Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
MHP Lideri Devlet Bahçeli, grup toplantısında 6’lı masa ve uzantılarının İstanbul’daki terör eylemi sonrası yaptıkları propagandaları “İstiklal Caddesi saldırısını yaklaşan seçimler sebebiyle iktidarın yaptırdığını söyleyenler, bunu yazıp çizenler, sadece namussuz değil, aynı zamanda aramızda dolaşan casuslardır” şeklinde özetlemişti.
6’lı masanın yarattığı propaganda atmosferi öyle bir noktaya geldi ki, âdeta “Hükümet-devlet sivillere yönelik terör eylemi yapar, PKK yapmaz” şeklindedir. Açık açık bunu ima etmeye başladılar. Bombayı İstiklal Caddesi’ne bırakan kadın terörist itirafını yapmış, bombayı getirdiğine dair kamera kayıtları ortaya çıkmış, kimlerle ilişki içinde olduğu, onu kimlerin yönlendirdiği tespit edilmiş, gözaltına alınanlar, tutuklananlar olmuş ama bunlar Türk devletine değil, PKK’nın propagandalarına inanmışlardır. Terör örgütü PKK’nın bile düşünemediği şeytanca propagandaları bunlar yapmaktadır.
Bunların propagandalarına bakarsanız PKK melek, Türk devleti cani… Bunların yorumlarına ve imalarına bakarsanız terör örgütü PKK’nın varlığını insanlık için harcadığına inanırsınız.
Merhum Abdürrahim Karakoç’un şiirindeki şu ifadeler aklıma geldi.“Doğru mu, yanlış mı karar sizlerin
Biz aklın durduğu çağda yaşadık
'Ben dinsizim! ' diyen beyinsizlerin
Din dersi verdiği çağda yaşadık.”
Şimdi de teröristler ve onlarla iş birliği yapanlar ders vermeye kalkıyor.
Terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonlara karşı çıkanlar, arabasında PKK’lı teröristlere silah taşıyan, belediye araçlarıyla yollara bomba döşeyen, dağdaki teröristin kucağından kalkıp gelenleri milletvekili yapan HDP’lilerle ittifak yapanlar, terör örgütü PKK’yı değil de Türk devletini ve hükümeti suçlayabiliyorlar. Dikkat ediyor musunuz?
6’lı masa, PKK ve FETÖ bu son terör olayında aynı dili kullanarak devleti ve hükümeti suçlamaktadır. Mersin polisevine saldırıda da aynı dili kullanmışlar ve sonuçta yine rezil olmuşlardı.
Bir başka aklımızla alay eden olay ise, 6’lı masanın prensi olan terörist Demirtaş’ın İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısıyla ilgili yaptığı açıklamalar olmuştur. Yüzlerce kişinin azmettirici katili olan bir terörist nasıl oluyor da bu konularda ahkâm kesiyor ve böyle bir fırsat ona nasıl sağlanıyor inanın anlaşılır gibi değildir.
“Hendek kazanların ellerinden öpüyorum” diyecek kadar alçaklaşan ve o terör olaylarında 793 askerimizin, polisimizin şehit edilmesinde başaktör olan terörist Demirtaş kamuoyuna İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısıyla ilgili sorular sormuş… Öyle sorular sormuş ki, soruları okuyana “Aaa PKK yapmamış” dedirtmeyi hedeflemiş… Soruları soran kişiye bakar mısınız?
“PKK’lıların cenazesine katılmayan HDP milletvekillerine soruşturma açtırırım” ve “PKK’lı gençlerin ölüsüne de, dirisine de sahip çıkacağız” diyen kişi…
Terörist Demirtaş demiş ki : "Her şeyiyle." "İşte buradayım, beni yakalayın" diyen, yakalandığında da şaşkın ördeğe dönüşüp üstüne New York yazılı tişört geçirilip fotoğraf çektirilen kişi gerçekte kim?
Senin yönlendirdiğin Hendek-Çukur olaylarında terör eylemi yapan teröristlerin etek-fistan giydiğine şaşırmıyorsun da, İstanbul’da bomba patlatan PKK’lı teröristin New York yazılı tişört giymesine mi şaşırıyorsun?
Ya da ABD’nin terör örgütü YPG’ye tonlarca silah yardımı yapmasına şaşırmıyorsun da, bombacı teröristin New York yazılı tişört giymesine mi şaşırıyorsun?
Terörist Demirtaş, PKK’lı teröristin Taksim’deki eyleminden bile Suriye’deki YPG’yi koruma atmosferi yaratmaya çalışan şu soruyu sormuş: Suriye'ye bir sınır ötesi operasyonun altyapısı mı hazırlanmak isteniyor?
Alçaklığa bakar mısınız?
Mealen diyor ki: Bombalı saldırıyı Suriye’ye operasyon yapmak için hükümet organize etti.
6’lı masanın, HDP’nin, PKK’nın, terörist Demirtaş’ın, FETÖ’nün ağız birliğine bakarsanız oyunu çok net görebilirsiniz.
PKK’nın terör eylemiyle hepsinin ortak buluştuğu nokta PKK’yı korumaktır.