Tolga POLAT / TÜRKGÜN
Ahmet Şafak, besteci ve yorumcu kimliğinin yanısıra, aynı zamanda yazarlık konusunda da oldukça tecrübeli bir isim. Bir süredir tekli eserlerle şarkılarını dinleyicileriyle paylaşan sanatçı, geçtiğimiz yıllarda ‘Kuşatma: 7 Uyuyanlar’ filmi ile sinemaseverlerle buluşmuştu. Filmin senaryosunu yazmakla kalmayan Şafak, başrolde oynayarak ustalığını da göstermişti.
Dokuzuncu romanı
Sanatsal faaliyetlerin içinde olmayı bir yaşayış biçimi haline getiren Ahmet Şafak, yoğun konser programlarından kalan zamanını kitap yazarak sürdürüyor. Günümüzde 17 kitaba imzasını atan Şafak, ‘Mefkure’ ismini verdiği eserle dokuzuncu romanını okuyucularla buluşturdu.
Gerçeklikle kurgu arasında ilişki
‘Mefkure’de, işgal altındaki İstanbul’a farklı bir pencereden bakacaksınız. Fantastik roman türünde tecrübeli bir isim olan Ahmet Şafak, kitabını; gerçeklikle kurgu arasında, edebi örgüyle anlattığı bir eser olarak tanımlıyor. Kitapta, tarihi mekan olarak kullanmanın sorumluluğunu taşıdığını ifade eden Şafak, “Bu roman, okuyucuları tarihi şahsiyetlerle etkili, dokunaklı bir zaman yolculuğuna çıkaracak” diye konuştu.
Bir romandan fazlası
Ahmet Şafak, gerçekle kurmacayı buluşturma ustalığını Mefkure romanında bir kez daha gösterdi. Sanatçı, kitabını ‘Bir romandan daha fazlası’ sözleriyle tanımladı.
Mefkure’nin arka kapağında ise şu ifadelere yer verildi:
Mütareke dedikleri bir kara devir. Memleket işgal altında, yedi düvel boğazları tutmuş; kahramanlarımız Ahmet Kemal, Gülsüm, Ömer Seyfettin, Ali Canip sevdiklerini korumak için kılı kırk yarıyor; Mustafa Kemal, Bekirağa Bölüğünü ziyaret ettikten sonra Samsun’a doğru yola çıkmış.
İspanyol Nezlesi, İstanbul’u kasıp kavuruyor. Ziya Gökalp, Malta’ya sürülmüş. İşgalin gölgesinde kötülük cesaret buluyor, hiç kimse yarınından emin değil.