Enfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. İftihar Köksal, AB Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi’nin 31 Ağustos verilerine göre Batı Nil Virüsü’nün sadece Yunanistan değil Romanya, Macaristan ve Sırbistan’da da görüldüğüne dikkat çekerek, “Komşularımıza kadar gelmiş bir virüs elbette Türkiye için de tehlike oluşturmakta. Sonuçta sivrisinek, uçup her yere gidiyor” diyor.
u003cbu003eDÖKÜNTÜYE DİKKATu003c/bu003e Batı Nil Virüsü’nün aslında Afrika kökenli olduğu ve göçmen kuşlar vasıtası ile dünyaya yayıldığına da dikkat çeken Prof. Dr. Köksal şöyle devam ediyor: “Batı Nil Ateşi hastalığı yapan bu virüs, sivrisinek ısırığı ile insana bulaşır ve ensefalit (beyin iltihabı) veya menenjit (beyin-omurilik zarı iltihabı) gibi ciddi nörolojik hastalıklar meydana getirebilir. Çoğu kişi belirti vermez. Az bir grupta ise baş ağrısı, yüksek ateş, halsizlik, kırgınlık, iştahsızlık, gözlerde ağrı, bulantı, kusma gibi belirtiler görülebilir. Belirti ile seyreden vakalarda bir diğer önemli bulgu döküntüdür. Yüzde 25-50 hastada da göğüs, sırt ve kollarda kızamığa benzeyen, kaşıntılı şekilde ortaya çıkabilir. Bu kişiler hastalığı daha ağır geçirebilir. Ölüm oranı yüzde 4-9 arasında, oldukça düşüktür ancak kronik hastalıkları olanlar, bağışıklık sistemi düşük, ileriki yaşta ve genelde de erkek hastalarda daha sık ölüm görülebilir.”
u003cbu003eELİ KULAĞINDA u003c/bu003ePeki, ne oldu da bir anda bu kadar fazla virüs çıktı? Prof. Dr. Köksal temel sebebinin iklim değişikliği ve doğanın temel dengesinin bozulması olduğuna vurgu yaparak, “Bu hastalıklardan korunmanın en temel çözümü su yataklarının acilen kurutulması. Tabii bir de insan doğanın dengesi ile oynamayı bırakmalı çünkü buna devam ettikçe illa başka virüsler de çıkacaktır. Yanı sıra inanılmaz bir göç ve turizm hareketliliği var. Dolayısıyla elimiz kulağımızda. Bekliyoruz. Her an bize de gelebilir. Hastalığa kesin tanı Eliza testi ile konuyor. O sebeple merkezler de duruma hazırlıklı olmalı” uyarısı yapıyor.
u003cbu003eGATES’İN SİVRİSİNEK PROGRAMI u003c/bu003eAnofel türü bir sivrisineğin sokması sonucu, dang - kırık kemik humması gibi bulaşıcı hastalıklar sebebiyle her yıl 400 milyondan fazla insan etkileniyor, 20 binden fazla da ölüm yaşanıyordu. Bu nedenle 200 yılında Dünya Sivrisinek Programı başlatıldı. Amaç hastalık taşıyan sinek popülasyonunu azaltmak, ölümleri durdurmaktı. Araştırmacılar ise çareyi laboratuvarda buldu. İnsanlar ve çevre için zararsız olan Wolbachia bakterisini, Aedes aegypti tür sivrisineklere enjekte ettiler. Endonezya’da yürütülen bir çalışma da genetiği ile oynanan bu Wolbachia’lı sivrisinekler sayesinde bölgedeki Dang Humması vakalarının yüzde 77 azaldığını ispatladı. Halen 11 ülkede devam eden program için sadece bir haftada 30 milyon sivrisinek üretilip doğaya salınıyor. Programın finansmanını ise 2004’ten bu yana Bill Gates sağlıyor.
u003cbu003eDÜNYA AYAĞA KALKTI u003c/bu003eYunanistan’ın Batı Nil Virüsü vakalarını açıkladığı gün Gates, Twitter kapak fotoğrafını bir sivrisinek ile değiştirdi. Tepkiler üzerine fotoğrafı kaldırdı ama yürüttüğü ‘sağlıklı’ sivrisinek programı üzerinden üretilen komplo teorilerinin önüne geçemedi.
u003cbu003eASYA KAPLAN SİVRİSİNEĞİu003c/bu003e Beton, saksı altı suluklar, plastik kaplar, kullanılmış lastikler (muhakkak sıklıkla temizlenmeli) gibi yapay ortamlar ile durgun su birikintilerinde çoğalan Asya kaplan sivrisineği (Aedes albopictus) ilk kez 2020 Mart’ta İstanbul’da görüldü. Türkiye’deki türünde Dang Humması, zika gibi virüslere ise rastlanmadı. Bildirilen bir vaka yok! Ama ısırığı kızarıklık, ağrı ve şişlik yaratabiliyor.
u003cbu003eSARI HUMMA SİVRİSİNEĞİ u003c/bu003eSarı Humma sivrisinekleri (Aedes aegypti) ise ilk kez 2015’te Doğu Karadeniz’de tespit edildi. Daha çok tropik bölgelerde yaşayan bu tür Artvin, Rize, Ordu’da yoğun olarak bulunuyor. Isırdığı yerde kaşıntılı, ağrılı, kızarık, büyük lokal şişlikler bırakabiliyor.
u003cbu003eDAHA ÖNCE TÜRKİYE’DE DE GÖRÜLDÜ u003c/bu003eEnfeksiyon ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Aslıhan Demirel, Batı Nil Virüsü’nün ilk kez karşılaştığımız bir durum olmadığını belirterek, “2010-2011 yıllarında Türkiye’de Sakarya, Muğla ve Antalya’dan 47 vaka bildirilmiş. Bunlardan 12’si kesin tanı almış. Nisan 2011’den sonra Türkiye’de bildirimi zorunlu hastalıklar arasına alınmış. Yani konuya pek de yabancı değiliz aslında, ki göçmen kuşlar ve sivrisineklerle elbette taşınabilir” diyor. Batı Nil Virüsü’ne ‘Kuleks’ türü sivrisineklerin insanı sokmasının sebep olduğunu belirten Doç. Dr. Demirel, insandan insana bulaşın ancak kan ve organ nakli ile mümkün olduğuna da değinerek şöyle devam ediyor: “Isırdı diyelim; yüzde 80 belirti göstermiyor. Yüzde 20’de ağır hastalık olarak ortaya çıkabiliyor. Bu yüzde 20’nin de 150’de birinde sinir sistemi tutulması, yüzde 60’ında beyin iltihabı, yüzde 30’unda menenjit, yüzde 5-30 arasında felç görülebilir. Ölümler de bunlara bağlı oluyor.”
u003cbu003eÖNLEM ŞART u003c/bu003e“Sinek ısırdıktan sonra yapacak pek bir şey yok, o nedenle ısırılmamaya çalışın; kapı ve pencerelerden girişlerini engelleyecek tel yöntemi, sinek kovucular kullanın. Uzun kollu giyin. Yerel yönetimler de bunların çoğalmasına müsait durgun sular, lağım suları gibi yerleri kurutmalı/önlem almalı. Bill Gates komplo teorilerine gelince... Gerçekçi değil zira şu an maymun çiçeğinden domates virüsüne kadar birçok virüs var ve bunlar hep olacak. Bu virüs 50 yıldan beri var. Yani yeni ve insan eli ile üretilmiş değil.”