ABD'nin eski Fas büyükelçisi Marc Ginsberg tarafından verilen dilekçede, Telegram'ın 'şiddet, aşırıcılılık ve anti semitizm düşüncelerinin yayılması için kullanıldığı' iddia edildi.
Ginsberg'in sahibi oluğu Daha Güvenli İnternet için Koalisyon (CSW) isimli sivil toplum kuruluşunun da davacı olarak yer aldığı dosyada, ABD'de yaşanan Kongre Binası baskınının ardından Trump destekçilerinin kullandığı Parler'ın kapatılması örnek gösterilerek, Telegram'a da aynı muamelede bulunulması istendi:
Öte yandan Telegram, Ginsberg ile CSW'nin verdiği dilekçelerde 'Amerika'daki mevcut protesto dalgası sırasında anti-Semitik ve siyah karşıtı kışkırtmayı körükleyen, neo-Nazi/beyaz üstünlükçülerin tercih ettiği iletişim kanalı' olarak nitelendirildi ve uygulamanın büyük bir hızla ABD'deki aşırıcıların yeni merkezi olabileceği kaydedildi.
Twitter, YouTube ile Facebook gibi büyük teknoloji firmalarının kullanıcılar üzerindeki denetimini artırması üzerine Telegram'a geçişlerde son dönemde büyük artış yaşandı.
Uygulama, ocak ayının ilk haftasında yaptığı açıklamada 500 milyondan fazla aylık kullanıcıya ulaştıklarını açıklamıştı.
Telegram'a yönelik 'sağ aşırıcıların güvenli alanı' suçlamasının yanında, uygulamanın bu tür hesaplara karşı çeşitli yaptırımlar uyguladığı da biliniyor. Telegram, neo-Naziler ve 'beyaz üstünlükçülerle' bağlantılı olduğunu tespit ettikleri 'onlarca hesabı kapattığını' açıklamıştı.