Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, esnaf ve KOBİLER tarafından merak edilen Kredi Garanti Fonu (KGF) kredi destek paketinin detaylarını açıkladı. 14 destek kaleminden oluşan paketle 200 milyar liralık kefaletle 250 milyar liralık kredi hacmi oluşacağını belirtildi.
Nebati'nin açıkladığı yeni paket, işletmeler ödeme kabiliyetine göre 5 grupta sınıflandırılacak. En yüksek ödeme kabiliyetine sahip 1. Grup ile en düşük ödeme kabiliyetine sahip 5. Grup firmalarına destek verilmeyecek. Destek ödemeleri fatura karşılığı yapılacak. Amaç dışı kullanım önlenmesi için de bir kara liste uygulaması devreye alınacak.
Ekonomist Murat Özsoy, açıklanan Kredi Garanti Fonu hakkında önemli açıklamalarda bulundu. "KGF paketi firmalar açısından bakıldığında ödemesiz dönemleri, azami tutarları ile faiz ve kar payı oranları açısından oldukça cazip koşullar içeriyor" diyen Özsoy, kredilerin gerçek hedeflerinde kullanılması yönünde sıkı takipler olduğu takdirde paketin olumlu yanları olduğunu belirtti.
"CARİ AÇIĞIN BÜYÜMESİNDE ETKİLİ OLMA RİSKİ VAR"
Paketin, aynı zamanda cari açıkta büyüme yaratmasındaki risklerinden de bahseden Özsoy sözlerini şöyle sürdürdü;
"Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Nebati’nin bu kredilerin ödemelerinin doğrudan satıcılara yapılacağını söylemesi ve gerçek hedefinin haricinde kullanımların önlenmesi için çok yakın takip yapılarak bunların tespit edilmesi halinde yaptırımların uygulanacağını belirtmesi bu paketin olumlu yanları olarak göze çarpıyor.
KGF paketinin açıklanması ile birlikte de seçim öncesi sanayide çarkların dönmesinin teşvik edilerek; büyümenin imalat, üretim, yatırım ile sağlanmaya çalışılacağını anlıyoruz.
Diğer yandan riskler açısından bakıldığında ise büyümenin ithalata dayalı olduğu ekonomimizde KGF paketinin cari açığın büyümesinde etkili olma riskinden bahsedebiliriz. Aslında paket içeriklerine bakıldığında döviz kazandırıcı hizmetlere yönelik kısmın biraz daha ağırlıklı olması cari açık riskini biraz daha indirgemek açısından daha iyi olabilirdi. KGF’den faydalanacak firmaların özellikle ödemesiz dönemin 6 ay sonrasına gelmesine dikkat ederek nakit akışlarını da bu yönde planlamaları gerekli.
Altı ay sonraki dönem, yılın seçim sonrasına ilişkin tahmin edilmesi bugünden çok daha zor olan ikinci yarısına denk geldiği için bu finansmandan faydalanmak isteyen firmalar, yılın ikinci yarısında daha güçlü bir nakit akışına sahip olacakları konusunda kredi talep edecekleri Bankaları ikna etmeleri gerekiyor.
Ayrıca geçen yıl açıklanan 60 milyar TL tutarındaki paketin 24 ay vadeye kadar olan kredilerdeki faiz oranı TLREF +100bps iken şimdi açıklanan pakette TLREF +200bps olması 2023 yılının ikinci yarısında sanki ekonomi yönetiminin bugün uyguladığı genişleyici para politikasını da yeniden değerlendirerek biraz sıkılaşmaya gidebileceği mesajını da içeriyor diye düşünüyorum."