Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2021 yılı İnsan Ticareti Raporu’nda ülkemizin insan ticaretiyle mücadelesini artırdığı teyit edilmektedir. Buna rağmen, güvenirliliği şüpheli, bir takım STK raporlarındaki iddialara yer verilerek, asılsız varsayımlara dayanarak Türkiye’nin çabalarını gölgeleyecek ithamlarda bulunulması esefle karşılanmıştır.
Türkiye, insan ticareti suçunun önlenmesi, suçluların cezalandırılması ve suç mağdurlarının korunması için her türlü çabayı göstermektedir. "Özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye" vizyonuyla hazırlanan, Sayın Cumhurbaşkanımızın imzasıyla yayınlanan, insan ticareti ile etkili mücadeleyi de hedef alan “İnsan Hakları Eylem Planı”, kararlılığımızın açık bir göstergesidir.
Öte yandan, çocukların silah altına alınması konusunda Türkiye’ye sorumluluk atfeden iddiaları külliyen reddediyoruz. Türkiye, çocuk haklarının korunmasına ilişkin BM bünyesinde kabul edilenler dahil başlıca uluslararası düzenlemelere taraf olup, bu konudaki sicili tertemizdir.
Suriye ve Irak’taki terör eylemlerinde çocukları zorla silah altına alan PKK-PYD-YPG terör örgütüne silah yardımı dahil aleni destek veren ABD’nin, Türkiye’ye böyle bir iftirada bulunması çifte standart ve iki yüzlülüğün en çarpıcı örneğidir.
Terör örgütü PKK/YPG güdümündeki sözde “Suriye Demokratik Güçleri”nin Suriye’de çocukların zorla silah altına alınması, kaçırılması, özgürlükten mahrum bırakılması, okulların askeri amaçlarla kullanılması gibi birçok ihlal ve ağır suç işlediği, BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virginia Gamba’nın 21 Haziran 2021 tarihli raporuyla da sabittir. Buna rağmen, raporda bu örgüte atıf yapılmaması da ayrı bir garabettir.
ABD’nin Suriye’de ortaklık yaptığı, eğitim ve silah verdiği, sadece Suriye’de değil, Irak’ın Mahmur ve Sincar gibi bölgeleri dahil bir çok yerinde çocukları kaçıran ve ellerine silah veren bu ayrılıkçı terör örgütünün işlediği ağır suçları görmezden gelirken bir çok bölgesel konuda yakın eşgüdüm içinde bulunduğu müttefiki Türkiye’ye böylesine temelsiz ithamlarda bulunması vahim bir çelişkidir ve asla kabul edilemez.
Türkiye, taraf olduğu sözleşmelere bağlı olarak, insan ticareti suçunu önlemek için geçmişte olduğu gibi bundan sonra da çabalarını kararlılıkla sürdürecektir.