Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Belçika Temsilciler Meclisi'nde Yukarı Karabağ ve 9 Aralık Anma Günü konularında kabul edilen kararlar hakkında, "Karar ne tarihi, ne hukuki, ne de sahadaki gerçeklerle bağdaşmaktadır. Türkiye hakkında mesnetsiz iddia ve ithamlar da içeren bu kararı reddediyoruz" dedi.
Bakanlık Sözcüsü Hami Aksoy, Belçika Temsilciler Meclisi'nde Yukarı Karabağ ve 9 Aralık Anma Günü konularında kabul edilen kararlar hakkındaki yazılı değerlendirmede bulundu. Türkiye hakkında mesnetsiz iddia ve ithamlar da içeren kararı reddettiklerini bildiren Aksoy, "Yukarı Karabağ konusunda Belçika Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'nda kabul edilen 1597 sayılı karar ne tarihi, ne hukuki, ne de sahadaki gerçeklerle bağdaşmaktadır. Türkiye hakkında mesnetsiz iddia ve ithamlar da içeren bu kararı reddediyoruz. Bu karar Belçika Temsilciler Meclisi'nin, bazı parlamentoların tek yönlü Ermeni söylemlerine nasıl alet olduğunun, ön yargılarla hareket ettiğinin, iç siyasete yönelik dar çıkarlara rehin kaldığının bariz bir örneğidir" ifadelerini kullandı.
'AİHM BAŞTA OLMAK ÜZERE HUKUKUN TEMEL İLKELERİNE DE AYKIRIDIR'
"Söz konusu karar, Türkiye- Belçika ilişkilerine katkı yapmayacağı gibi, bölgede barış ve istikrar sağlanmasına yönelik çabalara da hizmet etmeyecektir" diyen Aksoy, açıklamanın devamında şunları kaydetti:
"Bu tür kararlar ayrıca, Ermenistan'ın gerçekleri kabullenme sürecini geciktirerek, üzerine düşen sorumlulukları üstlenmekten kaçmaya teşvik etmektedir. Öte yandan, Belçika Temsilciler Meclisi'nde aynı gün kabul edilen 9 Aralık tarihinin soykırımların kurbanlarını anma günü olarak ilan edilmesine dair kararda 1915 olaylarına yapılan atıf, AİHM kararları başta olmak üzere hukukun temel ilkelerine de aykırıdır. Belçika'dan beklentimiz aklıselimle davranması ve söz konusu kararlar bağlamında ikili ilişkilerimizi gölgeleyecek adımlar atmaktan uzak durmasıdır."
BELÇİKA'DAN KÜSTAH ÇAĞRI
Belçika Temsilciler Meclisi, Karabağ'da Ermenistan ile yaşanan çatışmalar nedeniyle Azerbaycan'ı kınayan bir karar tasarısını kabul etmiş, haddini aşarak Türkiye'ye de "bölgede istikrarı bozucu müdahalelerine son vermesi" çağrısında bulunmuştu.