Aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan'ın, İsveç'in ardından polis korumasında Kur'an-ı Kerim yaktığı Danimarka'daki nefret suçları bir kez daha gündeme geldi.
Danimarka'daki durum Avrupalı kuruluşların belgelerine de yansırken, ECRI'nin 2022 Danimarka raporunda, polisin ülkedeki nefret suçlarına "ifade özgürlüğü" adı altında sağladığı korumaya işaret edildi.
“DANİMARKA’DA MÜSLÜMANLAR TEHDİT OLARAK NİTELENDİRİLİYOR”
Son yıllarda nefret suçlarıyla mücadele alanında Danimarka'da bazı ilerlemeler görülse de ülkede hala bazı alanlarda sorunlar olduğuna dikkat çekilen raporda, "Danimarka'daki Müslümanlar, siyasetçiler ve farklı siyasi partiler dahil birçok kesim tarafından ülkenin kültürüne ve değerlerine tehdit olarak nitelendiriliyor." değerlendirmesine yer verildi.
EN SOMUT NEFRET SUÇU ÖRNEĞİ PALUDAN’IN POLİS KORUMASINDAN İSTİFADE ETMESİ
Raporda, "Bu raporun hazırlandığı dönemdeki en somut nefret suçu örneği olarak, Müslümanların etnik temizliğini, Müslüman ve siyahilerin tehdit edilmesini, aşağılanmasını ve hor görülmesini savunduğu söylenen Stram Kurs isimli aşırı sağcı parti liderinin (Paludan'ın), ifade özgürlüğü adı altında polis korumasından istifade etmesinden bahsedilmesi gerekir." ifadesi kullanıldı.
“NEFRET SUÇUNU KULLANANLARDAN DESTEĞİ ÇEKİN”
Paludan'ın partisinin halktan ciddi finans desteği alma yetkisi olduğuna işaret edilen raporda, ECRI'nin kamu kurumlarına yaptığı uyarı da yer aldı. Raporda, "nefret suçunu kullanan ya da üyelerinin bunu yapmasına engel olmayan tüm siyasi parti ve kuruluşlardan her türlü desteği çekin." çağrısında bulunuldu.
Okul çağındaki azınlığa mensup çocukların nefret söylemi ile karşı karşıya kalabileceği uyarısına yer verilen raporda, bu nedenle Danimarka'nın ifade özgürlüğüne "odaklanmasının" çocuklara karşı nefret suçlarının önlenmesi için yeterli adımları atmada engel oluşturabileceği riskine dikkat çekildi.