Kurul'un 20 Temmuz'da gerçekleştirdiği PPK toplantısına ilişkin yayımlanan özette, temmuz ayına ilişkin öncü göstergelerin talep, ücret, döviz kuru, vergiler ve bozulan fiyatlama davranışları kanallarıyla oldukça yüksek bir aylık fiyat artışı olacağına işaret ettiği belirtilerek, buna bağlı olarak, yıllık enflasyonun da önemli ölçüde yükseleceğinin tahmin edildiği aktarıldı.
Özette, küresel enflasyon düşerken, halen uzun dönem ortalamalarının ve merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyrettiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
"Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerin tüketici enflasyonları bir önceki PPK dönemine göre yüzde 5,59 ve yüzde 5,82 düzeylerinden sırasıyla yüzde 4,91 ve yüzde 5,41 seviyelerine gerilemiştir. Son 10 yıllık dönemde ise ortalama enflasyon gelişmiş ekonomilerde yüzde 2,2 ve gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon, gelişmiş ülkelerde yüzde 2; gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef oranların belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam etmektedir. 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyonun gelişmiş ekonomilerde 3,1, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
Emtia fiyatlarında geçen yıl ortasından itibaren başlayan gerileme eğilimi sürmekle birlikte, Emtia Fiyat Endeksi'nin mevcut seviyesi son 10 yılın ortalamasının yüzde 26,2 üzerindedir. Endeks geçen yıl ulaştığı en yüksek seviyeye göre yüzde 28,7 gerilemiştir. Benzer şekilde geçen yıl ulaştığı tepe noktasına göre yüzde 11,2 gerileme kaydeden Tarımsal Emtia Fiyat Endeksi, son on yılın ortalamasının yüzde 16,2 üzerindedir. Bu durum, gıdanın tüketici sepeti içerisindeki yüksek payı nedeniyle enflasyon üzerinde halen etkili olmaktadır. Bir önceki PPK dönemine göre çekirdek enflasyon gelişmiş ülkelerde yüzde 5,12'den yüzde 5,02'ye, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,20'den yüzde 6,03'e sınırlı gerilemiştir. ABD ve Avro Bölgesi'nde 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,2 ve yüzde 3,0 iken, çekirdek enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,7 ve yüzde 4 seviyesindedir."
Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima ettiği belirtilen özette, bu nedenle dünyanın birçok ülkesinde merkez bankalarının parasal sıkılaştırma sürecini sürdürdüğü bildirildi.
Özette, takip edilen 12 gelişmiş ülke merkez bankasının son 17 ayda toplamda 130 toplantı yaptığı, bu toplantıların 93 tanesinde politika faizlerinin artırıldığı vurgulandı.
Aynı dönemde takip edilen 15 gelişmekte olan ülke merkez bankasının toplamda 190 toplantı yaptığı ve bu toplantıların 97 tanesinde politika faizlerinin artırıldığı belirtilen özette, "Uygulanan para politikasının sonuçları finansal koşullara da yansımaya başlamış ve merkez bankalarının finansman ve kredi koşullarındaki sıkılaşmaya yönelik vurguları güçlenmiştir." değerlendirilmesine yer verildi.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE YÖNELEN PORTFÖY AKIMLARI HAZİRANDA DA DEVAM ETTİ
Özette, küresel büyüme görünümündeki yatay seyre rağmen görece güçlü talep ve iş gücü piyasalarındaki sıkılığın devam ettiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksi, bir önceki PPK toplantısı dönemine kıyasla oldukça sınırlı artış kaydetmiştir. Endeksin 2023 yılı için tahmin edilen büyüme oranı ocak ayındaki dip seviyenin yaklaşık 0,4 puan üzerinde yüzde 1,7 düzeyindedir. Bununla birlikte söz konusu endeksin 2022 yılında yüzde 3,5 olan büyüme oranı ile kıyaslandığında Türkiye'nin dış talep görünümünde yıllık bazda kayda değer bir yavaşlama gözlenmektedir. Küresel PMI endeksleri hizmet sektöründe faaliyetin gücünü koruduğuna, imalat sanayinde ise geçtiğimiz yılın son çeyreğinden beri süregelen eşik değerin altındaki yatay seyrin devam ettiğine işaret etmektedir. Yılın ikinci çeyreğinde küresel hizmetler PMI endeksi ilk çeyreğe göre 2,6 puan artarak 54,9 düzeyine erişmiş, imalat sanayi PMI endeksi 0,2 puan azalarak 49,3 olmuştur. Bileşik PMI göstergelerine bakıldığında, haziran ayında endeksin küresel düzeyde mayıs ayındaki seviyeye kıyasla 1,7 puan gerileyerek 52,7 olduğu, gelişmiş ülkelerde 1,5 puan azalarak 52,2 seviyesinde seyrettiği, gelişmekte olan ülkelerde ise 2 puan azalışla 53,6 düzeyine gerilediği gözlenmiştir. Çin'de bileşik PMI göstergesi, haziran ayında mayıs ayına göre 3,1 puan azalarak 52,5 düzeyinde gerçekleşirken, gerek imalat gerek hizmetler sektöründe 50 eşik değerinin üzerinde bulunmaktadır. Gelişmiş ülke ekonomilerinde finansal koşulların etkisiyle iktisadi faaliyetin yavaşlayacağına yönelik beklentiler sürmektedir. Türkiye'nin önemli ticaret ortaklarından Euro Bölgesinin imalat PMI göstergesi haziran ayında 43,4 ile yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından bu yana en düşük düzeyine gerilemiştir."
Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının haziran ayında, iyileşen risk algısına bağlı olarak devam ettiği vurgulanan özette, yılbaşından mayıs sonuna kadar hisse senedi piyasalarına yaklaşık 46,4 milyar dolar fon girişi, borç senetleri piyasalarından yaklaşık 4,3 milyar dolar fon çıkışı olduğu aktarıldı.
Özette, haziran ayı başından 7 Temmuz tarihine kadar 4,9 milyar doları hisse senedi piyasalarına olmak üzere toplam 7,6 milyar dolar fon girişi olduğu bildirildi.
Türkiye'de yıllık enflasyonun 2022 yılının ekim ayında ulaştığı zirveye kıyasla 47,3 puan gerilemekle birlikte yüksek seviyesini koruduğu ifade edilen özette, tüketici fiyatlarının haziranda yüzde 3,92 artarken, yıllık enflasyonun yüzde 1,38 puan düşerek yüzde 38,21 seviyesine gerilediği hatırlatıldı.
Özette, yakın döneme ilişkin göstergelerin enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret ettiği aktarılarak, "Bu gelişmede yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile hizmet enflasyonundaki katılık ve vergi düzenlemeleri belirleyici olmaktadır." değerlendirmesine yer verildi.
Alt grupların yıllık enflasyona katkıları temel mal grubunda 10,17 puandan 10,49'a, (0,32 puan artış), alkol, tütün ve altın grupları toplamında da 1,50 puandan 1,81'e (0,31 puan artış) yükseldiği kaydedilen özette, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda 13,64 puandan 13,56'ya (0,08 puan azalış), hizmet grubunda 15,17 puandan 15'e (0,17 puan düşüş), enerji grubunda ise eksi 0,88 puandan eksi 2,64'e (1,76 puan azalış) gerilediği bildirildi.
DAYANIKLI MAL GRUBUNDA TEMEL BELİRLEYİCİ OTOMOBİL OLMAYA DEVAM ETTİ
Özette, gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatlarının haziran ayında yüzde 3,02 yükseldiği ve yıllık enflasyonun 1,40 puan artarak yüzde 53,92 olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Gıda fiyatlarının mevsimsellikten arındırılmış aylık artış oranı bir önceki aya kıyasla yükselmiş, bu gelişmede başta sebze olmak üzere taze meyve ve sebze fiyatları etkili olmuştur. Diğer işlenmemiş gıda grubunda kırmızı et fiyatlarındaki yükseliş bir önceki aya kıyasla hızlanmıştır. İşlenmiş gıda fiyatları aylık bazda yüzde 1,85 oranında yükselmiş, bu gelişmede yaş çay alım fiyatlarına bağlı olarak artış kaydeden çay fiyatları öne çıkmıştır. Ekmek ve tahıllar aylık enflasyonu bu dönemde bir miktar artış göstererek yüzde 1,41 oranında gerçekleşmiştir.
