Covid-19 aşısı ile gündeme gelen Pfizer, bu yılın 2. çeyreğinde 27.7 milyar dolar ciro yaptığını ve yıl sonuna kadar cironun 100 milyar doların üstüne çıkmasını öngördüklerini ifade etti.
Amerikan ilaç ve aşı şirketi Pfizer, yılın 2. çeyreğindeki cirosunu 27.7 milyar dolar olarak açıkladı. Böylelikle geçen senenin 2. çeyreğine göre cirosunda yüzde 47’lik bir artış yaşanmış oldu. Yıl sonuna kadar cironun 98-102 milyar dolar arasında olmasının beklendiği ifade edildi.
Pfizer tarafından en az 6.5 milyar dolarlık da kâr beklendiği bildirildi. Toplam 3,4 milyar doz Covid-19 aşısı sattığını beyan eden Pfizer, Alman Biontech firması ile ortak olarak Covid için MRNA aşısı geliştirmişti.
Pfizer firmasının uzmanlara para vererek ilaçlarını nasıl piyasaya sürdüğü ve reklamını yaptığı dile getiriliyor.
Pfizer firmasının epilepsi ilacını, huzursuz bacak sendromu için pazarladığı ve bu şekilde kamu sağlığını hiçe sayarak fazladan kâr ettiği de daha önce gündeme gelmişti.
Sadece Pfizer değil diğer ilaç şirketleri de para kazanmak için gayrimeşru yollara baş vuruyor ve insan sağlığını hiçe sayıyor.
Bununla da sınırlı kalmayıp rüşvet gibi kirli işlerle kendilerini yine öne çıkartmaya çalışıyorlar. Ülkelerin sağlık bakanlıklarındaki bağlantıları ve maaşlı elemanları vasıtasıyla devletlere ilaç satmanın yanında yakın zamana kadar ahlâkî bulunmadığı için bazı yerlerde yasak olan, büyük ilaç şirketlerinin doktorlara reçeteye kendi ilaçlarını yazsın diye ödeme yapması yaygın bir uygulama.
GSK (Glaxo Smith Klein) daha Eylül ayında Çin'de doktorlara rüşvet vermekten 490 milyon dolar cezaya çarptırıldı ve Polonya ile Ortadoğu'da benzer taktikler kullanmakla suçlandı.
Para bir yana doktorlara verilen hediyeler, burslar, masrafı ödenen seyahatler gibi ayrıcalıkların nerede rüşvete girmeye başladığını belirlemek ise vicdanilik barındırmayan mevcut düzende zor ve bunlar özellikle ABD'de çok yaygın uygulamalar.
İlaç şirketleri kâr etmek için her yolu deniyor. Farklı ilaçları birleştirmekte kâr artırma yollardan biri. Var olan iki ilacı bir araya getirerek, tek bir ilacın daha geniş kullanımlı olması ve üretim maliyetinden kaçılması sağlanırken, aynı içerikli bir ilacı başka isimle satmak gibi yollarla da patentlerin ömrü uzatılmaya çalışılıyor.
Bu gibi skandallar müesses nizamın insan hayatına ne kadar değer verdiğini, aslında vermediğini gözler önüne seriyor. Sadece maddî çıkar odaklı olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Kaynak: Baran