Suriye’de Beşar Esad rejimini düşürmek için başlatılan operasyonlardan sonra Suriye’nin birçok yerini işgal altında tutan terör örgütü YPG’nin sözde yetkilileri paramparça oldu. Kimi İsrail’e kimi de ABD’ye “Bizi kurtarın” diye yalvarmaya başladı. Hala da yalvarıyorlar. Bir oraya, bir buraya mektup yazıp duruyorlar. Suriye Milli Ordusu’nun terör örgütü YPG’nin işgali altındaki Tel Rıfat’ı, Münbiç’i, Deyrizor’u temizlemesi ve Rakka, Haseki ve Ayn el-Arab içinde son hazırlıklarını yapması bunlara adeta kabusu yaşatıyor.
Sırtını ABD ve İsrail’e dayayan terör örgütü YPG’nin düştüğü hal, nasıl bir rezil yaşam sürdüklerinin de delili olmuştur. Bunlar öyle çapsız, karaktersiz ve korkak ki, ABD’nin kendilerine verdikleri silahları bile bırakıp kaçıyorlar.
YPG’nin başındaki Mazlum Abdi denen satılık maşa adeta “Bizi satmayın, Türkiye’ye siyasi baskı yapın” diye ABD'ye yalvarıyor. Bu soysuz terör topluluğu öyle rezil halde ki, kurtulmak için sadece ABD ve İsrail’e de yalvarmıyor. Suriye’nin yeni yapılanmasına "Şam’a bir heyet göndererek Suriye’deki yeni düzende yerimizi ele almak istiyoruz. Yeni hükümette bizim siyasi yapımız da temsil edilmeli. Güçlerimiz, Suriye’nin yeni ordusunun bir parçası olmalı." diye mesaj gönderip her yöne oynuyorlar. Türkiye’ye “Sultan Süleyman’ın türbesini eski yerine döndürme taahhüdümüzü yeniliyoruz. Aynı zamanda alana giden yolu açık tutmaya hazır olduğumuzu teyit ediyoruz. “ şeklinde sözde el uzatıyor ve “Türkiye ile görüşmeye hazırız” çağrısı yapıyor. Yeri geliyor bulundukları yerlere ABD, Rusya bayrakları asıyorlar, yeri geliyor Suriye’nin yeni bayrağı altında toplanacaklarını söylüyorlar. Terör örgütü YPG, Türk Ordusu ve Suriye Milli Ordusu’nun gazabından kurtulmak için şu kısa sürede basmadık tuş bırakmadılar.
ABD’nin yeniden başkanı olan Trump’un "Türkiye büyük bir güç ve Erdoğan, benim çok iyi anlaştığım bir lider, kendisinin çok büyük bir askeri gücü var. Üstelik ordusu savaşla yıpranmamış, tüm o süreçler sonucu yıpranmamış durumda. Kendisi çok güçlü ve etkili bir ordu inşa etti" şeklindeki son açıklamaları da terör örgütü YPG için büyük darbe olmuştur. ABD Başkanı Trump; Türkiye’ye, Türk ordusuna ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına buna benzer daha birçok hakkını teslim eden övgü cümleleri kurdu.
ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’ye yönelik bu cümleleri kurduğu anlarda, terör örgütü PKK/YPG sözde elebaşlarından İlham Ahmed’in Trump’a yazdığı “Eğer Türkiye işgali gerçekleştirirse, sonuçları felaket olur, sizin elinizde bu felaketi engelleyecek gücün olduğunu düşünüyoruz. Kararlı liderliğiniz bu işgali durdurabilir ve barış ile güvenlik için verilen savaşta sadık müttefikler olarak yanınızda duranların onurunu ve güvenliğini koruyabilir.” içerikli acınası mektubu Washington yolundaydı. “Satılma ve yalvarma duygusunu” aynı anda nasıl yaşıyorlar bakar mısınız? Kürtler işte, bu soysuz, karaktersiz terör örgütü YPG’nin elinden, onun gölgesinden kurtarılmalıdır. Bunu sağlayacak en büyük güçte Türkiye’dir. ABD’nin dostluğu da düşmanlığı da kendi şartlarına göre elbette değişebilir. Fakat ABD Başkanı Trump’ın Suriye’deki gelişmelere bağlı bu övgü ve tespitleri önemlidir. Gelişmelere karşı hem dikkatli olmalıyız hem de “kendi göbek bağımızı kendimiz keseriz” duruşumuzu da asla bozmamalıyız. Sınırımızda terör örgütü YPG’nin işgali altında bulunan yerleri de bir an önce temizleme iradesini göstererek, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlandığı, demokrasi ve adaletin Suriye’de hayata geçirildiği manzarayı gerçekleştiren büyük Türkiye olmalıyız. Terör örgütü PKK/YPG kime yalvarırsa yalvarsın, meselenin son noktası MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Terör örgütlerinin Suriye topraklarından sökülüp atılmasından başka seçenek de kalmamıştır. PKK/YPG’nin Suriye’de tutunması geldiğimiz bu aşamada muhal bir hayaldir.” şeklinde ifade ettiği gibi olacaktır.
YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN