Türkgün.com spor yazarları Uğur Tenekecioğlu, Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; Süper Lig, Beşiktaş’ın yeni başkanı ve her hafta eleştirilerin odak noktası olan hakemlere dair sorularımızı yanıtladı.
TG SPOR- Her transfer döneminde onlarca transfere milyonlarca lira harcanan Süper Lig’de transfer tahtası kapalı olan Samsunspor ligin 3. sırasında. Yüksek kadro sirkülasyonunun takımları başarıdan uzaklaştırdığını düşünüyor musunuz?
“çok para değil, doğru seçimler başarıda önemli.”
Uğur Tenekecioğlu: Şu anda Süper Lig’de yıldızı parlayan, doğru hoca seçimi, doğru yönetim ve doğru kadroyu kuran 3 takım var. Samsunspor, Göztepe ve Eyüpspor. Bu üç takım da kulüp yönetimi, futbolcuların hocaları ile uyumu ve aldıkları sonuçlarla öne çıkıyor. Samsunspor maddi imkansızlığa rağmen geçen sezon kurduğu kadroyu Alman disiplinine emanet etti. Eyüpspor futbolculuğu döneminde çok başarılı olan Arda Turan’ın eski yıldızları yeniden parlattığı bir takım görünümünde. Göztepe ise yabancı yöneticiler ve doğru teknik direktör ve futbolcular ile ligi sarsıyor. Demek ki, çok para değil, doğru seçimler başarıda önemli.
Tayfun Özsoy: Aynı oyuncularla yol almak her zaman doğru sonuç vermez. Eğer kadro kaliten iyiyse şansın artar. Samsunspor her ne kadar başarılı örnekse, aynı durumda olan Kayserispor oyuncuların artan yaşlarına bağlı tersine bir grafik göstermektedir. Sorun, kadro değişiminde değil, doğru seçim, sabır, ezber ve antrenman eksikliğindendir.
Hakan Yaşar: Futbolda başarının bir çok anahtarı var ama öncelikli sıralama yaparsanız doğru teknik direktör ve doğru kadro mühendisliği bütçenin önüne geçebilir. Samsunspor bunun örneklerinden birisi. Hem büyük takımlar, hem diğer takımlar açısından genelleme yaparsak Süper Lig, Avrupa’nın transfer başarısı en düşük liglerden birisi. Bunun temel nedenlerini sık yönetim ve teknik direktör değişiklikleri, başkanlar üzerinde taraftarın transfer baskısı, teknoloji çağında hala scout sisteminden yeterli verimi almamış olmayışımız ve ağırlıklı olarak kariyeri düşüşe geçmiş yabancıları getirmemiz şeklinde sıralayabiliriz. Her yıl 15 oyuncu alıp 15-20 oyuncu göndermek yanlış. 30-40 futbolcuyu bulan kadro sirkülasyonu asla başarı getirmez. Bu aynı zamanda futbol aklı eksikliği. En kötü hastalığımız da oyunculara 3-5 maçlık kredi tanımamız. Bu bedenle maalesef futbolcu çöplüğü haline geliyoruz.”
Ali Kunak: Sezon başından bu yana oynadıkları futbolla göz dolduran ve rakiplerinin canını yakan iki takım var. Göztepe ve Samsunspor. Kadro maliyetlerini değerlendirdiğimizde büyük takımlarımızın çok çok altında bir rakam ile kadro mühendisliğini gerçekleştirmişler. Takır takır top oynuyorlar. Bir helvayı yaparken malzeme kalitesi tabii ki önemlidir. En pahalı un yağ şekeri alın ustada işini özenle yapmazsa altını yakar. Ama iyi bir ustanın elinden orta düzey malzemelerle çok güzel helva çıkar. Burada Ustadan kastımız kulüp yönetimleri ve teknik kadronun başarısıdır. Buradan da kadro mühendisliğinde nicelik değil niteliğin önemi ortaya çıkıyor.
TG SPOR- Beşiktaş çalkantılı bir dönemin ardından olağanüstü seçim ile yeni başkanına kavuştu. İki sezondur devre arası gelmeden lige havlu atan Beşiktaş’ta taraftarlar yeni başkan Serdal Adalı’dan ne beklemeli?
“Günümüz ortamında tek bir kişi sistemi değiştiremez.”
Uğur Tenekecioğlu: Serdal Adalı’nın adaylık zamanlaması yanlış. Mayıs ayına beklemeli, olağan genel kurulda aday olmalıydı. Şimdi kucağında bomba ile 5 ay geçirecek. Hoca yok, para yok, güven yok, futbolcular boşlukta. Eğer bu 5 ayda toparlayamazsa bir daha başkan seçilmesi zorlaşır. Camiada da birlik-beraberlik kalmamış. Düşünsenize 5 ayı geçirecek “Kendi çocukları” bile görevi kabul etmiyor, ya da bazılarına güvenmiyorlar. Önümüzdeki olağan genel kurula kadar çok büyük kavgalar Beşiktaş’ı bekliyor. Herkes eteğindeki taşı dökecek ve bu da takımı olumsuz etkileyecek.
Tayfun Özsoy: Günümüz ortamında tek bir kişi sistemi değiştiremez. Sistem değişikliği ancak kendi gerçeklerini görüp kabullenmeyle başlar. Bunun için camia önce kendi dinamikleri ile barışmalı, sorunlarını tartışmalı, sonra da el birliği ile çözüme yönelmeli. Aksilik durumda eskinin tekrarından başka bir durum yaşanmaz.
Hakan Yaşar: Beşiktaş’ın öncelikle transfere değil camia olarak kenetlenmeye ihtiyacı var. Taraftarlar bu kış transferi unutmalı, yönetim de pansuman transferi yapmamalı. Kaliteli oyuncu bu mevsimde bulamazsınız. Bütçe delik zaten. Bir Alman teknik direktörü tercih edilmeli, yaza da pahalı değil 3-5 nokta transfer yapılmalı. Aklı selim Beşiktaşlılar bu sabrı gösterecektir. Serdar Adalı’yı baskı altına almak yanlış olur. Doğru proje, pahalı olmasa da şampiyonluk getirir. Beşiktaş kadro planlarken yıldız yabancı alabilir ama önemli olan kendi yerli yıldızlarını çıkartması. Bu eksik. Gelen yabancı da başarısız oluyor. Taraftara düşen de yıldız adaylarına destek vermek.
Ali Kunak: Serdal Adalı'nın işi zor. Beşiktaş neresinden baksanız tel tel dökülüyor. Göreve gelir gelmez ilk olarak maddi ferahlık sağladı. Ama bunun geçici çözümlerle devam etmesi mümkün değil. Önemli sponsor bağlantıları yapılmazsa bir kaç ay sonra maddi sıkıntılar yeniden gündeme gelecektir. Sergen Yalçın'ın görev kabul etmemesi Serdal Başkanın işini daha da zorlaştırdı. Rize maçı gösterdi ki Serdar Toprak Tepe'nin takım üzerinde otorite ve motivasyon etkisi yeterli değil. Teknik Adam konusu acilen çözümlendikten sonra ara transferde de isabetli işler yapılırsa Beşiktaş 2 yarıda taraftarlarını mutlu edebilir.
TG SPOR- Fenerbahçe teknik direktörü Jose Mourinho 8 puan farkın sadece oynan futboldan kaynaklı olmadığını ima etti. Aynı maç sonunda Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı’nın da hakemlere yönelik sert eleştirileri oldu. Sezonun genelinde hakemlerin bazı takımları mağdur ettiğini düşünüyor musunuz?
"Hacıosmanoğlu bu MHK ile devam ettiği sürece biz her hafta artan düzeyde hakem hatalarını konuşmaya devam edeceğiz."
Uğur Tenekecioğlu: Türkiye’de futbol iki takım ile oynanmıyor. Her hafta biri çıkıp, canının yandığından bahsediyor, hakemlerden şikayet ediyor, taraftara hoş görünmeye çalışıyor. Halbuki diğer takımlarda da hakem hataları oluyor. İki takım da taraftarlarına şirin gözükmek için bağırıp-çağırıyor. Halbuki takımlarına bakmaları lazım. Özellikle Fenerbahçe’de, Mourinho’nun katkısı şu ana kadar yok gibi bir şey. Faturayı hakemlere kesmek, işin kolay yolu. Önce kendi kapının önünü temizleyeceksin, sonra dışarıya bakacaksın. Galatasaray da hakem korumasıyla aldığı puanları unutup, sürekli hakemlerden şikayet ediyor. İş rekabetten çıktı, demeç savaşına, hakaretlere, mahkemelere kadar gitti. Türkiye’deki futbolseverler bu gidişattan mutlu değil.
Tayfun Özsoy: İki isim de kendi bakışlarından haklıdır. Hakemler mutlaka etkili oluyor sonuçlarda. Ancak bu etkinin tek yönlü, tek takıma yönelik olduğunu iddia etmek, gerçekle çok bağdaşmaz. Çünkü ligimizde şu an var olan 19 takım da mutlak hakem eziyeti gördü ya da hatalı kararlardan yararlandı. Bu olayı iki takıma sınırlamak hem diğerlerine haksızlık hem futbola saygısızlıktır. Sonuçlarda hakem kararları dışı rakamlar da çok etkilidir. Bunları 'ama'sız değerlendirmek yol almaktır.
Hakan Yaşar: Bizim futbol kültürümüzde hakem mağduriyeti hep baskı unsurudur, strateji malzemesidir. Kim gerideyse bunu kullanır. Her takımın lehine de aleyhine de hatalar var. İlk haftadan beri kıyamet kopuyor. Oysa Fenerbahçe’nin asıl mağduru taraftar. 10 yıl aynı pilav yenmez. Son 30 yıl deniyor ya, daha kötü hakem performanslarıyla Fenerbahçe bu dönemin ilk 20 yılında 7 kez şampiyon oldu. Asıl mesele oyun gücü. Hani “hakemi de yendik” mottosu vardır, bu sözdeki ruh güçlü futbol oynamaktır. Jose Mourinho, 10 yıldır çalıştığı hiçbir takıma dominant futbol oynatamadı. Hep suçlu aradı. Fenerbahçe’de de öyle. Günün sonunda oyununla şampiyon olursun. Taraftar cin gibidir, iyiysen sana inanır. Kaldı ki takım oyun kalitesi açısından rakipten bu kadar gerideyken 8 puan farkı hakemlere bağlamak en başta meslektaşına, rakip oyunculara saygısızlık. Fenerbahçe toparlayıp kadro kalitesiyle orantılı güçlü oyunu oynarsa şampiyon olabilir, olursa da bu hakemler değişmeyecek.
Ali Kunak: Sezon başından beri Hakemler bazı takımları mağdur etmiyor Bütün takımlar mağdur oluyor. İbrahim Hacıosmanoğlu göreve geldiğinde bu Merkez Hakem Kurulu atamakla düğmeleri yanlış yerden iliklemeye başladı. Bu yanlışlık her haftaya sirayet ediyor. Hakemlerimizde Özgüven hiç kalmadı. Otorite cesaret deseniz yerlerde sürünüyor. Hacıosmanoğlu bu MHK ile devam ettiği sürece biz her hafta artan düzeyde hakem hatalarını konuşmaya devam edeceğiz.