Cumhurbaşkanı Tatar, yaptığı yazılı açıklamada, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği başvurusuyla birlikte, PKK/PYD/YPG terör örgütünün özellikle İsveç başta olmak üzere bazı AB ülkelerindeki faaliyet ve varlığının Türkiye tarafından gözler önüne serilerek, terör örgütünün ülkesel ve bölgesel güvenliğe oluşturduğu tehditlerin belgeleriyle ortaya konulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"PKK'nın siyasi kolu olan PYD'ye GKRY'de Rum yönetimi tarafından Ocak 2022'de temsilcilik açma izni verilmesiyle tekrardan gündeme gelen GKRY-PKK ilişkilerinin, ülke ve bölge güvenliğiyle ilgili barındırdığı risklere bu bağlamda dikkat çekmekte fayda vardır."
KKTC Cumhuriyet Meclisinin kararıyla terör örgütleri listesinde yer alan PKK ve PYD/YPG arasında hiçbir fark olmadığını vurgulayan Tatar, başkaları tarafından bahse konu örgütlerle ilgili yapılan ayrımların KKTC açısından herhangi bir karşılığı ve anlamı olmadığının altını çizdi.
GKRY'nin daha önce terörist başı Abdullah Öcalan'a, Yunan İstihbarat Örgütü personelinin nezaretinde, dolaşabilmesi ve kaçabilmesi için "Lazaros Mavros" sahte ismiyle sözde "Kıbrıs Cumhuriyeti" pasaportu verdiği ve teröre destek çıktığını anımsatan Tatar, GKRY'nin bugün ise terör örgütüne temsilcilik açması için izin vererek küresel barışa ihanet ettiğine vurgu yaptı.
Tatar, "GKRY'yi bu vesileyle bölgesel tansiyonu yükseltmekten başka hiçbir amaca hizmet etmeyen, terörizmi gizli bir 'savaş aracı' olarak konumlandıran bu yaklaşımından bir an önce vazgeçmeye davet ediyorum. GKRY'yi terör ve terör örgütleriyle ilişkisini gözden geçirmeye, tüm insanlığı tehdit eden terör örgütleriyle siyasi saiklerle iş birliği yapmaktan vazgeçmeye davet ediyorum." ifadesini kullandı.
Rum kesiminin din adamlarına atış talimi verdiğini, Ada'daki Türk varlığını yok edip Ada'yı Yunanistan'a bağlamak ve Enosis'i gerçekleştirmek için yemin etmiş eli kanlı EOKA örgütünün kuruluş yıl dönümünde ondan övgüyle bahsettiğini ve adı geçen terör örgütünün yapılanmasına kol kanat gerdiğini hatırlatan Tatar, "Bu zihniyet (Rum kesimi), (Kıbrıs'ta) iki halkın kendi devletlerinde, kendi topraklarında, iyi komşuluk ilişkisi içerisinde yan yana yaşamalarının en gerçekçi çözüm olduğunu bir kere daha hem bizlere hem de tarafsız bakabilen ilgili ülkelere ispat etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.