İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara'da 'Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi 2021-2022 Akademik Yılı Açılış Töreni'ne katıldı.
Soylu, yeni güvenlik stratejisinin birinci paradigmasının tehlikeyi kaynağında yok etmek olduğunu anımsatarak, "Bunun için hem etkili bir diplomasi hem de yüksek bir operasyon kapasitesi ve kararlığı ortaya koyuyoruz. İlkbahar-yaz operasyonlarını tamamladık, sonbahar-kış operasyonlarına başlıyoruz ve bunu her yıl yapıyoruz." diye konuştu.
Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü;
Belki küresel iklim değişikliği oluyor; ama bizim operasyonlarımızın iklimi değişmiyor. İlkbahar-yaz operasyonlarında 9 bin 600 operasyon planlamıştık, 10 bin 850 operasyonla kapattık. 127 teröristi etkisiz hale getirdik, bunların 39'u üst düzey teröristtir. Kalan silahlı eleman sayısı 181, bu yıl ki katılım sayısı sadece 40'tır.
"Belki bir tane daha sonbahar-yaz operasyonu yaparız; sonrasına gerek kalır mı, bilemiyorum"
Sadece yıllık katılımı 5 bin 558 rakamını gördüğü, 1500- 2 bin kişiyle kamp yapan ve neredeyse bütün batılı ülkelerden para, silah, hiç değilse korunma kollanma yardımı alan, gıcır gıcır dolarları harcama keyfiyeti içerisinde olan bir örgütü bugün bu ülkenin idaresi bu hale getirdi. Önümüzde bir sonbahar-kış operasyonu var. Eğer bu hızla gidersek, belki bir tane daha sonbahar-yaz operasyonu yaparız; sonrasına gerek kalır mı, bilemiyorum.
"Hala kimse özür dilemedi"
Kandil'in doğrudan talimatını verdiği, birilerinin meşrulaştırmaya çalıştığı 6-8 Ekim olaylarının temel sebebi, terör örgütünün buradaki telaşı, siyasi ayağının buradaki telaşının temel sebebi, bizim ortaya koyduğumuz yeni nesil terörle ve terörizmle mücadele anlayışını ve bu anlayış hayata geçerse başlarına ne geleceğini görmüş olmalarıdır. Kimse unuttuk sanmasın. Sivil insanların mahallelerini, evlerini yakıp yıktılar, okulları kütüphaneleri yakıp yıktılar, insanlar şehit oldu, yaralandı, acı çekti. O çağrıyı yapanlardan hiç kimse özür dilemedi. Açık seçik, net şekilde eylem çağrısı yapanlar, sessiz sedasız da olsa özür dilemedi. Yıllarca PKK'nın sözcülüğünü yaptılar; ama iş özür dilemeye gelince ne Bedirhan bebek için kimse özür diledi ne Şenay Aybüke için kimse özür diledi ne Necmettin öğretmen için ne de 6-8 Ekim olaylarında şehit olmuş 37 insanımız için yaralanmış ve belki de sakat kalmış vatandaşımız için. HDP bu milletten özür dilemedi. Süslü süslü laflar, 'ama'lar, kenarından dolanmalar, hapishaneden pişkin pişkin tweet’ler, utanmadan sıkılmadan hala Kandil'i adres göstermeler, gösterilen adresi not almalar. Hala kimse özür dilemedi.
"Bu millet kararını verdi"
Bugün Türkiye'de huzur var. Doğu ve Güneydoğu'da PKK'nın etkinliği kalmadı. Bölge ekonomisinde hareketlilik yaşanıyor. Hayvancık bölgede yeniden canlandı. Bölgede okuyan çocuklar üniversitelerde başarılı bölümleri kazanıyor. Bizim terörle mücadelede ortaya koyduğumuz bu bakış, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin verdiği hızlı karar alma avantajıyla çok daha yüksek bir performans üretmiştir. Türkiye'yi vesayet sistemine döndürmek isteyenler, buna arzu edenler, oranın üzerinden siyasetin ve demokrasinin zafiyetine parmak basmak isteyenler parlamenter sistem rüyası ile yatıp kalkmaktadırlar. Bu millet kararını verdi. Eğer Türkiye pandemi, salgın gibi etrafımızdaki çok önemli problemleri aşabilme kabiliyetine sahip olabiliyor ve bir krizle karşı karşıya kalmıyorsa bunun bir tek sebebi vardır; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'dir.