Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü askerleri ile Pile yolu üzerinde yaşanan gerginlik bu sabah dünyanın ve özellikle de Yunan basınının gündemindeydi.
Yunan gazetesi Himara, yaşananlar ışığında Türkiye-Yunanistan arasındaki durumu değerlendirdi. Litvanya'daki Vilnius Zirvesi'nin ardından Yunanistan'ın kartlarını çok açık oynadığını ifade eden gazeteden Atina hükümetine sert eleştiri geldi.
Haberde, "Bob Menendez'in ayaklarının altındaki halıyı çekerek Türkiye'nin ABD tarafından yeniden silahlanmasının önünü açan 'tamamı' biz verdik" denildi.
Haberin devamında ise "Bunu yapan aylar boyu Kongre'nin Türkiye'ye yönelik silah ambargasonu kaldurmaması için dişe dişe mücadele veren ve Kıbrıs'taki meselelerde Türkiye'nin zorbalık yaptığını iddia eden Yunanistan" ifadelerine yer verildi.
"Vilnius'ta ne elde ettik?" diye soran gazete, "Erdoğan'dan bir uzlaşma gülümsemesi aldık; bir de Ege'de biraz daha sakin sulara kavuştuk" dedi
Sonbaharda gerçekleşecek olan toplantılara da dikkat çeken gazete, "Bu görüşme yalnızca Türkiye'nin yararına olacaktır." yorumunda bulundu.
Bunun nedeni ise Türkiye'nin iki tane taviz vermeyeceği durumunun olması: Bunlardan biri Ege'deki sınırlar ve bir diğeri ise Kıbrıs meselesi.
"Uzlaşma isteği gösteren taraf biziz" diyen gazete, Türkiye'nin Mavi Vatan strarejisinde kararlı adımlarla ilerlediğini ve bu çerçevede de Ege ve Kıbrıs'taki duruşundan taviz vermeyeceğinin altını çizdi.
Casus bellinin ortadan kaldırılması ile ilgili umutlarının da söndüğünü belirten gazete, yine de Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in hem Ege'de genişleme hem de Türkiye ile iyi ilişkiler konusunda adımlar atacağını düşündüğünü belirtti.
Kıbrıs sorunu için ise Türkiye'nin iki devletli çözümden başka bir şey kabul etmeyeceğini ifade eden gazete, "Bu durum da Kıbrıs'ta eşit egemenlik demektir" yorumunda bulundu.
BM Barış Gücü askerleri, Pile-Yiğitler Yolu Projesi'ni engellemek üzere sabah saatlerinden itibaren projenin başlanacağı alana beton bloklar yerleştirmişti.
Türk tarafının yetkililerini ve yol yapım araçlarını engellemek isteyen BM Barış Gücü askerleri, ayrıca araçlarını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) topraklarına park etmişti.
KKTC güvenlik güçleri ise BM'ye ait araçları bölgeden dozer yardımıyla kaldırmıştı.
Pile-Yiğitler yolu yapımı sırasında BM Barış Gücü askerleri ile çıkan arbedede, 8 KKTC polis memurunun yaralandığı açıklanmıştı.
Dışişleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü'nün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) topraklarında Pile-Yiğitler yolunun yapımına müdahalesini kınadı. Bakanlık, BM Barış Gücü'nün KKTC topraklarında Pile-Yiğitler yolunun yapımına müdahalesine ilişkin yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, "Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerince, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin egemenlik alanındaki topraklarda inşa edilen Pile-Yiğitler yolunu engellemek amacıyla dün gerçekleştirilen fiziki müdahaleyi kabul edilmez buluyor ve şiddetle kınıyoruz." ifadelerine yer verildi.
KKTC Dışişleri Bakanlığının konu hakkındaki açıklamasının ve KKTC makamlarının haklı tepkisinin tümüyle desteklendiği kaydedilen açıklamada, Pile köyündeki KKTC vatandaşlarının kendi vatan topraklarına doğrudan ulaşımını kolaylaştırmayı amaçlayan "insani bir proje" olan Pile-Yiğitler yoluna ilişkin BM tarafından sergilenen tutum ve ardından BM'nin açıklamalarının "Barış Gücü'nün Ada'da ortaya koymakla mükellef olduğu tarafsız tutumla bağdaşmadığı" vurgulandı
BM Barış Gücü'nün bir yandan "suhuletle" başlayan yol yapım projesi bağlamında gerginliğin tırmanmasında büyük rol oynadığı, diğer yandan sahada yaşanan hadiselerde kendini mağdur gibi takdim ettiğinin ifade edildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Esasen, BM Barış Gücü'nden beklenen, Ada'da yaşanan insani ihtiyaçların çözümüne katkı vermesidir. Buna rağmen BM'nin, yıllardır GKRY'nin Ara Bölge'deki oldu bittilerine göz yumarken Kıbrıs Türklerinin haklı insani ihtiyaçlarının karşılanmasını engellemesi izah edilecek bir tutum değildir. Bu durum, BM'nin Ada'daki iki tarafa eşit yaklaşmak ve anlaşmazlıklara çözüm bulmak gibi temel görev ve işlevlerini yerine getirmediğini açıkça ortaya koymaktadır."
Açıklamada, BM'nin ve BM Barış Gücü'nün yaşanan olayların ardından, KKTC makamlarının ve halkının güvenini tamamıyla yitirmemek için gelecek dönemde yoğun çaba harcaması gerektiği belirtilirken "Garantör bir Devlet olarak, BM Barış Gücü'nü, Kıbrıs'ta yaklaşık 60 yıldır sürdürmekte olduğu göreve gölge düşürecek eylem ve söylemlerden kaçınmaya, Kıbrıs'taki iki tarafa eşit muamelede bulunmaya ve KKTC'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeye davet ediyoruz." ifadeleri kullanıldı.