03 Ocak 2025
weather
7°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Başyazı Kızıl kurtlar ayağa kalkarsa!

Kızıl kurtlar ayağa kalkarsa!

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Kızıl kurtlar ayağa kalkarsa!
Kaynak: Yıldıray Çiçek

Beşar Esad rejimi devrildiği günden bu yana, Suriye’de konum kaybettiğini düşünen İran’ın tahrik eden zehirli dili hiç durmuyor. Suriye’deki gelişmelerden dolayı sürekli Türkiye’yi suçlayan İran, aynı zamanda bölgesel dayanışmayı zedeleyecek, dostunu-düşmanını birbirine karıştıracak, kendi iç huzurunu karıştıracak pervasız söylemlerde bulunuyor.

Suriye’de kalan unsurlarını tahrik ettiği gibi, Türkiye’ye yönelik çirkin söylemleri de İran’ın hangi noktada durduğunu iyice tartışılır hale getirmiştir.

Türkiye’nin Suriye üzerindeki terör örgütü YPG’ye (PKK) yönelik yaptığı mücadeleye bir gün olsun destek vermemiş İran’ın, ABD ve İsrail’e karşı mücadele ettiğini kim söyleyebilir? Silahını ABD’nin verdiği, İsrail’in Davut Koridorunda kullanmayı düşündüğü PKK’dan rahatsız değiller ama Türkiye’den rahatsızlar… İranlı bir analist geçtiğimiz günlerde İran yönetimine "İran ve ABD, Suriye’de Türkiye’ye karşı PKK/YPG'yi desteklemeli. Geçmişte Irak'ta Türkiye'ye karşı ABD ile iş birliği yaptık. Türkiye, YPG’yi tehdit olarak algılıyor. İran ile ABD bu konuda ortak politika geliştirebilir." çağrısında bulunarak aslında İran’ın mevcut duruşunu ete-kemiğe büründürmeye çalışıyor.

ABD bölgedeki İsrail’e alan açması için terör örgütü PKK’yı silahlandırıyor, donatıyor, eğitiyor ama İsrail ile danışıklı dövüş yapan İran zihniyeti, Türkiye karşısında ABD ile birlikte terör örgütü YPG’yi destekleme çağrısı yapıyor.

Ziyâ Paşa demiş ki: "Ümmîd-i vefâ eyleme her şahs-ı dagalde Çok hacıların çıktı haçı zîr-i bagalde" (Her sahtekâr kişiden, vefa bekleme! Zira çok hacıların koltuğunun altından haç çıktı.)

Suriye üzerinde mezhepçilik ayrışmaları yaratıp bunu çatışmalara dönüştüren, yıllardır Müslümanı Müslümana kırdıran İran, bu sisteminin bozulmasına büyük öfke duymaktadır.

İran dini lideri Hamaney, Beşad Esad rejimi devrilir devrilmez ''Suriye'ye komşu bir ülke de bu süreçte rol üstlendiği açıkça görülüyor, rol oynamaya devam ediyor.” açıklaması yaparak Türkiye’yi suçlamıştı. Geçtiğimiz günlerde de İran dini lideri Ali Hamaney'in başdanışmanı Ali Ekber Velayeti "Türkiye ve bölgedeki diğer bazı hükümetlere cevabımız şudur: İran'ın kudretini kendileriyle kıyaslamasınlar" şeklinde haddini aşan açıklamalar yapmıştır.

İran, ABD ve İsrail tehditlerine karşı bölgesel dayanışma hassasiyeti göstermesi gerekirken o bugüne kadar kendine dostluk yapmış Türkiye’yi hedef alan açıklamalarını sıklaştırmıştır.

İran topraklarında 30-35 milyon Türk yaşarken, Türkiye onlara yönelik “Kızıl Kurtlar ayağa kalkın” dese İran’da zelzele olacağını en iyi bilmesi gereken İran olmalı iken, İran sürekli Türkiye düşmanlığını kaşımaktadır.

Terör örgütü PKK’yı Türkiye’ye karşı koruması ve yönlendirmesi, Azerbaycan-Ermenistan savaşında Ermenistan safında yer alması bile İran’ın maskesini çok önceleri düşürmüştü. Suriye’deki gelişmelere dayalı Türkiye’ye yönelik hadsiz, pervasız açıklamaları da sınırları zorlamaktadır.

İran, Türkiye’nin katkısıyla Suriye’ye gelecek olan istikrardan niçin rahatsızdır? İran, Haçlı-Siyonist ordularının taşeronu olan terör örgütü PKK’yı destekleyecek kadar niçin Türkiye düşmanlığı yapmaktadır?

İran, Türkiye ile tarihi bağlarını korumak, bünyesinde bulunan milyonlarca Türk’ün varlığına saygı duymak adına niçin Türkiye ile dostluğunu güçlendirmek yerine, sürekli Türk düşmanlarına gönlünü kaptırmaktadır?

Güney Azerbaycan Türkleri arasındaki millî duruş; onların slogan ve söylemlerine çok güçlü bir şekilde yansımış durumdadır. Ne diyorlar? :
“Tebriz, Bakü, Ankara
Biz hara, Farslar hara?”

İran ateşle oynayarak, dostunu-düşmanını birbirine karıştırıyor. Kim bilir belki de düşmanı bildiğimiz ABD ve İsrail gerçek dostudur. 

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
“Sinema Yeşilçam” vefası

“Sinema Yeşilçam” vefası