YAVUZ MÜFTÜOĞLU / TÜRKGÜN
Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Türkiye otomotiv sektörünün üretim, satış ve ihracat verileri doğrultusunda yılın sekiz aylık dönemini ve yıl sonu beklentilerini paylaştı. TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı’nın yaptığı ortak değerlendirmede, Türkiye’nin en fazla ihracatı gerçekleştirdiği Avrupa ile küresel pazarlardaki güncel tablo da ortaya koyuldu.
TAYSAD Yönetim Kurulu Alper Kanca, “2020 yılı, adeta ölümü neredeyse görmeye yakın bir dönemden geçip ondan sonra sıtma, sonra da iyileştiğimiz bir dönem oldu. Daha mutluyuz, keyifliyiz. Tahmin ettiğimiz gibi önce inanılmaz bir düşüş oldu. O düşüş artık yukarı doğru çıkıyor. Belki de en iyi haberlerden bir tanesi otomotiv sektöründe üretimin devam etmesine rağmen önemli bir sağlık sorunu olmaması. Yani hem ürettik hem de hastalığın yayılmasına engel olduk. Eylül ayında ise beklenti çok yüksek. Kendi şirketlerimizde bile yüzde 90’a yakın bir doluluk oranı var. Bu şekilde olması beklemediğimiz bir şeydi. Baktığımız zaman sektörde hemen hemen her şirkette inanılmaz derecede yoğunluk var. Sektörün kimi oyuncuları 3 vardiyaya tekrar döndü ve gece gündüz üretim yapıyor. Bazılarında fazla mesai bile söz konusu olmaya başladı” diye konuştu.
'SEKTÖR GELECEĞİ DAHA İYİ GÖRÜYOR'
TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı da “Sektör şu anda geleceği daha iyi görüyor ve yüksek tempo ile çalışıyor. En kötü günler geride kaldı diyebiliriz. Otomotiv endüstrisi olarak salgının ilk anlarında çok iyi bir sınav verdiğimize inanıyoruz. Herkesin evde olduğu dönemde fabrikalarımızda siperlik ve sağlık ürünleri ürettik. Şimdi ise sosyal mesafe ve sağlık önlemleri açısından üst düzey çalışmalar yapıyoruz. Düzenli testler ve anında izolasyona dikkat ediyoruz. Üretim tarafında, kendi üyelerimiz üzerinden OEM’lerin üretim tahminlerine bakıyoruz. Orada gördüğümüz kadarıyla Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık dönemi doluluk açısından yüzde 90 ila 92 arasında değişiyor. Yani, sektörün kapasite kullanımı çok iyi bir seviyeye geliyor. Avrupa tarafında da pazar bu haliyle devam eder, pandemide 2. dalga veya yeni bir problemle karşılaşmazsak yılın son 4 aylık bölümü çok iyi olacak diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
'DÜNYADA ÜRETİM DÜŞECEK'
Küresel pazarlar ile Avrupa pazarlarındaki güncel durumu aktaran Alper Kanca, “Son 4-5 yıldır küresel otomotiv endüstrisi 92 ila 97 milyon adetler arasında bir üretim gerçekleştiriyordu. 2020 yılında bu rakamın yüzde 22 daralmayla 72 milyon adetlere kadar düşeceğini tahmin ediyoruz. Bu aslında inanılmaz bir düşüş. Avrupa’da üretim adetleri son 5 yıllık ortalamalara bakıldığında 22 milyon adet seviyesindeydi. Bu sene Avrupa’daki üretimin 16 milyon adet seviyesinde tamamlanmasını bekliyoruz. Yani, dünyada yüzde 13, Avrupa’da ise yüzde 15’lik bir düşüş var. Bütün bunlara rağmen 2021 senesinde dünyada yüzde 13’lük bir artışla 81 milyonluk araç üretileceği, Avrupa’da ise 18,5 milyonluk bir araç üretileceği öngörülüyor” değerlendirmesinde bulundu.
