YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Toplumdaki öfke ve şiddet hali, acı sonuçlarıyla artışını sürdürüyor. İnsanlar öyle basit sebeplerle birbirine zarar veriyor ve öldürüyor ki inanın haberleri dehşetle izliyoruz. Bence Türkiye’nin en büyük meselelerinden birisi de budur. Bu konu ana başlıklar içinde hep ön planda durmalıdır. Son yıllarda, aylarda bu konuyu çok önemsediğim için sürekli değiniyorum.
Türkiye’deki haber bültenlerini izlemek, kişide büyük sabır ve vicdan dayanıklılığı gerektiriyor. Zevkine adam öldürenler, “yan baktın, tipini sevmedim” diye adam öldürenler, evladını öldüren ana ve babalar, anne ve babasını öldüren evlatlar, otostop yapıp iyilik gördüğü araç sahibini öldürenler, trafikte sinyal vermedi, kornaya bastı diye adam öldürenler, bir metrekarelik toprak için adam öldürenler… Ölümlü ve yaralanmayla biten o kadar çeşitli olaylar var ki, akıl alacak gibi değil…
Toplum içinde ruh sağlığını yitirmiş kişiler sadece insanlara değil, hayvanlara da çevreye de zarar veriyor.
Geçen gün de bir binaya güvenlik görevlisi olarak alınmış bir ruh hastasının kediye nasıl işkence yaparak öldürdüğünü dehşet içinde izledik. Kediye dakikalarca işkence eden ruh hastasının, 3 suçtan sabıkası varmış… Bu kişiye bir bina nasıl teslim edilmiş, o dehşet görüntüleri izleyince defalarca kendi kendimize sorduk… İnanın bu gidişat iyi değil… Artarak, katlanarak bu süreç ilerliyor.
Bu gidişatın farkına 5 yıl önce varan MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin alanındaki uzman MHP’li yöneticilere “Ruh Sağlığı Yasası” teklifini hazırlatıp TBMM’ye sunması ve “Günümüzün karmaşıklaşan hayat şartlarında, vatandaşlarımızın maddi ve manevi sorunlarının yanı sıra ruhsal olarak da zorluk çektiğini görüyor ve değerlendiriyoruz.
Kaldı ki, ruh sağlığı hizmetleri alanında hizmet alan, hizmet veren insanlarımızın ağırlaşan problemlerinin farkındayız.
Tüm bu sorunlarla şuurlu, programlı ve etkili şekilde başa çıkabilmek için; hakların, sınırların, yetkilerin açık ve net olarak belirlendiği bir toplumsal sözleşmeye, diğer bir ifadeyle Ruh Sağlığı Yasasına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Nitekim gelişmiş ülkelerin tamamında, gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda söz konusu yasa vardır ve yürürlüktedir.
Türkiye’de ise bu alanda bir boşluk hâkimdir.
Bu kapsamda sosyal ve toplumsal pek çok yararı olacağına inandığım Ruh Sağlığı Yasasının bu yıl içinde TBMM’den çıkarılmasını içtenlikle bekliyor ve temenni ediyorum.” (8 Ocak 2019) şeklindeki açıklaması çok önemliydi. Gelinen şu noktada Türkiye’nin en büyük ihtiyaçlarından birisi de Ruh Sağlığı Yasası olmuştur. Yaşanan ekonomik krizin yarattığı atmosfer, aile bağlarının zayıflaması, bireylere aile içinde, okulda ve birçok alanda verilen eğitim kalitesinin düşüklüğü, inanç, iman, ahlak, tahammül zayıflığı toplumda yaşadığımız tüm bu olayları tetiklemektedir. Hepsi zincirleme birbirine bağlanmış etkenlerdir bunlar…
Her gün haber bültenlerini izlediğimizde içinde bulunduğumuz atmosferin “adam sendecilikle” geçiştirilmeyecek kadar çok önem arz ettiği ortadadır. Kaybedenlerin ruh sağlığını tekrar kazanması, mevcut ruh sağlığımızı korumak için MHP’nin “Ruh Sağlığı Yasası” teklifine herkes pür dikkat kesilip hayata geçirmek için birlik olmalıdır. Ruh sağlığı yoksa bu toplum maalesef felakete doğru sürüklenecektir. Bu manzarayı görüp, aksini iddia edecek var mı?