Enerji fiyatları haziran ayında yüzde 4,23 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu baz etkisiyle 9,55 puan azalarak yüzde eksi 16,52 olmuştur. Enerji fiyatlarının aylık artışında uluslararası ham petrol fiyatlarındaki görece yatay seyre karşın Türk lirasındaki görünüme paralel olarak artan akaryakıt fiyatları (yüzde 11,32) öne çıkmıştır. Hizmet fiyatları haziran ayında yüzde 3,66 oranında artarken, grup yıllık enflasyonu 0,50 puan düşüşle yüzde 59,45 olarak gerçekleşmiştir. Fiyat artışları alt gruplar geneline yayılırken, kira alt grubu yüzde 5,80 ve lokanta-otel alt grubu yüzde 4,32 oranında artış ile öne çıkmaya devam etmiştir. Haberleşme fiyatlarındaki artışlar internet ücretleri öncülüğünde sürerken, diğer hizmetler alt grubunda kişisel ulaştırma araçlarının bakım ve onarımı ile eğlence ve spor hizmetlerindeki artışlar dikkat çekmiştir. Ulaştırma hizmetleri görünümünde ise havayolu ile yolcu taşımacılığı kalemi fiyatlarında devam eden yükseliş belirleyici olmuştur."
Temel mal fiyatlarının haziranda yüzde 4,03 yükseldiği, grup yıllık enflasyonunun da 1,62 puan artışla yüzde 36,69 olduğu aktarılan özette, haziranda yıllık enflasyonun dayanıklı mal (altın hariç) ile giyim ve ayakkabı alt gruplarında yükselirken, diğer temel mallarda gerilediği vurgulandı.
Özette, dayanıklı mal (altın hariç) alt grubunda aylık artışın yüzde 6,64 ile önceki aya kıyasla güçlendiği, bu gelişmede haziran ayında da temel belirleyicinin otomobil kalemi olduğu belirtildi.
Otomobil fiyatlarının kur gelişmelerine ek olarak canlı seyreden iç satışlara bağlı şekilde yüzde 10,28 yükseldiği belirtilen özette, "Böylelikle otomobil fiyat artışı 2023 yılının ilk 6 ayında yüzde 34,01 olmuştur. Haziran ayında beyaz eşya fiyatları ise yüzde 3,78 artış kaydetmiştir." denildi.
ÇEKİRDEK ENFLASYON GÖSTERGELERİ BİR ÖNCEKİ AYA GÖRE YÜKSELDİ
Özette, alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatların yüzde 11,13 yükseldiği, bu grupta yıllık enflasyonun 10,80 puan artışla yüzde 40,90 olarak gerçekleştiği, bu gelişmede, tütün ürünlerinde üretici firma kaynaklı fiyat artışlarının (yüzde 12,29) belirleyici olduğu vurgulandı.
Alkollü içecek ve tütün grubundaki fiyat artışının, ay başındaki Yİ-ÜFE'ye göre otomatik olarak güncellenen maktu ÖTV artışı ile KDV düzenlemesinin etkilerine bağlı olarak temmuz ayında da süreceği belirtilen özette, "Enflasyonun ana eğilimi 2022 yılı sonrası dönemde yavaşlasa da yüksek seyrini sürdürmektedir." denildi.
Özette, mevsimsellikten arındırılmış verilerle aylık artışların B ve C göstergelerinde bir önceki aya kıyasla yükselirken, bu görünümün alternatif çekirdek enflasyon göstergeleri tarafından da teyit edildiği bildirildi.
