Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN
Türk siyasetinin kara mizah tiplemesi, CHP’nin tüm değer yargılarının seri katili Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz günlerde yine bir kapı ziyareti gerçekleştirdi. Normalde bir gün öncesinden “Ben şu saatte, şu kurumun önünde olacağım” diye duyurarak SADAT ziyaretini gerçekleştirirdi.
Oysa CHP’nin gündemi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na “kamu görevlisine hakaret”, “devleti alenen aşağılamak” ve “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla verilen 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezasının Yargıtay tarafından onanması idi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündemi de “Partimizin tüm milletvekilleri, derhal İstanbul il başkanlığı binamıza doğru yola çıkın” çağrısından önceden bunu planladığı anlaşılıyor ancak ertelemesinin tek sebebinin Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen karar olduğu görülüyor.
Aslında Kemal Kılıçdaroğlu bir bakıma da gündem değiştirmek istedi. Niye istemesin ki?
Baktı Canan Kaftancıoğlu’nun gündemde durmasının partisine zarar vereceği çok net ortada idi. O da SADAT üzerinden gündem yaratmaya çalıştı. Fakat orada kullandığı ifadeler bumerang olup gelip yine kendini vurdu.
Canan Kaftancıoğlu gündemde tutuldukça PKK, DHKP-C, MLKP, HDP sevdası, Atatürk düşmanlığı, İslam dinini alaya alması, ateistliğiyle övünmesi, Ermeni militanı gibi davranması, Domuz etini lezzet olarak sunması, terörist Demirtaş ile kadeh arkadaşlığı velhasıl topyekûn bir Türk-İslam düşmanlığı herkesin zihnine daha çok yazılacaktı. Zaten Türkiye bunları konuşup, tartışırken CHP’nin de bu konuyu gündemde tutmasının CHP’ye bir faydası olmayacağını gören Kemal Kılıçdaroğlu anında rotasını başka bir gündem yaratmaya döndürdü.
SADAT’ın misyonu için “Türkiye merkezli bir askeri danışmanlık şirketidir. Şirket, 28 Şubat 2012 tarihinde emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi tarafından kurulmuş olup uluslararası alanda askeri ve iç eğitim, savunma danışmanlığı ve mühimmat alımı gibi hizmetler sunmaktadır” cümleleri kullanılıyor. Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi geçmişte Cumhuriyet, Atatürk aleyhinde ve Kürtlere özerklik isteyen birçok gereksiz, lüzumsuz açıklamaları olan birisidir. Böyle biri nasıl Tuğgeneral olmuş o da ayrıca tartışılır.
SADAT’ın tam misyonu nedir, çalışma sahası nedir tam bilgi sahibi değilim. Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nu çok iyi tanıyoruz.
Kemal Kılıçdaroğlu SADAT’ın önündeki konuşmasında “Burası terörist yetiştiren bir kurumdur” cümlesini kurmuş… Burası gerçekten terörist yetiştiren kurum ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu yapıyı bağrına basması gerekmez miydi?
PKK’lı teröristleri azmettirerek binlerce kişiyi öldürten terörist Demirtaş’a “şeref madalyası takılması lazım” diyen bu Kılıçdaroğlu değil mi?
YPG saflarında çatışırken ölen terörist Aziz Güler ile TBMM’de görüşmesi olan, cenazesini karşılamaya da en üst düzeydeki CHP’lileri gönderen bu Kılıçdaroğlu değil mi?
“YPG terör örgütü değil. Vatanını savunan bir oluşum” diyen bu Kılıçdaroğlu değil mi?
HD(P)KK ile her türlü ittifak ve işbirliği yapan bu Kılıçdaroğlu değil mi?
Diyarbakır ve diğer birçok ilde analar, babalar “Çocuklarımızı dağa kaçıran HDP’dir” diye HDP binaları önünde eylemler yaparken görmezden gelen Kılıçdaroğlu’nun “Burası terörist yetiştiren bir kurumdur” diye SADAT’ın kapısına dayanması zekâsı ve karakterinin halini gösteriyor.
Niye her şey ortada iken HDP’nin kapısına dayanmıyor?
Niye kendisi terör örgütlerine, teröristlere sahip çıkmak için çırpınıyor?
MLKP kurucusu terörist için “Hasan Ocak yaşıyor. Komutana bin selam!” diyen Canan’a destekten bir gün sonra SADAT’ın kapısına dayanan Kılıçdaroğlu senin zekâ düzeyin nedir gerçekten çok merak ediyoruz.