Maçtan sonra şöyle diyor Şenol Güneş; “Öncelikle takımlara ikinci yarı maçlarında başarılar diliyorum. (Buraya dikkat!) Fair-play çerçevesinde maçların oynanmasını diliyor ve bekliyorum!” Fair-play çerçevesinde ! Ve sonraki açıklaması ; “Maçtan önce biliyorduk, zaten belliydi…” Tamam senin görev alanın içerisinde değil hocam ama, Türk futbolunun önde gelen teknik adamlarından biri olacaksın, yeri geldiğinde felsefe yapacaksın, milli takım ile başarılar elde edip, Türk futboluna damga vuracaksın, eğitimci olacaksın, başta torunun olmak üzere, tüm öğrencilerin karne gününü kutlayacaksın, maçlarda fair-play beklentini dile getireceksin…

Sonra, Akhisarspor’un yaptığı bir hatayı maçtan önce göreceksin, görmezden geleceksin… İşte bu olmadı hocam, hem de sana hiç ama hiç yakışmadı hocam. Biz beklerdik ki, Şenol Güneş kendi yöneticilerine ikazda bulunsun, “Atlamışlar, dikkat etmemişler, gidin uyarın” desin… Sonra da o sözünü ettiği fair-play’in ödülünü alsın, Türkiye, hatta dünya onu konuşsun… Bizim bildiğimiz, öğretmen, spor filozofu, örnek sporcu, başarılı teknik direktör, samimi halk adamı Şenol Güneş bunu yapardı. Yapmalıydı da…

Zaten Beşiktaş’ın, Akhisarspor maçında böyle bir kural hatasına ihtiyacı olur muydu? Bu kural hatasına Şenol Güneş’in ihtiyacı var mıydı? Olmadığını gördük… Ahhh, centilmen Şenol hocam… Bu ülkenin bir numarasıydın, ülkemize kazandırdığın başarılarla gönülleri fethetmiştin, tam da taht kurmak için fırsat yakalamıştın… Olmadı, fırsatı kullanamadın… Uyarsaydın be hocam… Uyarsaydın da, biz de bu satırları ellerimiz titreyerek, gönül koyarak yazmasaydık!