Mevsimsellikten arındırılmış B ve C endekslerinin 3 aylık ortalama artışlarının 2022'nin şubat ayında sırasıyla yüzde 8,8 ve yüzde 8,4 ile en yüksek noktasına çıkarken, bu yılın haziran ayı itibarıyla yüzde 2,8 ve yüzde 3,3 seviyelerine gerilediği kaydedilen özette, "Haziran ayında B ve C endeksinin mevsimsellikten arındırılmış aylık artış oranları ise sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,7 olarak gerçekleşmiştir (önceki ay yüzde 2,9 ve yüzde 3,6). Medyan enflasyon ve SATRIM gibi alternatif çekirdek göstergelerde de önceki aya göre artışlar gözlenmiştir." değerlendirmesine yer verildi.
Özette, temmuz ayına ilişkin öncü göstergelerin talep, ücret, döviz kuru, vergiler ve bozulan fiyatlama davranışları kanallarıyla oldukça yüksek bir aylık fiyat artışı olacağına işaret ettiği, buna bağlı olarak, yıllık enflasyonun da önemli ölçüde yükseleceğinin tahmin edildiği belirtildi.
Özette, yılın ikinci çeyreğine ilişkin verilerin iktisadi faaliyetin özellikle iç talep kaynaklı güçlü seyrini sürdürdüğünü teyit ettiği belirtildi.
Mayıs ayında perakende satış hacim endeksinin yıllık bazda yüzde 33,1 yükselerek artış eğilimini sürdürdüğü aktarılan özette, mayıs ayı itibarıyla çeyreklik bazda artışın ise yüzde 4,6 gerçekleştiği bildirildi.
Özette, kartla yapılan harcamalardaki artış eğiliminin ikinci çeyrekte devam ettiği, mevsimsellikten arındırılmış olarak kart harcamalarının ilk çeyreğe kıyasla yüzde 24,3 oranında güçlü bir artış gerçekleştirdiği kaydedildi.
İmalat sanayi firmalarının ikinci çeyrekteki kayıtlı siparişlerine bakıldığında iç piyasa siparişlerinin yıllık bazda 2,6 puan ile kuvvetli artış kaydettiği vurgulanan özette, öncü göstergeler ve firma görüşmelerinin iç piyasa siparişlerindeki canlı seyrin temmuz ayında da devam ettiğine işaret ettiği belirtildi.
Özette, güncel verilerin deprem bölgesinde ekonomik faaliyetin beklenenden hızlı toparlanmasını sürdürmesiyle afet kaynaklı daralmanın büyük ölçüde telafi edildiğini gösterdiği aktarıldı.
Mayıs ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdamın 31,7 milyon seviyesinde gerçekleşerek afet öncesinde ocak ayındaki seviyesinin 26 bin kişi üzerine çıktığı bildirilen özette, bu dönemde mevsimsellikten arındırılmış istihdamın çeyreklik bazda yüzde 0,9 oranında, iş gücüne katılım oranının 0,3 puan artış kaydettiği belirtildi.
Özette, işsizlik oranının ise mayıs ayında bir önceki aydaki yüzde 10 seviyesine göre 0,5 puan azalarak 2014 yılının mart ayından bu yana en düşük düzeye gerilediği aktarıldı.
Mayıs ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığının enerji fiyatlarına bağlı olarak gerileyen enerji ithalatındaki düşüşe rağmen 2022 yılının mayıs ayındaki 22,6 milyar dolar seviyesine kıyasla 37,3 milyar dolar artarak 60 milyar dolara yükseldiği vurgulanan özette, bu artışın hizmetler dengesindeki güçlü seyre rağmen dış ticaret açığındaki yükselişin etkisiyle gerçekleştiği aktarıldı.
Özette, mayıs ayı itibarıyla yıllıklandırılmış olarak ödemeler dengesinin tanımlı dış ticaret açığının önceki yılın aynı dönemindeki seviyesine göre 49,9 milyar dolar artarak 101,9 milyar dolara yükseldiği bildirildi.
