Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, aşı geliştiren ve üreten ülke ve şirketlerin temsilcilerinin katılımı ile düzenlenen Kovid-19 Aşı İşbirliği Forumu'na katıldı. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin başkanlık ettiği toplantıda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhonam Ghebreyesus ile 25 ülkenin sağlık ve dışişleri bakanları birer konuşma yaptı. Aşıların dünya çapında hakkaniyetli ve eşit dağıtımını teşvik etmek amacıyla video konferans yöntemiyle düzenlenen forumun sonunda ortak bildiri kabul edildi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yaptığı konuşmada, salgının halk sağlığı tedbirleriyle kontrolünün yanında, gelinen noktada sürecin etkin ve hızlı aşılama ile sonlandırabileceğinin tüm dünya tarafından kabul edildiğini hatırlatarak, "Elimizdeki en etkili ve güçlü araç aşıdır. Kovid-19 aşıları ile ilgili olarak AR-GE'nin artırılması, finansman desteği, bilgi paylaşımı, aşı üretim kapasitesi, teknoloji transferi, dağıtım kapasitesi, lisanslama, acil kullanım izinleri, veri kullanımı ve paylaşımı, fiyat politikaları, aşı tereddütü ve yanlış bilgi ile mücadele gibi birçok konuda uluslararası işbirliğinin gerekliliğini bu süreç açıkça göstermiştir. Türkiye olarak bu konularda iş birliğine hazır olduğumuzu belirtmek isterim" dedi.
'HEPİNMİZE SORUMLULUKLAR DÜŞMEKTEDİR'
Aşı tereddütünün dünya genelinde çok büyük bir sorun olduğunun altını çizen Bakan Koca, bunun en önemli kaynağının infodemi yani asılsız bilgiler olduğunu ifade etti ve "Siyasi çekişmelerin, aşı ve piyasasında yaşanan ticari rekabetlerin oluşturabileceği bilgi kirliliği, aşı tereddütünü besleyen unsurlar arasında yer alabilir. Bu konuda hepimize çok önemli sorumluluklar düşmektedir" diye konuştu.
"FİKRİ MÜLKİYET, PANDEMİNİN ACİLİYETİYLE ÇELİŞİYOR'
Fikri mülkiyet hakları tartışmasına hala bir çözüm bulunamamasının üzücü olduğunu vurgulayan Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylesine derin etkileri olan bir pandemi yaşıyor olmamıza rağmen bugün dünyanın pandeminin ikinci yılında hala acil durumlarda fikri mülkiyet haklarının sınırını tartışıyor olması ve pandemilerin aciliyet durumu ile çelişmektedir. Henüz bir çözüm bulunamamış olması ise üzücüdür. Bu durum geçmişteki mekanizmaların yetersizliğini, geleceğe yönelik ise sağlam adımların bir an önce atılmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Uluslararası iş birliğinin bu konuda hızlandırılması gerektiğine inanıyorum. Türkiye'nin mevcut durumda DSÖ'ye kayıtlı 20 aşı çalışması bulunmaktadır. Bu çalışmalarımızı planlandığı şekilde tamamlayıp aşımızı kullanıma sunmak istiyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın da ilan ettiği üzere yerli aşımız tüm insanlığın kullanımına sunulacaktır. Aşıya erişim herkesin faydalanması gereken bir sağlık hakkıdır."