21 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Dünya İsrail ve Yunanistan'ın planı suya düşebilir

İsrail ve Yunanistan'ın planı suya düşebilir

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Savaş Biçer, Doğu Akdeniz'de İsrail'in üreteceği doğalgazı, Güney Kıbrıs ve Yunanistan iş birliğiyle Avrupa'ya ulaştıracak olan EastMed Doğalgaz Boru Hattı Projesi’ne yönelik, “Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakata göre, bölgeden doğalgaz boru hattının geçirilmesi Türkiye’nin izni olmadan mümkün değil” dedi.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
İsrail ve Yunanistan'ın planı suya düşebilir

Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin tezkerenin TBMM’de kabulünün ardından karar Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 8 Ocak’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşme sonrasında Mehmetçik’in Libya’ya ne zaman gideceğinin belli olması bekleniyor.

Libya Tezkeresi’ne ilişkin açıklamada bulunan Nişantaşı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Dr. Savaş Biçer, “Libya Tezkeresi, siyasi iradenin Meclis’ten Libya’ya asker göndermek üzere yetki istediği bir tezkeredir ama asıl anlamı bu değildir. Bu basit bir açıklama olur. Libya Tezkeresi Türkiye’nin çok uzun süredir savunduğu, tam anlamıyla da ilk defa Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması konulu mutabakat muhtırasından sonra ortaya çıkan ‘Mavi Vatan’ adını verdiğimiz deniz hak ve menfaatlerini Doğu Akdeniz’de de korumaya yönelik girişiminin bir devamıdır. Sorun Libya’ya asker göndermek değil, aslında Türkiye’nin sürdürdüğü dış politikası gereği uygulamak zorunda olduğu inisiyatifin devamıdır diyebiliriz” diye konuştu. 

MEŞRU YÖNETİM KALKARSA ANLAŞMANIN HÜKMÜ KALMAYABİLİR

“Bu durum sadece iki ülke arasındaki tarihi, ekonomik ilişkileri, Türkiye’nin bölgedeki petrol ile olan ilgisi, hatta insani yardımın çok ötesindedir” diyerek sözlerine devam eden Dr. Savaş Biçer şöyle konuştu: “En son deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili yapılan mutabakat sonucunda dünyadan birtakım tepkiler geldi. Bu tepkilerin başında da Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin egemenlik haklarına karşı birtakım girişimlerde bulunan ülkeler başı çektiler. Yani Yunanistan, İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi gibi ülkeler… Türkiye mutabakat muhtırasını imzaladığı andan itibaren özellikle Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarıyla ilgili uluslararası hukuka dayanan müspet bir belge ortaya koymuş oldu. Türkiye bu ülkelerin girişimine izin verilmeyeceğini söylüyor. Bu uluslararası hukukta da bulunan doğru bir girişimdir. Türkiye bunu Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Libya’da tanınan meşru bir yönetimle yapıyor. Ancak bu meşru yönetim şu anda Libya’da emperyalizmin oyunuyla bu yönetime karşı girişilen saldırılarla tehlike altında. Her ne kadar BM, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) bu yönetimi tanıyor olsa da bu yönetim ortadan kalkarsa bu mutabakatın da hükmü kalmayabilir.”

“ASKER GÖNDERMEK ULUSLARARASI HUKUK BAKIMINDAN DOĞRU”

İki ülke arasında yapılan bu anlaşmayı ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarının korunması gerektiğinin altını çizen Dr. Biçer, “Hatta Türkiye’nin topraklarının ve karasularının ilerisinde egemenlik haklarını gösteren Mavi Vatan’ı korumak için bu girişim gereklidir. Bunu doğrudan Libya’ya asker gönderip asi güçlerle savaşma anlamında düşünmemek lazım. Zaten tezkerenin detaylarında da bunu gayet güzel açıkladılar. Libya’ya asker göndermek uluslararası hukuk bakımından doğrudur. Türkiye’nin diplomatik girişimlerini kuvvetlendirecek olması nedeniyle asker gönderilmesini olumlu buluyorum. Türkiye’nin uluslararası hukuktaki haklarını savunabilme imkânı verecek olan bir girişimdir” diye konuştu.

“TÜRKİYE İZİN VERMEDEN BORU HATTI GEÇİRİLEMEZ”

Doğu Akdeniz'de İsrail'in üreteceği doğalgazı, Güney Kıbrıs ve Yunanistan iş birliğiyle Avrupa'ya ulaştıracak olan EastMed gaz hattı projesi için imzalar atıldı. Dr. Biçer, “Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakata göre, söz konusu iki ülkenin münhasır ekonomik bölge sınırları içerisinde bulunan bölgeden doğalgaz boru hattının geçirilmesi Türkiye’nin izni olmadan mümkün değil” dedi.

"EL-KAİDE VE DEAŞ BOŞLUKTAN FAYDALANABİLİR"

“Libya’da son gelişmeler üzerine Suriye’de yaşanan durumun tam aksine bir uluslararası ilişkiler ağı örülmeye başlandı" diyen Dr. Biçer şöyle konuştu: " Yani Suriye’de Türkiye, İran, Rusya bir taraftaydı. Libya’da ise Rusya ve Mısır Husiler’i destekliyor. Türkiye ise AB ve BM ile birlikte mevcut mutabakat hükümetini destekliyor. Amerika henüz tam bir tavır belirlemiş değil. AB ülkeleri de kendi haklarını koruyacaklardan yana taraf tutma durumdalar. Bu süreçte El-Kaide ve DEAŞ tabanlı örgütlerin bu boşluktan istifade ederek güçlenmeleri çok mümkün. Türkiye’nin Rusya ile Suriye’de başlattığı iş birliği Libya’da yürümeyecek. Burada Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) tavrı önemli. Bu daha sonra Türkiye ile ABD arasında yeniden başlayabilecek iş birliğinin de bir çıkış noktası olabilir diye düşünüyorum.” 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Zorlu'daki görüşmeyi açıkladılar

Zorlu'daki görüşmeyi açıkladılar