Aynı dönemde yıllıklandırılmış hizmetler fazlasının 12,1 milyar dolar artarak 51,5 milyar dolara çıktığı bildirilen özette, şunlar kaydedildi:
'Parasal koşulların ve beklentilerin etkisiyle altın ithalatı, cari açıktaki artışta önemli rol oynamaktadır. Yılın ilk 5 ayında toplam altın ithalatı bir önceki yılın aynı dönemindeki seviyesine kıyasla 10,7 milyar dolar artışla 14,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. Haziran ayı geçici dış ticaret verileri altın ithalatının mayıs ayı seviyesinin altında olmakla beraber yüksek seyrettiğine işaret etmektedir. Yurt içi talepteki güçlü seyir, tüketim malları ithalatı kanalıyla cari işlemler açığını artırıcı etkide bulunmaktadır. Haziran ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri ve temmuz ayı için yüksek frekanslı veriler, bayram kaynaklı iş günü etkileri dışlandığında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracattaki nispeten yatay seyre karşın ithalatın yüksek seviyelerini koruduğuna işaret etmektedir.'
'TURİZM GELİRLERİNİN İKİNCİ YARIDA CARİ DENGEYE GÜÇLÜ BİR KATKI SUNACAĞI TAHMİN EDİLMEKTE'
Özette, turizm gelirlerinin beklentilerin üzerinde ve yıl geneline yayılmış seyri ile yılın ikinci yarısında cari dengeye güçlü bir katkı sunacağının tahmin edildiği belirtildi.
Seyahat gelirlerinin yılın ilk 5 ayında bir önceki yılın ilk 5 ay toplamına göre 2,5 milyar dolar artarak 14,1 milyar dolar seviyesine ulaştığı bildirilen özette, yabancı ziyaretçi sayılarının da benzer şekilde yılın ilk 5 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 26,1 artarak 13,6 milyon kişi seviyesinde gerçekleştiği aktarıldı.
Özette, turizm gelirlerinin artan katkısıyla cari işlemler hesabının yılın ikinci yarısında daha dengeli bir seyir izleyeceğinin tahmin edildiği kaydedildi.
Turizm gelirlerindeki güçlü seyir ile enerji ithalatındaki normalleşmenin döviz piyasasında arz kaynaklı olarak sağlıklı fiyat oluşumu ve istikrara katkı sağlayacağının öngörüldüğü aktarılan özette, diğer taraftan, artan turizm faaliyetinin kısa vadede talebi artırarak tüketici enflasyonu üzerinde risk oluşturduğu vurgulandı.
Özette, 'Mayıs ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,1 oranında artmıştır. Aylık bazda artışlar sektörler geneline yayılırken ihracat payı yüksek olan sektörler ve tipik olarak yüksek oynaklık gösteren sektörlerde daha kuvvetli gerçekleşmiştir. Çeyreklik bazda ise sanayi üretimi yüzde 1,4 oranında yükselerek deprem sonrası toparlanma eğiliminin devamına işaret etmiştir. Benzer şekilde imalat sanayi kapasite kullanım oranı, yılın ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe kıyasla 0,9 puan artarak yüzde 76,2 seviyesinde gerçekleşmiş ve kapasite kullanımında deprem kaynaklı kayıp telafi edilmiştir.' denildi.
2022 yılının ikinci yarısından itibaren gerileyen küresel emtia fiyatlarının girdi fiyatı kanalıyla tüketici enflasyonundaki düşüşü desteklediği aktarılan özette, diğer taraftan, döviz kurları ve iş gücü maliyetindeki artışlar nedeniyle üretici fiyatları üzerindeki baskının arttığı bildirildi.
Özette, yurt içi üretici fiyatları aylık artışının yüzde 6,50 ile son aylara kıyasla önemli ölçüde kuvvetlendiği, yıllık üretici enflasyonunun baz etkisiyle 0,34 puan azalarak yüzde 40,42 olarak gerçekleştiği vurgulandı.
Haziran ayında uluslararası emtia fiyatlarının düşük bir oranda gerilerken (yüzde -0,76), döviz kuru gelişmelerinin üretici fiyatlarındaki artışın temel sürükleyicisi olduğu belirtilen özette, alt gruplar bazında artışlar genele yayılırken, en belirgin artışın enerji imalatında (yüzde 12,67) olduğu kaydedildi. Özette, böylelikle uzun bir süredir enflasyon görünümünü destekleyen enerji maliyetlerindeki görünümün bu ayla birlikte tersine döndüğü aktarıldı.
