Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuka uygun yürüttüğü sondaj çalışmaları, Yunanistan ve müttefiki olan Avrupa Birliği (AB) ülkelerini rahatsız etti. Yıllardır AB’nin kapılarında bekleyen ve bağımsız hareket edemeyen Türkiye’ye alışan AB ülkeleri, hukuku gözeterek bağımsız hareket eden ve kendi bildiğini okuyan Türkiye’nin petrol ve doğal gaz çalışmalarını engellemek için elinden geleni ardında koymuyor. Türkiye’yi yaptırım ile tehdit etmekten imtina etmeyen AB, Yunanistan’ı da savaşa sürüklemekten geri durmuyor. AB’nin dolduruşuna gelen Yunanistan, askeri müdahale ile tehdit ettiği Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de geri adım attırmak istiyor. Bu doğrultuda hukuku ayaklar altına alan kararlara imza atan Atina, son olarak Mısır ile bir kıta sahanlığı anlaşması yaparak Türkiye’nin faaliyet alanını minimuma indirmek ve sondaj faaliyetlerini sonlandırmak istiyor.
Doğu Akdeniz’de tüm bunlar yaşanırken, özellikle Yunanistan’a destek veren ülkelerin tanınan uzmanlarının konuya dair açıklamaları dikkatlerden kaçmıyor. Son olarak Almanya'daki Christian-Albrecht Üniversitesi’nde görev yapan Kamu Hukuku Profesörü Nele Matz-Lück, Doğu Akdeniz’de Türkiye ve AB ülkeleri arasındaki gerilime dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Matz-Lück, Türkiye’nin faaliyetlerine destek verirken, Ankara’yı engellemeye çalışan Yunanistan’a, “meselenin o kadar kolay olmadığını” hatırlattı.
Matz-Lück, Tagesschau haber portalına konuştu.
“Yunanistan’ın düşündüğü kadar basit değil”
Türkiye ile anlaşma konusunda Yunanistan ya da Kıbrıs Rum Kesimi’nin üstün gelmesi halinde Ankara’nın çaresiz kalacağı görüşüne katılmadığın belirten Matz-Lück, “Türkiye’nin konumunun hali hazırda gösterildiği kadar da kötü olmadığını düşünüyorum” dedi.
Kıta sahanlığı ve ekonomik bölge sınırlarının orta hatta göre belirlenmesinin zorunlu olmadığını belirten Alman Prof. adalet ve hakkaniyetin esas alındığını söyledi. Aynı zamanda Matz-Lück, sınır anlaşmazlıklarının çözümünde, ülkelerin kıyı şeridinin uzunluğunun dikkate alındığını da hatırlatarak, “Bu, Türkiye’nin, Yunan adaları ile Türkiye ana karası arasında sadece bir orta çizginin belirlenmesinden daha fazla pay almasına neden olabilir.” diye konuştu.
Matz- Lück sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dolayısıyla, mesele Yunan tarafının düşündüğü kadar basit değildir.”