Kurtuluş Savaşı'nda cuma namazlarının kılındığı eski adı Namazgah Tepesi olan yerde inşa edilen ve 1930'da halktan toplanan eserlerle halkın ziyaretine açılan müze, Cumhuriyet döneminin önemli mimarlarından Arif Hikmet Koyunoğlu'nun imzasını taşıyor.
Atatürk'ün vefatının ardından Dolmabahçe Sarayı'ndan törenle getirilen naaşına 21 Kasım 1938'den Anıtkabir'e taşındığı 10 Kasım 1953'e kadar geçici istirahatgahlık yapan müze, geçen aydan beri süren restorasyon çalışmaları kapsamında teknolojik imkanlardan da yararlanılarak yeniden düzenleniyor.
Cephesindeki küfeki taşlarının ve mermerlerin temizliği, çini bezemelerin ihyası yapılan, kapıları raspa edilen, çatıdaki kırık parçaları yenilenen, teşhir alanları için interaktif canlandırmalar hazırlanan müzede Ata'nın kabrinin bulunduğu mozole ve büst alanıyla karşı duvarda film, fotoğraf, animasyon ve seslendirmelerle sanatsal ve dijital bir anlatım yapılacak.
"Bizi en çok heyecanlandıran kısım mozole alanı"
Ankara Rölöve Ve Anıtlar Müdürü Cennet Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, temeli 1925'te atılan, 1930'da hizmete açılan Ankara Etnografya Müzesi'nin, geleneksel Türk, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden öğeler taşıdığını, simetrik bir kurguya sahip olduğunu söyledi.
Ceylan, müzede Mustafa Kemal Atatürk'ün geçici kabrinin bulunduğu mekan merkeze alındığında, 2 simetrik bölüm şeklinde teşhir salonlarının kurgulandığını anlattı.
Nisan ayında başlatılan restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Ceylan, "Cephelerde bulunan küfeki taşlarının restorasyonu, çini bezemelerinin ihyası, orijinal olan kapıların raspa edilmesi ve boyanması, mermer yüzeylerin temizliği ve çatıdaki kırık, kopan parçaların yenilenmesi gibi birçok imalat yapılıyor." diye konuştu.
Ceylan, restorasyon kapsamında kendilerini en çok heyecanlandıran kısmın, Atatürk'ün naaşına 15 yıl boyunca ev sahipliği yapan mozole alanı olduğunu vurguladı.
Mozole kısmında Atatürk'ü anlatan sürpriz sonlu bir video mapping gösterisi yapılacağını dile getiren Ceylan, "Bu kısım bizim için çok önemli, çok kıymet veriyoruz." dedi.
"Geleneksel bir Ankara sokağı canlandırıyoruz"
Teşhir salonlarında geleneksel bir Ankara sokağının canlandırılacağını belirten Ceylan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bölüme yerleştireceğimiz Ankara konağının dış cephesinde Horasan harcı kullanıldı. Bir yapım tekniği olan Bağdadi'nin gösterimi mevcut. Zeminin geleneksel Ankara taşıyla kaplanması gibi birçok öğeye yer verdik. Buraya gelen ziyaretçilerimiz tıpkı eski bir Ankara sokağında geziyormuş gibi o mimari öğeleri bizzat deneyimleyebilecekler."
Teşhir alanında interaktif canlandırmalar yaptıklarını ifade eden Ceylan, "Örneğin bir pencerenin arkasından baktığınızda genel Ankara sokağını görebileceksiniz. Cumhuriyet'in ilanından sonra eski Meclis'in önünden genel bir görünüm görülecek." dedi.
Ceylan, müzenin anlatımının yapıldığı bir video mapping gösterisi de olacağını, bu kısımda ziyaretçileri sürprizlerin beklediğini söyledi.
Yazma eserler salonunda da bir enstalasyon oluşturacaklarını kaydeden Ceylan, Hz. Muhammed'e ilk indirilen sure olan ve "Yaratan Rabbi'nin adıyla oku" ayetiyle başlayan Alak Suresi'nin harf diziliminin, açık duran Kur'an-ı Kerim'in üzerine göklerden iniyormuş gibi düşürüleceğini anlattı.
Ceylan restorasyon çalışmalarını mümkün olan en kısa sürede bitirmeyi ve 28 Mayıs'ta başlayacak Başkent Kültür Yolu Festivali öncesinde teşhir salonunu ziyarete açmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.