Bu dönemde sermaye (yüzde 8,02) ve ara mallarının (yüzde 6,59) yüksek aylık fiyat artışları ile dikkati çeken diğer alt gruplar olduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi:
'Temmuz ayında küresel arz zincirindeki baskılara dair göstergeler ve uluslararası taşımacılık maliyetleri düşük seyretmektedir. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi, haziran ayında da tarihsel ortalamasının yaklaşık bir standart sapma altında değer almıştır. Küresel emtia fiyatları, temmuz ayında belirgin bir değişim sergilememektedir. Özetle, mevcut küresel arz koşulları enflasyon açısından olumlu görünümünü sürdürmektedir. 2023 yılı temmuz ayında asgari ücrette yapılan güncellemeye memur ve kamu işçi ücretlerindeki düzenlemelerin eşlik etmesi ve ücretlerdeki artışın genele yayılması sonucu yılın ikinci yarısında enflasyon üzerinde başta maliyet kanallı etkiler olmak üzere yukarı yönlü baskıların artacağı öngörülmektedir. Türk lirasındaki değer kayıplarının, ücretlerde genele yayılan artışın ve vergi düzenlemelerinin yakın dönemde enflasyon üzerinde maliyet yönlü ilave baskı oluşturacağı öngörülmektedir. Söz konusu etmenlerden tüketici fiyatlarına geçişkenliğin özellikle talep koşullarının güçlü olduğu dönemlerde hızlı gerçekleştiği görülmektedir. Nitekim öncü göstergeler, maliyet gelişmelerinin etkisiyle temmuz ayında genele yayılan yüksek fiyat artışlarının gerçekleştiğine işaret etmektedir.'
'HİZMET SEKTÖRÜNDE FİYAT ARTIŞLARI YÜKSEK SEVİYELERİNİ SÜRDÜRMEKTE'
TCMB PPK Toplantı Özeti'nde, hizmet sektöründe fiyat artışlarının yüksek seviyelerini sürdürdüğü, grup enflasyonu mallara kıyasla atalet gösterdiği belirtildi.
Yurt içi talep etkisinin daha belirgin olduğu hizmet sektöründe aylık artışlar 2022'ye kıyasla halen yüksek seyrettiği vurgulanan özette, mevsimsellikten arındırılmış tüketici fiyat artışlarının son 3 aylık ortalaması B göstergesinde yüzde 2,8 iken, hizmetlerde yüzde 3,5 olduğu bildirildi.
Buna ek olarak, hizmet sektörüne ait yayılım endeksinin tarihsel ortalamasının üzerinde seyrederek artışların sektör geneline yayıldığını gösterdiği belirtilen özette, 'Gıda, ücret ve turizm kaynaklı gelişmelerden önemli ölçüde etkilenen lokanta ve otel alt grubunda aylık artışlar süreklilik gösteren bir görünüm arz etmektedir. Asgari ücret gelişmelerine duyarlılığı yüksek olan sektörün izleyen aylarda yüksek artış eğilimini koruması beklenmektedir.' değerlendirmelerine yer verildi.
Özette, kira, eğitim, sağlık, eğlence-kültür başta olmak üzere belirli hizmet kalemlerinin geçmiş tüketici enflasyonuna dönük fiyatlama davranışı sergileyerek, enflasyonist etkilerin uzun bir zamana yayılmasına neden olduğu vurgulandı.
Tüketici enflasyonunda yakın dönemde beklenen görünümle birlikte geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi belirgin olan gruplarda enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riskinin bulunduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi:
'Akaryakıt fiyatları başta ulaştırma hizmetleri olmak üzere tüketici fiyatları üzerinde gerek üretim girdisi gerekse taşımacılık maliyetleri kanalıyla önemli bir etki oluşturma potansiyeline sahiptir. Akaryakıt fiyatlarında yakın dönemde döviz kuru, ham petrol fiyatları ve vergi artışı kaynaklı olarak kaydedilen belirgin artışın, ulaştırma hizmetleri fiyatlarına önümüzdeki dönemde önemli bir etkisi olabileceği değerlendirilmektedir.'
