Doktora sonrası çalışmalarını yürütmek üzere Amerika'ya giden, Cornell Üniversitesi Nörobiyoloji ve Davranış Bilimleri Bölümü'nde kendi adıyla laboratuvar kuran Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Doç. Dr. Nilay Yapıcı, beyinde beslenme davranışına yönelten sinir ağlarını keşfetmeye yönelik çalışmalar yürütüyor. Yapıcı, meyve sinekleri ve fareler üzerinde yürüttüğü araştırmasıyla gelecekte obezite, metabolizma hastalıkları ve sivrisineklerin insanları sokmasıyla yayılan salgın hastalıkların önüne geçilmesini de amaçlıyor.
Doç. Dr. Yapıcı'nın yürüttüğü ve büyük bölümünü Amerikan Sağlık Enstitüsü'nün (NIH) finanse ettiği 5 milyon dolarlık çalışma, yeme dürtüsünün moleküler düzeyde engellenmesini hedefliyor. Üzerinde çalıştıkları meyve sineklerinin normal sivri sineklerle çok benzer nörolojik yapıya sahip olduğunu da kaydeden Doç. Dr. Yapıcı, araştırma sonuçlandığında sivrisineklerin açlık güdüsüyle insanları ısırmasının da engellenebileceğini söyledi.
u003cbu003eARAŞTIRMASIYLA ÖDÜL DE ALDI u003c/bu003eSabri Ülker Vakfı'nın 8 yıldır gerçekleştirdiği Bilim Ödülü'nün bu yılki kazananı Doç. Dr. Nilay Yapıcı oldu. İstanbul'da düzenlenen törene, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Çetin Ali Dönmez, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, Sabri Ülker Vakfı Başkanı Dr. Talat Üçöz, Harvard Üniversitesi Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi'nden Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil'in yanı sıra çeşitli üniversitelerden bilim insanları ve akademisyenler katıldı. Yapıcı, ödülünü Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç. Dr. Dönmez'in elinden aldı.
u003cbu003eBEYİNLE YEME İSTEĞİ YARATAN SİNİR AĞININ İLETİŞİMİ KESİLECEK u003c/bu003eÇalışması hakkında bilgi veren Doç. Dr. Yapıcı, şunları söyledi: Hormonlar ve sindirim sisteminden yayılan farklı sinyallerin sonuçtaki hedef yeri beyin. Beynin, yeme davranışını kontrol ettiği yolları, sinir ağlarını bulmaya çalışıyoruz. Böylece bu sinir ağlarını kontrol eden molekülleri hedefleyecek tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi mümkün olabilir.
Bu bir ilaç olabilir, ya da deep brain stimulation (derin beyin uyarımı) dediğimiz manyetik yöntemler uygulanabilir. Beyinde vagus dediğimiz bir sinir var. Sindirim sistemi ile beynin iletişimini kontrol ediyor. Bunu tetikleyecek veya bir şekilde uyaracak elektromanyetik yöntemler geliştirilebilir
u003cbu003eAYNI MEKANİZMA SİVRİSİNEKLERDE DE ETKİLİ OLABİLİR u003c/bu003eAraştırmalarının daha çok hayvan modelleri üzerine olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yapıcı, bu aşamada henüz insanlarla yapılacak klinik çalışmalara geçilmediğini belirterek çalışmanın sivrisineklerle ilgili hedefine de değindi . Yapıcı, Biz, meyve sinekleri ve farelerle çalışıyoruz. Bu açıdan da aslında araştırmamızın iki yönü var. Bir yönü obezite ve metabolik hastalıkların, beyin tarafından nasıl kontrol edildiğini bulmak ve bunlara karşı moleküler tedaviler geliştirilmesine öncü olmak. Diğer yönü de sineklerle ilgili. Çünkü çalıştığımız meyve sinekleriyle, sivrisineklerin beyinleri çok benzer şekilde işliyor. Sivrisineklerin de salgın hastalıklar taşıdığını biliyoruz. Eğer meyve sineklerinin yeme duygularını bir şekilde anlayıp beyinlerindeki yeme dürtüsünün hangi genler tarafından kontrol edildiğini netleştirirsek, bu mekanizmanın sivrisineklerde de aynı şekilde olabileceğini düşünüyoruz. Böylece sivrisineklerin de yeme mekanizmalarını kontrol ederek, insanları ısırmasının önüne geçebiliriz şeklinde konuştu.
u003cbu003eSİVRİSİNEKLERİN İNSANI ISIRMASININ ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR u003c/bu003eSineklerin insanları kan için ısırdığını kaydeden Doç. Dr. Yapıcı, Çünkü insan kanı, onların yumurtaları için gerekli besinleri içeriyor. Sineklerde de insanlarda olduğu gibi vagus benzeri bir sinir yolu var. Bizim çalışmamız meyve sineklerinde bu vagus sinirinin yemek yeme isteğini kontrol ettiğini bulduk. Eğer biz bu sinirle beynin iletişimini kesersek, genetik yöntemlerle susturursak örneğin, yemek yiyemiyorlar. Eğer sivrisineklerde de bu mekanizma varsa, direkt olarak bu sinirleri hedefleyen moleküller bulabiliriz. Böylelikle sivrisineklerin yeme duygusunu köreltebilir ve insanları ısırmasının önüne geçebiliriz. Bu çalışma için NIH'in finansal katkısı çok büyük. Ayrıca özel fonlardan da destek alıyoruz. Pew Fondation, Sloan Fondation, Cornell Üniversitesi'nin fonu gibi. Toplam bütçesi yaklaşık 5 milyon dolar olan, 5 yıllık bir proje şu anda diye konuştu.