Ramiz Ongun, Ali Babacan’ın Deva’sından istifa etmiş. Birçok yerde “Deva’da büyük istifa” şeklinde haber olmuş. Bence gündem Ramiz Ongun’un, Deva’dan istifası değil, Deva’da ne gezdiği sorgulanmalıydı. Ben o sorgulamayı yazılarımda defalarca yaptım. O sorgulamayı da tutarsızlıklarına, çizgi bozukluklarına ve yıllardır MHP’yi ele geçirmek için sergilediği seviyesiz çabalara dayandırarak yapmıştım. Yıllarca MHP’de Genel Başkanlık hayali kuran Ramiz Ongun’u, DEVA’da Genel Başkan Yardımcısı dahi yapmamışlardı ama o “Başdanışman” sıfatını kendine yeterli buldu. Yahut verilenle yetiniyor gözüktü. Başdanışman sıfatının Ali Babacan üzerinde etkisi herhalde hiç yoktu ki, Ali Babacan, Türklüğü Anayasa’dan çıkarmayı, Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmeyi, terörist Demirtaş’ın serbest bırakılmasını, HDP kongresine mesaj göndermeyi kendi misyonuna uygun düşünüyor ve uyguluyordu. Ramiz Ongun’un, bu ve benzeri ihanetlere karşı zerre itirazı olmuyordu. Hatırlayın MHP’ye iftiralar atıyor, ne türlü suçlamalarda bulunuyordu fakat ortada bu kadar Ali Babacan’ın ihanet politikaları dururken, onlar bu politikalar karşısında dut yemiş bülbüle dönmüştü. Susuyordu, biliyordu ama görmezden geliyordu.
Ve nihayet gün geldi. CHP içinden seçime girecek Deva milletvekili listeleri açıklandı. Gözlerimiz Ramiz Ongun’u orada da aradı. Öyle ya! Koskoca MHP’ye Genel Başkan olmaya kalkan Ramiz Ongun’u, küçücük Deva’da milletvekili listesine koymaları lazımdı. Genel Başkan yardımcılığı bile layık görülmeyen Ramiz Ongun’a, milletvekili adaylığı da layık görülmemişti. Bu Ramiz Ongun, 1999 seçimlerinde “Seçilemem” diye MHP’nin adaylık sıralamasından istifa etmişti ama sıralamasında dursa milletvekili seçiliyordu. Hırs ve kibir hali işte bazen böyle nasipsizlikler yaratır.
Deva’da milletvekilli olmaya dahi layık görülmeyen Ramiz Ongun, o kadar Ali Babacan ihanetlerine tepki gösteremezken sadece milletvekili yapmamalarına bozularak ve "Milli hassasiyetlerin önemsenmediği, istişare kültürünün yok sayıldığı, liyakat anlayışının dışına çıkıldığı, "vesayet" altında olduğu izlenimini üstünden atamayan bir yönetim anlayışının hâkim olması nedeniyle Deva Partisinden istifa ediyorum." açıklamasını yaparak Ali Babacan’ın yanından ayrıldı. Milli hassasiyetlerin şimdi akla gelmesi ne kadar ilginç değil mi? Ali Babacan, Deva’yı kurduğu günden bu yana hangi milli hassasiyeti gösterdi ki bugüne kadar farkına varamadan bekledin Ramiz Ongun?
Ramiz Ongun’un, MHP’den sonra Anavatan, DYP, AKP gibi partilerle dirsek temasları olduğu için Deva’ya gitmene asla şaşırmamıştık tamam da aklımıza sadece yıllar sonra MHP’ye tekrar dönüp, kongre süreçlerinde MHP’ye yönelik söylediğin her söz hala kulaklarımızda çınlıyor. MHP kongresinde kullandığın seviyesiz sözlerine yönelik sana alkış tutanların manzarası hala gözümüzün önünden gitmiyor. Ramiz Ongun, her Ülkücü için ders niteliği taşıyan bir figürdür. Her gördüğünüzün peşinden koşmamak adına yaşayan bir tecrübe örneğidir.
Hayatı boyunca MHP ve Ülkücü Hareket çizgisinden zerre sapmamış MHP Lideri Devlet Bahçeli karşısında, Ramiz Ongun ve benzerleri için davasına küsenler, kapıyı hızlıca çarpıp çıkanlar, ikilik ve bozgun yaratanlar tüm bunlara değen bir şey gördünüz mü?
Bunlar için değmediği her haliyle görüldü çünkü “Efsane” diye pazarladıklarınız Ali Babacan’ın yanında konu mankeni olarak kullanıldı ve siyasete öyle veda etti.
Meşhur Ramiz Dayı repliklerinin birinde ne diyordu: Bazen hayat seni öyle zorlar ki yeğenim. Yolun başında kimdin unutursun...