Özette, son PPK döneminden bu yana ihtiyaç kredi büyümesinin yavaşlama eğilimini sürdürdüğü kaydedildi.
İhtiyaç kredilerinde 16 Haziran'dan bu yana artış oranının yüzde 2,9 olduğu bildirilen özette, "Bu gelişmede kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi uygulamasının kapsamının genişletilmesi etkili olmuştur. Diğer taraftan, kredi kartlarında büyüme güçlü seyretmeye devam etmektedir. Yıllık artış oranı yüzde 175,4'ten yüzde 186,6'ya çıkmıştır. TL ticari kredilerde yıllık büyüme oranları yüzde 73,8'den yüzde 69,1'e gerilerken, nispeten yatay bir seyir izlemiştir." ifadeleri kullanıldı.
Özette, önceki PPK döneminde düzenleme öncesi döneme göre 749 baz puan artarak yüzde 41,7 seviyesine yükselen ortalama ihtiyaç kredisi (KMH hariç) faizlerinin son PPK döneminde 644 baz puan artarak yüzde 48,1 seviyesine çıktığı, aynı dönemde konut kredisi faizleri ile taşıt kredisi faizlerinin yüzde 21,8 ve yüzde 34 seviyelerinden sırasıyla yüzde 32,6 ve yüzde 41,3 seviyelerine yükseldiği bildirildi.
Türk lirası ticari kredi faizlerinin ise politika faizindeki artış ile birlikte 1.054 baz puan artarak yüzde 25,2 olarak gerçekleştiği kaydedilen özette, 23 Haziran haftasında yüzde 32,9 seviyesine yükselen TL mevduat faizlerinin politika faizindeki 650 baz puanlık artışa karşın gerileyerek 14 Temmuz haftasında yüzde 27,8 olarak gerçekleştiği, politika faizi ve TL mevduat faizleri arasındaki farkın belirgin şekilde azaldığı ve bu gelişmede en önemli rolün, mikro- ve makroihtiyati çerçevede sadeleşme sürecinin ilk adımı olan menkul kıymet tesisi uygulamasına ilişkin düzenlemenin oynadığı vurgulandı.
"HAZİRANDAN İTİBAREN TOPLAM 1,42 MİLYAR DOLAR NET PORTFÖY GİRİŞİ GERÇEKLEŞTİ"
Özette, doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki belirgin iyileşme, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin desteğiyle cari işlemler hesabındaki dengelenmenin fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacağı belirtilerek, son dönemde yapılan anlaşmalar ile teknoloji yatırımlarını ve üretim kapasitesini geliştirecek alanlara yoğunlaşacak doğrudan yabancı yatırımların önümüzdeki dönemde dış finansmanı destekleyeceği bildirildi.
Yurt içi belirsizliklerin etkisiyle 22 Mayıs 2023'te 703 baz puan seviyesiyle bu yılın zirve noktasına ulaşan Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) önceki PPK döneminde 493 baz puan, 19 Temmuz 2023'te ise 457 baz puan seviyesine gerilediği anımsatılan özette, benzer şekilde, Türk lirasının 1 ay ve 12 ay vadeli kur oynaklıklarının önceki PPK dönemlerindeki 25,2 ve 33,8 puan seviyelerinden sırasıyla 23,6 ve 30,3 puana gerilediği ve risk primi ile kur oynaklıklarındaki düşüşlere haziran ayından itibaren 0,09 milyar dolarının DİBS piyasasına ve 1,33 milyar doları hisse senedi piyasasına olmak üzere toplam 1,42 milyar dolar net portföy girişinin eşlik ettiği kaydedildi.
Özette, TCMB uluslararası rezervlerinin haziran ayından itibaren güçlü bir artış eğilimine girdiği vurgulanarak, 2022 sonu itibarıyla 128,8 milyar dolar seviyesinden mayıs sonunda 98,5 milyar dolar seviyesine gerileyen TCMB brüt uluslararası rezervlerinin, 14 Temmuz itibarıyla 113,1 milyar dolar seviyesine yükseldiği belirtildi.
