Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Türkiye geçmişte de benzeri acıları yaşadığı gibi, Bartın’daki (Amasra) maden ocağındaki patlamadan dolayı yitirdiğimiz 41 canın acısını yaşadı. Allah ailelerine sabır versin, Türk milletinin başı sağ olsun. Hayatını kaybeden madencilerin mekânı cennet olsun. Türkiye’nin acı yükü gerçekten yıllardır çok fazladır. Terör olayları, trafik terörü, depremler, seller, çığ düşmeleri, maden patlamaları, orman yangınları bu acıların yüzdesini belirleyen olayların başında gelmektedir. Allah Türk milletini her felaketten korusun. Bir daha böyle acıların yaşanmaması en büyük temennimizdir.
Türkiye bu olayları yaşarken çevresindeki, bölgesindeki olaylar, gelişmeler karşısında da çok dikkatli olmalıdır. Çünkü bu ülkede başkası hesabına çalışan siyasetçiler, medya ve sözde sivil toplum kuruluşları vardır. Bunlar başkası hesabına çalışırken, Türkiye’yi de ateşin içine atmaya çalışmaktadırlar.
Mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD'de yaptığı konuşmada Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili "Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna'nın yanında yer almamız gerektiğini düşünüyoruz" şeklindeki konuşması buna örnektir. Bu ağız Amerikancı bir ağızdır. Eskiden “Komünistler Moskova’ya” diyorduk. Şimdi komünistler Amerika’ya koşuyor. Kemal Kılıçdaroğlu, Ukrayna’yı ABD’nin gazlamasının, yönlendirmesinin bu hâle getirdiğini bilmiyor mu?
Önceden de CHP-HDP yancısı Meral Akşener “Rusya’ya yaptırım” çağrısında bulunmuştur. Türkiye, Rusya ve Ukrayna arasında ateşi düşürmeye, barışı sağlamaya yönelik ayakları yere sağlam basan bir diplomasi yürütürken, bu tavrı hem Rusya hem Ukrayna tarafından destek bulurken, Türkiye’ye “Savaşın tarafı olun” demek apaçık Amerikan hesabına çalışmaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’da barış masası kurduğunda Rusya ve Ukrayna heyetleri bu girişimi ayakta alkışlamışken, “Ukrayna yanında yer alın, Rusya’ya yaptırım uygulayın” diyen kim varsa aslında Türkiye düşmanlığı yapmaktadır.
Hele ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın himayelerinde, Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında "Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi"nin İstanbul’da imzalanması ve dünyanın her yerinden tebrik alması gerçeği ortada iken Türkiye’yi yaşanan Rusya-Ukrayna savaşında taraf olmaya davet etmek akıl işi değildir. Biz de zaten bu muhalefette akıl aramıyoruz. Sadece dediğimiz “Gölge etmeyin, başka ihsan istemeyiz” şeklindedir.
Türkiye’deki muhalefet gerçekten Türkiye düşmanıdır. Bu her türlü ispatlıdır.
Putin, Enerji Zirvesi'nde Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatı için Türkiye'de büyük bir doğal gaz dağıtım merkezi kurulabileceğini, “Türkiye'de Avrupa için doğal gaz merkezi kurabiliriz. Rusya, kışın dâhil Avrupa'ya enerji sevkiyatına hazır, top onların sahasında” sözleriyle ifade edince İP Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem’in “Putin belli ki Cumhur İttifakı’na katılmış…” şeklinde, İP’in en geveze milletvekili ve danışmanı Aytun Çıray “Putin, Cumhur İttifakı'nın üçüncü üyesi olmuş" şeklinde ve ona "Aytun Bey aynen diyeceğim söz buydu. Putin, Cumhur İttifakı bileşenlerinin 3. üyesi olmuş” şeklinde destek veren CHP’li Berhan Şimşek ve CHP’li gazeteci Nevşin Mengü ise “Putin, Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için AK Parti il başkanı gibi çalışıyor” şeklinde açıklama yaparak aslında “Türkiye doğal gaz sıkıntısı yaşasın, biz de siyasi rant devşirelim” diyorlar. Türkiye’nin durduğu noktayı övmek ve desteklemek yerine, Türkiye’nin bir felaket, sıkıntı yaşamasını arzulayan pespayelik dışında ne görüyorsunuz?
Bunların şehitlerimizin arkasından döktükleri gözyaşları da, madencilerin arkasından döktükleri gözyaşı da timsah gözyaşıdır. Çünkü bunlar siyasete “AK Parti hükümeti ve Cumhur İttifakı zamanında ne kadar olay, ölüm, sıkıntı olursa bizim siyasi geleceğimiz açısından iyi olur” gözüyle bakmaktadır. Can Ataklı isimli geveze de hükümetten kurtulmanın yolu için birtakım felaketler sıralamıştı.
Bu karakterdeki muhalefetin ipiyle kuyuya inmek demek, Türkiye’nin sonunu hazırlamak demektir. O yüzden bu oyunlara herkes dikkat etmelidir.
