Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesinden sonra en çok perişan olan, yıkılan ülkelerden birisi de İran oldu. Dengesini, aklını, sağduyusunu tamamen yitirerek açıktan Türkiye düşmanlığı yapmaya başladılar. İran’ın dini liderleri, danışmanları, askeri yetkililer ve medyası sürekli Türkiye düşmanlığını körüklemektedir. İran bunu yaparken ısrarla da Türkiye’nin Suriye’den temizlemek için mücadele ettiği terör örgütü YPG’ye (PKK) sahip çıkma kartını oynayarak Türkiye’yi tehdit etmektedir.
Biz yıllarca Haçlı-Siyonist ordularına komutanlık eden ABD’nin terör örgütü YPG’ye tonlarca silah yardımı yapmasını eleştirerek, Türkiye-Irak-İran-Suriye üzerinde terörle yaratmaya çalıştığı istikrarsızlığa, kaosa dikkat çekerken, İslam ülkesi sandığımız İran aynı ABD gibi YPG’ye (PKK) silah yardımı yapma sözü vermiş…
İran, Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü PKK ile görüşme yaparak, Suriye’deki terör direncini sürdürmesi için onlarla 1500 dron verme anlaşması yapmış… Bu haber dünya medyasında da yer aldı, İran yalanlamadı.
Zaten yalanlaması da bir şey ifade etmez. Çünkü İran’ın son iki aydır tüm söylemleri bu haberi destekler niteliktedir.
İran devlet televizyonuna bağlı Javan Haber Ajansı’nın şu güncel yorumu bile ilişkilerine ışık tutmuyor mu?
“Kürtler, Türkiye'nin Suriye'deki hedeflerine ulaşmasını engelleyebilir. Bu Batı Asya'da Türk hegemonyasının kurulmasını önleyebilir. İran, PKK/YPG'yi destekleyerek Türkiye'yi durdurmalı.”
Daha önce de İran devlet televizyonunda Press TV Müdürü Mehdi Hanalizade isimli analist İran yönetimine "İran ve ABD, Suriye’de Türkiye’ye karşı PKK/YPG'yi desteklemeli. Geçmişte Irak'ta Türkiye'ye karşı ABD ile iş birliği yaptık. Türkiye, YPG’yi tehdit olarak algılıyor. İran ile ABD bu konuda ortak politika geliştirebilir." çağrısında bulunmuştu.
İran resmen akıl tutulması yaşıyor. Türkiye düşmanlığı yapmak adına ABD ve İsrail’in hedeflerinin önünü açacak kadar gözünü karartmıştır. İran ateşle oynamakta ve kendi cellatlarına boynunu kendisi uzatmaktadır. İran her manada kendisinin zararlı çıkacağı eylem ve söylemlerde niçin bulunuyor?
Bünyesinde 35 milyon Türk barındıran İran, Türkiye’ye karşı PKK’yı destekleyerek onları neden karşısına almaya çalışıyor?
“Ben Türk'üm. Anam da atam da Türk. Türklüğümle iftihar ediyorum.” diyen İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, İran’ın sağduyusunu kaybetmiş özellikle dini lider kadrosuna niçin uyarıda bulunmuyor?
İran; Azerbaycan-Ermenistan savaşında Ermenilerden yana saf tutarak, yıllarca PKK’yı kontrollü destekleyerek hanesine yazılmış bir kara sicili zaten oluşturmuştu. Şimdi de Suriye’deki gelişmelerden sonra ABD-İsrail çizgisine gelmek pahasına terör örgütü YPG’ye verdiği destek, onunla müttefik olma düşüncesi bu kara sicilini arttırmaktadır. İran, PKK’ya karşı Türkiye’ye destek olacağı yerde, PKK’ya destek oluyor. Şu hale bakar mısınız?
İran, Suriye’deki mezhep kavgalarını sürdürememenin cinnetini yaşıyor herhalde? İran’ın Suriye’deki varlığı Müslümanı Müslümana kırdırmaktan başka neyi hayata geçirdi? Müslümanı zayıflatmayı tercih eden, Müslümanlar karşısında Haçlı-Siyonist güçlere taşeronluk yapan terör örgütlerini destekleyen İran; yanlış ve sapkın bir yoldadır. Kendine çeki-düzen vermesi halinde aynı zamanda kendini de korumuş olacaktır. Bugüne kadar dostluktan başka bir şey görmediği Türkiye’ye bu düşmanlığı sergilemesi İran’ın tarihsel ayıbı, akılsızlığı ve azgınlığıdır. İran; öfkeyle kalkanın, zararla oturacağını bir an olsun aklından çıkarmamalıdır. 35 milyonun varlığı Türkiye’nin hakkını ve hukukunu korumak için büyük güvencedir. Onlara “Kızıl Kurtlar” denildiğinin umarım farkındasındır İran?