YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
İki hafta önce İstanbul'un Beşiktaş ilçesindeki Gayrettepe'de 16 katlı bir binanın altındaki gece kulübünde tadilat sırasında çıkan yangında 29 kişi hayatını kaybetti. Üç gün önce de Antalya'nın Konyaaltı ilçesinde 1 kişinin hayatını kaybettiği, 7 kişinin de yaralandığı teleferik kazası yaşandı. Vatandaşlarımızın hayatını kaybettiği ve yaralandığı bu olaylarda CHP’li Belediyelerin direkt sorumluluğu var.
Türkiye’de feryat etme, çığırtkanlık yapma gücü yüksek olan CHP odaklı muhalefet, söz konusu iktidar yahut kendinden olmayanların sorumluluğunda yaşanan kazalar, olaylar olunca ortalığı yıkıyor ama kendi sorumluluklarında yaşanan olaylarda kimi zaman cambaza bak oynuyorlar, kimi zaman ise derin bir sessizliğe gömülüyorlar.
Beşiktaş’taki yangında 29 canı kaybettik, 29 evin içine ateş düştü. Anaların, babaların, eşlerin, çocukların giden canların ardından ciğerleri yandı. Acıları da ömür boyu dinmeyecektir.
29 kişinin hayatını kaybettiği gece kulübüne ruhsat nasıl verilmiştir? Gece kulübüne itfaiye raporu olmadan ruhsat verilmiş, CHP’li İBB ve Beşiktaş Belediyesi rapor denetimi yapmamış. Görüntülerden ortaya çıkan manzaraya baktığımızda gece kulübünün her yanı sakıncalı idi ve maalesef 29 kişiye mezar oldu. Ama bu hali kimse konuşmuyor, görmüyor, 29 canın feryadını kimse duymuyor.
Antalya'nın Konyaaltı ilçesindeki teleferik kazasıda aynı böyle bir tedbirsizlik, sorumsuzluk, ihmal barındırıyordu. Allah göstermesin bu olayda da daha büyük kayıplar yaşanabilirdi. Gerçekten büyük bir felaketten dönüldü. Burada da sorumlular yine CHP’li Belediyeler…
Maalesef Türkiye’de liyakat, sorumluluk, hukuk, adalet, suçlama kişiye göre, partiye göre farklılık göstermektedir. Böyle bir hataya Türkiye’de her kesim düşmektedir. Fakat CHP odaklı muhalefetin bu konulardaki tutumu birçok tezatlık ve ikiyüzlülük barındırmakta...
Can kaybı yaşanan bu iki olayın sorumlusu CHP’li Belediyeler değil de Cumhur ittifakının mensubu bir parti olsaydı bunların feryat etme, çığırtkanlık yapma oranını bir düşünün!
O yüzden bir yerdeki bir ihmal, tedbirsizlik, usulsüzlük vatandaşımızın canına mal oluyorsa, sorumlusunun hesap vermesi kişilerin yahut partilerin farklılığına göre değişmemelidir. Vatandaşımızın canı üstünde başka bir hesap olabilir mi? Bir vatandaşın burnu kanasa dahi, onun sorumlusu kim olursa olsun hesap vermelidir.
A şahıs bir suç işliyor suçlu, B şahıs aynı suçu işlediğinde suçsuz muamelesi yapılıyor. Niye? Çünkü o bizden! Bu hastalığın tedavisi yapılmazsa liyakat temeli asla oluşturulamaz.
Bu oluşturulamazsa her alandaki ihmaller yine vatandaşlarımızın canına kast etmeye devam edecektir.
Bu gidişatı besleyen çifte standart davranışlardır. İktidar ve muhalefet yani sorumlusu kimse bu davranıştan uzak durmalı, toplumun can ve mal güvenliğini her alanda sağlamalıdır. Bu durum değişmez kural ve ilke olarak herkes tarafından kabul edilmelidir.