kimin adına rahatsızdır?