'İHRACATTAKİ DARALMADAN AZ ETKİLENDİK'
Türkiye otomotiv sanayisinin gerçekleştirdiği ihracatın açıklanan son verilere göre, Ocak-Temmuz döneminde yüzde 36’lık bir düşüş yaşadığı hatırlatılan değerlendirmede, ihracat açısından Türkiye’nin Avrupa’ya bağlı olduğu vurgulandı. TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kanca, “Tedarik sanayicilerinin ihracatta ana sanayiye göre kaybı daha az. Şu anlama gelebilir; Araç satışı Avrupa’da hala hızlı değil ama üretim tarafında bir hızlanma var. Dolayısıyla bizden aldıkları parçalar orada üretime gidiyor fakat henüz daha satılmıyor” yorumunda bulundu. TAYSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yazıcı da, “Haziran ve Temmuz aylarında ihracat açısından tedarik sanayinin ana sanayiye göre daha iyi toparlandığını gördük. Önümüzdeki dört ayda ise Türkiye’deki OEM’lerin daha çok üreteceğini ve geçmiş aylara göre ihracatlarını önemli oranda arttıracaklarını tahmin ediyoruz. Bu bağlamda, otomotiv sektörü ihracatında Ocak-Temmuz döneminde toplam 7 ayda yaşanan 4,8 milyar dolarlık ihracat kaybının durma eğilimine gireceğine inanıyoruz” dedi.
'DÜNYADAN AYRIŞTIĞIMIZ BİR TABLO VAR'
Üretim ve iç pazar performansını değerlendiren Alper Kanca şu şekilde devam etti: “Otomotiv üretim performansı açısından Haziran-Temmuz aylarında geçtiğimiz yılı yakaladığımızı görüyoruz. Tabi ki, en iyiyi baz aldığımız 2017 yılına göre yaklaşık yüzde 37 oranında gerideyiz. Buna rağmen, iç pazardaki yüksek talep üretimi tetikliyor. Türkiye’de iç pazarın bu kadar büyük patlayacağını tahmin etmiyordum. İnanılmaz bir talep var. Tamamen dünyadan ayrıştığımız bir tablo. Avrupalı meslektaşlarımızla konuşuyoruz ve “İnsanlar nasıl araç satın alıyorlar” diye soruyorlar. Bizce Türkiye, birkaç yılın birikmiş ihtiyacını gideriyor. Nisan-Mayıs’ta bile iyiyiz. Haziran ayına baktığımızda satışlar geçen seneye göre yüzde 65, Temmuz’a baktığımızda yüzde 384 arttı. 2017’ye baktığımızda ise yüzde 30’luk bir düşüş var. Bu oranların büyüklüğü, tabi ki 2019’un çok iyi bir yıl olmamasından da kaynaklanıyor.”
'AR-GE ORANI YÜZDE 2,5'
Türkiye tedarik sanayisinin yarattığı değer ve 30 yılı aşkın tecrübesiyle önemli bir itici güç olduğunun altını çizen Kemal Yazıcı da sözlerini şu şekilde tamamladı: “461 üyemizle ülkemizi hem yurtiçinde hem de yurtdışında çok iyi şekilde temsil ediyoruz. 32 şehirdeki 453 fabrikamızla Türkiye ekonomisine yılda ortalama 25 milyar dolar ciro, 10,6 milyar dolar ihracatla katkı sağlıyoruz. Diğer yandan, gelişen teknolojilerle birlikte Ar-Ge’ye verdiğimiz önem de her geçen gün artıyor.
TAYSAD üyelerinin 187 adet Ar-Ge ve Tasarım Merkezi bulunuyor. Ciromuzdaki Ar-Ge oranı ise yüzde 2,5 ile Türkiye ortalamasının bir hayli üzerinde. Önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde Ar-Ge’ye yapılan yatırımların etkisini göreceğimize olan inancımız tam. Kendine ait tasarımlarımız ve patentli teknik çözümlerimiz var. Yalnızca 2019 yılında 37 yeni patent ve 30 faydalı modeli otomotiv sektörüne kazandırmış durumdayız. Bunlar tabi ki gelişmiş ülkelere göre yüksek seviyelerde değil ama çok önemli göstergelerdir.
Otomotiv Tedarik Sanayi olarak yeni teknolojilerin önemini biliyor ve yeni parça ve sistemler üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’de üretim yapan tüm OEM firmaları ile bu parçalar üzerinde çalışmaya hazır ve istekli olduğumuzu da değişik platformlarda ifade ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Bu konuda hızlanabilmek için OEM ve Tedarikçilerin kol kola beraber hareket etmesi ve ilgili Bakanlıkların da gerekli desteği vermesi gerekiyor.”