Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Şule Arslan, tütün ve alkol tüketimi, aşırı yeme, hareketsizlik gibi sağlık riski oluşturan davranışlar arasında en sık görülenlerin "fazla kilo ve hareketsizlik" olduğuna dikkat çekerek "15 yaş ve üzerindeki nüfusun yaklaşık yüzde 31'inde fiziksel aktivite yetersiz ve bu her yıl yaklaşık 3,2 milyon insanın ölümüne neden oluyor.
KANSER, METABOLİK HASTALIKLAR, KALP DAMAR SORUNLARI: Hareketsiz bir yaşam tarzının, insan vücudunu farklı mekanizmalar yoluyla etkilediğine değinen Arslan, "Hareketsizlik insan vücudunda istenmeyen olumsuz etkilere neden olur. Tüm nedenlere bağlı ölüm riski yükselir.
Kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerde, kanser ve metabolik hastalık riskini (diyabet, hipertansiyon ve dislipidemi gibi) arttırır. Kas iskelet sistemi hastalıkları (eklem ağrısı, kemik erimesi), depresyon ve bilişsel yetersizlik bunlara örnek olarak verilebilir. Uzun süreli hareketsiz yaşam uykusuzluk ve uyku bozuklukları gelişmesi ile de ilişkilidir" diye konuştu.
DİYABET: İnsülin direnci ve diyabet, hareketsiz yaşamın hızla yaygın hale getirdiği iki önemli sorun. Araştırmalar Tip 2 diyabet riskinin hareketsiz kişilerde yüzde 112 daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Günde bin 500 adımdan az yürüyen, uzun süre oturan ve kalori tüketimine dikkat etmeyen bireylerde insülin direnci daha sık görülüyor.
HİPERTANSİYON: Türkiye'de de ölümlerin en büyük nedenlerinin başında kalp ve dolaşım hastalıkları (iskemik kalp hastalığı ve inmeler) ve kanser geliyor. Hareketsizlik kan basıncı değişikliklerine neden olduğu gibi kolesterol ve insülin duyarlılığında değişime de yol açıyor. Bu hastalıklardan korunmanın birinci adımı ise sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam sürmek.
OBEZİTE: Hareketsiz geçirilen sürenin yüzde 10 artmasıyla bel çevresi ölçümlerinde 3.1 cm artış olduğunu gösteren çalışmalar mevcut. Yürüme veya ayakta durma gibi basit aktivitelerde bile enerji harcanıyor; bu tip düşük düzeyde enerji harcanması "egzersiz dışı aktivite termogenezi" olarak adlandırılıyor. Bu tip enerji tüketimini bile kilo almaya karşı savaşmaya yardımcı olabiliyor. Oturma veya yatma gibi düşük enerjili aktivitelerin süresinin artması egzersiz dışı aktivite ile yakılan kalorileri sınırlandırıyor. Araştırmalar, obez kişilerin, ortalama bir bireye kıyasla günde 2 saat daha fazla oturduğunu gösteriyor.
KAS VE İSKELET SİSTEMİ HASTALIKLARI: Hareketsiz yaşam; kemik erimesi, eklem ağrıları ve duruş bozukluğuna neden oluyor. Hareket etmemek kemik mineral yoğunluğunu da azaltıyor. 50 yaş üzeri kadınlarda hareketsiz geçirilen zaman yerine en az 30 dakika hafif fiziksel aktivite yapmak kırık riskini yüzde 12 azaltıyor. Günlük 10 saat ve üzerinde hareketsiz zaman geçirenlerde diz ve eklem ağrısı oluşuyor. Uzun süreli oturarak çalışan kişilerde ise duruş bozuklukları, sırt ve boyun ağrısı gelişiyor.
KANSER: Hareketsiz geçirilen zaman genel kanser riskini yüzde 20 artırıyor. Uzun süreli oturmanın kolorektal, rahim, yumurtalık ve prostat kanseri riskini artırdığı, özellikle kadınlarda kansere bağlı ölümleri artırdığı biliniyor. Başka bir araştırmada ise artan toplam oturma süresi ile kolon ve rahim kanseri arasında doğrudan bağlantı olduğu gösterildi.
KIRILGANLIK: Kırılganlık (zayıflık), vücudun hastalıklara karşı daha kırılgan hale gelmesi durumu olarak tanımlanıyor. Kırılganlığa yol açan çoklu faktörlerin arasında hareketsizlik ilk sıralarda geliyor. Kırılganlık kişinin hastalık veya yaralanmalarda iyileşme-toparlanma yetisini azaltıyor, kırılgan yaşlıların hastaneye yatış olasılıkları da artıyor. Günlük yaşamlarında daha uzun süre oturan bireylerin ileri yaşlarda daha kırılgan olma olasılıkları artıyor. Günlük oturma süresinin kısalması ile kırılganlık gelişme riski de azalıyor.