Türk Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup Toplantısında gündeme ve dış politikaya dair önemli açıklamalarda bulundu.
Lider Bahçeli, "Öteden beri Kürt kardeşlerimize bizi kötülediler, aramıza çomak sokmak, insani, İslami ve milli irtibatlarımızı sabote etmek amacıyla her yalan ve iftirayı tedavüle soktular. Fitnenin küfürden daha şiddetli olduğu aşikârken, buna aldırış etmeksizin en vahim, en vandal, en vahşi dedikoduları milli bünyemize serpiştirip servis ettiler." dedi.
"Kürt kardeşlerimize hiçbir zaman şaşı bakmadık"
Birliğin içinde mahfuz olan çeşitliliği, çeşitliliğin içinde tıpkı bir cevher gibi saklı duran birlik ve zenginliği görmeden, göremeden, üstelik bunu göstermeden parkurunda ilerlediğimiz yeni yüzyılı lehimize nasıl çevireceğiz? Tam bir buçuk asırdır, Türk ile Kürt arasında açılmak istenen ölümcül uçurumları ebediyen ve tamamıyla kapatmadıktan sonra bin yıllık kardeşlik çağrısını gerçek manasına nasıl tahvil ve teşmil edeceğiz?
Öteden beri Kürt kardeşlerimize bizi kötülediler, aramıza çomak sokmak, insani, İslami ve milli irtibatlarımızı sabote etmek amacıyla her yalan ve iftirayı tedavüle soktular. Fitnenin küfürden daha şiddetli olduğu aşikârken, buna aldırış etmeksizin en vahim, en vandal, en vahşi dedikoduları milli bünyemize serpiştirip servis ettiler.
Zehri zemzem diye yutturmaya kalkıştılar. Milliyetçi Hareket Partisi ile Kürtleri düşman göstermek amacıyla iç ve dış menşeli hain bir propagandayı devamlı güncelleyip körüklediler. İtiraf edeyim ki, ne yaptıysak, neyi söylediysek, kendimizi bir türlü anlatamadık, belki de muhabbet ve hürmetimizi layık olduğu veçhile gösteremedik. Halbuki Kürt kardeşlerimize hiçbir zaman şaşı bakmadık. Onları hiçbir zaman öteki ve sorun görmedik. Hep birlikte Türk milleti olduğumuzu yüreklice savunduk.
Bakınız 6 Haziran 2011 tarihli Diyarbakır açık hava toplantımızda ne demiştim:
“Siz Türk milletinin eşit, onurlu ve yeri doldurulamaz birer mensubusunuz.
Siz bizim her şeyimizdeniz.
Duamızdasınız, gönlümüzdeniz, dilimizdesiniz.
Şuna da kesinlikle inanın:
Vashington’dakiler sizi benden daha fazla sevemez.
Brüksel’dekiler sizi benden daha çok anlayamaz.
Erbil’deki peşmerge sizi benden daha çok sahiplenemez.”
Türk ile Kürt’ün alın yazısı bir yazılmıştır.
Biz bu görüşten hiçbir şekilde taviz vermedik.
Türkiye Cumhuriyeti devleti hepimizin, Türk vatanı hepimizin, dahası hepimiz Türk milletiyiz.
Yine Diyarbakır açık hava toplantımızda şunları söylemiştim:
“Unutmayınız ki;
Ya bu vatan üzerinde bir ve bütün olarak kardeşçe yaşayacağız;
Ya da millet olarak yalnızca Diyarbakır’dan değil, Anadolu’dan da atılacağız.
Yedi düvelin karanlık planları durmak bilmiyor.
Bunun için terörist PKK’yı taşeron olarak kullanıyor.
Dağlarımızdaki eli silahlı eşkıyayı sürekli besliyor.
Bir tarafta hepimiz varız, diğer yanda milletimizi ayrıştırmaya çalışan odaklar.
Bir yanda Türk milleti var, diğer yanda iştahları yüzyıllardır doymayan Haçlı zihniyeti.
Umuyorlar ki birbirimizden kopalım.
İstiyorlar ki kardeş kavgasının tarafı olalım.
Diliyorlar ki birbirimize küselim ve çözülelim.
Aramızı bozmaya çalışıyorlar.
Birbirimize düşürmeye çabalıyorlar.
Biz birlikteyken amaçlarına ulaşamadılar, ulaşamayacaklarını da biliyorlar.
Şimdi de dağıtarak sonuç almayı istiyorlar.
Ama asla başaramayacaklar.
Emellerine muvaffak olmayacaklar.
Bizi asla bölemeyecekler.”
"hain bölücü örgütün sonu gelmiştir"
Evet ve şüphesiz bizi bölmeye kimsenin nefesi yetişmeyecektir. Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar çekmek için on yıllar boyunca faal halde bulunan zalimler ve onların kiralık tetikçisi hain bölücü örgütün sonu gelmiştir. PKK/YPG terör örgütü Kürt kardeşlerimizin ne vasisi, ne vasıtası, ne de varlık beyanıdır. Bölücü terörün Türk-Kürt kardeşliğini küresel sipariş üzerine hançerleme teşebbüsleri artık çuvallamış, muazzam milli uyanış kenetlenmiş halde belini doğrultmuştur.