"PARASAL SIKILAŞTIRMA SÜRECİNİN ENFLASYON GÖRÜNÜMÜNDE BELİRGİN İYİLEŞME SAĞLANANA KADAR DEVAM ETMESİ ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR"
Politika faizinin, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleneceği aktarılan özette, şunlar kaydedildi:
"Kurul, para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirme kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunmuştur. Fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik istikrar ve özellikle finansal istikrar üzerinde oluşturabileceği risklere dikkat çekilmiştir. Bu doğrultuda Kurul, adımları gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilen parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir. Parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam etmesi öngörülmüştür."
Özette, Kurul'un, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için başlatılan parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar verdiği, bu çerçevede, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 15'ten yüzde 17,5 düzeyine yükseltildiği hatırlatıldı.
Enflasyon görünümünün parasal sıkılaştırma istikametindeki adımların sürekliliğini gerekli kıldığı aktarılan özette, Kurul'un, parasal sıkılaştırma sürecinin makroekonomik ve finansal koşullar üzerindeki etkilerine dair analizleri incelediği, faiz artırım senaryolarının enflasyon, kredi büyümesi, kredi ve piyasa faizleri, ekonomik aktivite, beklentiler gibi temel makroekonomik değişkenler üzerindeki etkilerinin bütünsel bir perspektifle değerlendirildiği bildirildi.
"SADELEŞME SÜRECİNDE ATILAN ADIMLARIN HIZI VE SIRALAMASI ETKİ ANALİZLERİ İLE BELİRLENMEKTEDİR"
TCMB PPK Toplantı Özeti'nde, şu değerlendirmelere yer verildi:
"Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçevenin makro finansal istikrarı destekleme ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artırması konularında geliştirilmesi gerektiği tespitlerini tekrarlamıştır. Bu doğrultuda, söz konusu çerçevede sadeleşme politikasının devamına karar verilmiştir. Mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeve, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirilecektir. Sadeleşme süreci kademeli olmaya devam edecektir. Sadeleşme sürecinde atılan adımların hızı ve sıralaması etki analizleri ile belirlenmektedir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler, menkul kıymetler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılmaktadır.
Bu kapsamda Kurul, faiz artırımının yanı sıra parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almıştır. Bu kararlarla, temel politika aracı olan politika faizleri parasal, finansal koşullar ve beklentileri etkilerken, Türk lirası likidite ve tüketim talebindeki aşırılıkların dengelenmesi ve para politikasının etkinliğinin artırılması hedeflenmektedir."
"KURUL, KARARLARINI ÖNGÖRÜLEBİLİR, VERİ ODAKLI VE ŞEFFAF BİR ÇERÇEVEDE ALMAYA DEVAM EDECEKTİR."
Özette, bireysel kredilerin, kredi kartları ve taşıt kredileri kategorilerinde 2023 başından beri aylık ortalama yüzde 9,8 ve yüzde 9,1 arttığı aktarılarak, "Bireysel kredilerdeki bu ivmelenmeyle birlikte iç talebin hem doğrudan hem de cari denge üzerinden fiyat istikrarını bozduğu değerlendirilmiştir. Seçici kredi sıkılaştırması kararları sonucunda yurt içi talepte dengelenme sürecinin destekleneceği öngörülmektedir." denildi.
Döviz kuru gelişmelerinin etkisiyle Kur Korumalı Mevduat hesaplarının kur farkı ödemeleri nedeniyle finansal sisteme girişi gerçekleşen Türk lirası likiditenin yakından izlendiği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:
"Mevcut piyasa koşulları ve önümüzdeki döneme ilişkin likidite projeksiyonları dikkate alınarak yapılan etki analizleri çerçevesinde gerekli adımlar atılmaktadır. Piyasada oluşan likidite fazlasının miktarsal sıkılaştırma kararı çerçevesinde Kur Korumalı Mevduat hesaplarına yönelik Türk lirası zorunlu karşılık oranlarının artırılması yoluyla sterilizasyonu planlanmıştır. "
Özette, enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergelerin yakından takip edileceği aktarılarak, Kurul'un, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edeceği bildirildi.