YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN
Türkiye-Suriye ilişkilerinde geçmişte ne yaşandıysa yaşansın, şimdi çözüm yolunda atılan adımlar desteklenmeli ve Türkiye-Suriye arasında çözülecek meselelere yoğunlaşılmalıdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaklaşık iki hafta önce “Biz şu an itibarıyla Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız” açıklamasında bulunmuştu. Bu açıklamanın üzerine Türkiye ve Suriye arasında 11 yıl sonra ilk temas Moskova’da gerçekleşti.
Milli Savunma Bakanı Akar ve MİT Başkanı Fidan, Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile Rusya Federasyonu ve Suriye istihbarat başkanlarıyla üçlü toplantıda bir araya geldi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ocak ayının ortasında da ikinci bir görüşme gerçekleşeceğine dair bir bilgi verdi. Bunlar önemli adımlardır. Türkiye ve Suriye arasında sığınmacılar ve terörle mücadele konusu ana başlıklar durumundadır. Bu iki konuda Türkiye ve Suriye’nin bir noktada buluşması gerekiyor. Türkiye’nin sığınmacılar konusunda toplumsal bir rahatlama yaşaması ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden terör unsurlarının ortadan kaldırılması gerekiyor. Türkiye zaten yoğun bir şekilde kendini tehdit eden terör örgütleriyle Suriye’nin toprakları üzerinde de mücadele ediyor. Türkiye ve Suriye arasında başlayan temaslar umarım bu konularda hem Türkiye’yi hem de Suriye’yi rahatlatır
Suriye, Türkiye’nin terör örgütü YPG’ye karşı verdiği mücadelenin önemini görmeli, anlamalı ve desteklemelidir. Suriye’nin bu konuda Türkiye ile işbirliği içine girmesi, aynı zamanda kendi toprakları üzerinde ABD’nin terör örgütü YPG’ye sözde bağımsız devlet kurdurma çabasının önüne geçecektir.
Son 11 yıllık Türkiye-Suriye ilişkisinde yaşanan olumsuzluklara saplanıp kalırsak bunun ne Türkiye adına ne de Suriye adına bir faydası olmaz. Kavga sürerse, kazananlar bölgenin haritasını değiştirmek isteyenler olacaktır.
CHP’nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a mektup göndermesi ve o mektup içinde “Erdoğan’ın günleri sayılı. Herhangi bir görüşme seçimin geleceğini etkileyebilir. Bizim iktidarımızda Suriye yönetiminin tazminat dâhil bütün talepleri karşılanacak. İdlib dâhil Suriye topraklarındaki tüm askerleri çekme sözü veriyoruz” diyerek Türkiye-Suriye arasındaki görüşmeleri engelleme çabasını herkes görmelidir. CHP sığınmacılar konusunda bir çözüm bulunmasından, çok sevdiği terör örgütü YPG’ye iki taraflı darbe vurulmasından tedirgindir. Hele bunların seçim öncesi gerçekleşmesi CHP için her türlü darbe olacaktır.
Türkiye, Suriye ilişkilerinde asla geçmiş 11 yıla saplanıp kalmamalı ve önüne bakmalıdır. Moskova’da başlayan görüşme zirvesi devam etmeli ve meseleler konusunda çözüm odaklı yaklaşmalıdır.
Türkiye’deki sığınmacılar meselesi ve Suriye üzerindeki terörle mücadelemiz muhakkak Suriye ile gerçekleşen diyaloglar sonrasında, her iki ülkenin menfaatlerine uygun çözüme kavuşur. En büyük beklentimiz bu yöndedir. Türkiye-Suriye görüşmeleri bu yüzden çok önemlidir.