Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Kıbrıs adasında istikrarsızlık ve çatışma ortamının Barış Harekatı'yla son bulduğunu belirterek "Türkiye'nin adadaki varlığını farklı bir şekilde tanımlamak tarihi gerçeklerin üstünü örtmeye, doğruları çarpıtmaya ve üçüncü tarafları etkilemeye yönelik bir algı çabasıdır." dedi.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ile Gazi Orduevi'ndeki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Silahlı Kuvvetler Günü resepsiyonuna katıldı.
Saygı duruşu sonrası okunan İstiklal Marşı ve Mücahitler Marşı'nın ardından konuşan Güler, 20 Temmuz'da Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50'nci yıl dönümünü şanına yakışır bir şekilde kutladıklarını hatırlattı.
Güler, bugün de Kıbrıs'ın fethinin 453'üncü, Türk Mukavemet Teşkilatı'nın kuruluşunun 66'ncı, KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının ise 48'inci kuruluş yıl dönümleriyle KKTC Toplumsal Direniş Bayramı'nı ve Silahlı Kuvvetler Günü'nü bir arada kutlamanın haklı gurur ve mutluluğunu yaşadıklarını bildirdi.
Güler, Kıbrıs meselesinin Rum tarafının Kıbrıs Türklerini ortaklık devletinden dışlama, adada birlikte yaşama mutabakatını terk ederek Türkleri sindirme, Türklerin haklarını gasp etme ve onlara yaptıkları zulümlerin bir sonucu olarak ortaya çıktığına dikkati çekti.
"Kıbrıs Barış Harekatı, şanlı tarihimizde ayrı bir yere sahiptir"
Kıbrıs Türkü'nün, Rum tarafının tüm baskı, terör ve yıldırma çabalarına rağmen adadaki varlığını ve kazanılmış haklarını muhafaza etmek için destansı bir mücadele gösterdiğini ve bağımsızlık iradesinden asla ödün vermediğini vurgulayan Güler, şöyle devam etti:
"Türkiye de bu haklı mücadelesinde her zaman Kıbrıslı kardeşlerinin yanında yer almıştır. Bu kapsamda soydaşlarımızla omuz omuza gerçekleştirdiğimiz ve birlikte şehitler verdiğimiz Kıbrıs Barış Harekatı, şanlı tarihimizde ayrı bir yere sahiptir. Yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutladığımız bu harekatla, soydaşlarımızın maruz kaldığı haksızlık, zulüm ve katliamlar engellenmiş, böylece adaya barış, huzur ve güvenlik getirilmiştir."
Kıbrıs adasında devam eden istikrarsızlık ve çatışma ortamının barış harekatıyla son bulduğunu ve 50 yıldır huzur ve güvenlik ikliminin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin varlığıyla korunduğunu kaydeden Güler, "Türkiye'nin adadaki varlığını farklı bir şekilde tanımlamak, bu konuda provokatif söylemlerde bulunmak ise tarihi gerçeklerin üstünü örtmeye, doğruları çarpıtmaya ve üçüncü tarafları etkilemeye yönelik bir algı çabasıdır." diye konuştu.
“Çözüm önerilerine olumlu yaklaşmamıza rağmen karşılığını göremedik”
Güler, Kıbrıs'ta yaşananların sadece askeri ve güvenlikle ilgili değil, aynı zamanda siyasi, diplomatik süreçler içeren, demografik özellikleri de bulunan ve etraflıca ele alınması gereken meseleler olduğuna dikkati çekti.
Bu çerçevede Türkiye olarak adada makul, sürdürülebilir, her iki halkın haklarını muhafaza edecek kalıcı çözüme ve barışa ulaşılması için yıllardır yapıcı bir politika izlendiğini belirten Güler, şöyle devam etti.
"Ancak her defasında uluslararası çözüm önerilerine olumlu yaklaşmamıza rağmen karşılığını maalesef göremedik. Rumların tek taraflı ve soydaşlarımızın eşit egemen varlığını inkar eden yaklaşımı, çözümün önündeki yegane engel oldu, olmaya da devam ediyor. Yıllardır öne sürülen, ancak miadı dolmuş, sahadaki gerçeklerden kopuk söylemlerin çözüm çabalarına katkı sağlamadığını, hem muhataplarımız hem de üçüncü taraflar artık anlamalıdırlar."
Güler, Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak, egemen eşitliklerinin ve eşit ulusal statülerinin teyidinin Türkiye'nin en önemli önceliği olduğuna değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"İki devletli çözüm düşünceleri sadece bizim tarafımızdan değil, artık tarafsız analistlerce de açıkça dile getirilmekte, akademik çalışma ve söylemlerde yer bulmaktadır. Bu çerçevede, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin tanınırlığını artırmaya ve uluslararası teşkilatlara üye olmasına yönelik girişimlerimizi de sürdürüyoruz. Önümüzdeki süreçte somut ve güzel gelişmelerin olmasını da bekliyoruz."
"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin meşru hak ve çıkarlarını korumakta kararlıyız"
Bakan Güler, Türkiye olarak yapıcı bir yaklaşımla, diyalog ve çözüme öncelik veren politikayı sürdürmekte kararlı olduklarına vurgu yaparak, şunları söyledi:
"Kimsenin şüphesi olmasın ki hem ülkemizin hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin meşru hak ve çıkarlarını uluslararası hukuk çerçevesinde korumakta kararlıyız ve buna da muktediriz. Çünkü bizim için milli olan bu davaya adanmışlığımız ve yüksek aidiyetimiz tamdır ve sarsılmazdır. Bu anlayışla Türk Silahlı Kuvvetleri olarak, kardeş Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığımıza verdiğimiz destekler artarak devam edecektir."
"Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da garanti ve ittifak anlaşmaları çerçevesinde Kıbrıslı kardeşlerimizin güvenliği, huzuru ve refahı için elimizden geleni yapmayı, yanlarında olmayı sürdüreceğiz." diyen Güler, KKTC Silahlı Kuvvetler Günü vesilesiyle Kıbrıs Türkü'nün haklı mücadelesinde emeği geçen devlet büyüklerini, komutanları, Kıbrıs Türkü'nün varlığını ebedi kılan şehitleri, ebediyete intikal eden gazileri rahmet ve minnetle yad etti, hayatta olanlara ve ailelerine saygı ve şükranlarını sundu.