Türk tarihindeki en büyük zaferlerden, İngiltere tarihinin en ağır yenilgilerinden biri olan Kut'ül Amare’nin üzerinden 104 yıl geçti.
İngiltere'nin (Britanya) tarihte yaşadığı en büyük askeri yenilgilerinden birisi olan ve tarih kitaplarında bile yeteri kadar anlatılmadığı için unutulmakla karşı karşıya kalan Kut'ül Amare, 100. yıl dönümünde Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde gerçekleştirilen etkinlikler ve yayımlanan kitaplarla gün yüzüne çıkmaya başladı.
Osmanlı'nın Çanakkale'den sonra en önemli zaferlerinden
Bu yıl 104. yıl dönümü kutlanan destansı zafer, zor şartlar ve imkansızlar içerisinde silahı inanç olan ordunun neler başarabildiğinin tarihteki önemli örnekleri arasında yer alıyor. Osmanlı'nın Çanakkale'den sonra en önemli zaferlerinden Kut'ül Amare, Birinci Dünya Savaşı'nın temel muhaberelerinden biri olarak tanımlanıyor.
“İngilizlerin 15 bine yakın subay ve askeri esir alındı”
Prof. Dr. Afyoncu, Kut'ül Amare zaferinin Türk tarihindeki en önemli zaferlerden olduğunu söyledi.
Osmanlı ordusunun Bağdat'ı kuşatmak isteyen İngilizlerle uzun süre mücadele ettiğini, ardından da İngilizlere tarihteki en korkunç yenilgilerinden birisini yaşattığını dile getiren Afyoncu, "Askerlerimiz İngiltere'ye tarihinin en korkunç yenilgilerinin birini yaşattı, İngilizlerin 15 bine yakın subay ve askerini esir aldılar. Bu, İngiltere açısından son derece büyük bir felaketti, bizim açımızdan da büyük bir zaferdi." ifadelerini kullandı.
Afyoncu, Amerikalı gazeteci-yazar Janet Wallach'in "Çöl Kraliçesi" isimli kitabında, "Kut'un düşüşü Britanya tarihindeki en korkunç yenilgilerden birisiydi." ifadesinin kullanıldığına dikkati çekti.
“Kut'ül Amare'den hiç bahsedilmedi”
Prof. Dr. Afyoncu, "Kut'ül Amare Türkiye'de uzun süre ders kitaplarında bile yer almamıştır. Çanakkale çok daha büyük bir zafer ama Kut'ül Amare de çok önemli bir zaferdir. Kut'ül Amare'den hiç bahsedilmedi, bazı ders kitaplarında çok kısa geçiyor. Cumhurbaşkanımızın teşvikiyle 100. yıl dönümünde Kut'ül Amare'yle ilgili birçok etkinlik yapıldı, kitap yayımlandı ve bu zafer yeniden gündeme geldi." şeklinde konuştu.
“Askerimiz yokluklara rağmen insanüstü gayret sarf etti”
Kut'ül Amare zaferinin yokluk ve imkansızlıklara rağmen elde edildiğini vurgulayan Afyoncu, şunları söyledi:
"Birinci Dünya Savaşı'nda yalnızca Kut cephesinde değil diğer cephelerde de askerimiz yokluklara rağmen, teçhizat eksikliğine rağmen insanüstü gayret sarf etti. Memleketin geleceğinin kendilerine endekslendiğini bildikleri için orada askerimiz büyük bir inançla şehadet şerbetini seve seve içmişlerdir ve o şekilde hareket etmişlerdir. Bugünkü Türkiye'nin sınırları da o savaşlarda askerimizin cesareti ve ruhuyla çizilmiştir."
“O dönemin İngiltere'si bugünün Amerika'sı”
Afyoncu, söz konusu dönemde İngiltere'nin "süper güç" olduğuna işaret ederek, "O dönemin İngiltere'si bugünün Amerika'sı. O çapta bir devlete karşı siz büyük bir zafer elde ediyorsunuz. Birçok zaferi kazanıyorsunuz ve İngilizleri sonunda teslim olmaya mecbur kılıyorsunuz. 6 general, 476 subay ve 13 bin 309 İngiliz askeri esir düşüyor. Bu, İngiltere açısından son derece büyük bir utançtır. Gençlerimizin, atalarının en zor şartlarda yaptıkları bu işi kendilerinin de başaracağına inanmaları lazımdı ki bu da oldu. 15 Temmuz'da Türkiye'de gençler atalarına layık olacak tarzda çok büyük mücadele verdiler." değerlendirmesinde bulundu.
"İngilizlerin helvasını yemişler"
Havadan erzak ikmalinin ilk kez Kut'ül Amare'de İngilizler tarafından gerçekleştirildiğini, ancak bunda tam anlamıyla başarı sağlanamadığını belirten Afyoncu, şöyle devam etti:
"Kut'ül Amare'nin 80. yıl dönümünde İngilizler posta pulu bastılar. Pulun üzerinde şu vardı, Kut'ül Amare'de ilk defa havadan nakliyat yapmak istemişlerdi. Bunu 'ilk defa biz yaptık' demek istemişlerdi. Mağlubiyetten bile başarı çıkarmışlardır. İngilizler, havadan kendi askerlerine yiyecek atıyorlar. Bu ilk defa lojistik ikmal teşebbüsüdür ama tam başarı sağlanamamıştır. Bu ilginç bir hikayedir. Atılan un, şeker ve erzaklar bizim askerimizin tarafına düştüğü için bizimkiler de alıp bunu 'İngilizlerin helvasını yiyelim' diyerek helva yapıp yemişlerdir."
"Tarihi cep telefonlarına koymamız lazım"
Tarihin tecrübe ve yaşanan bir hafıza olduğunu vurgulayan Afyoncu "Gençler artık ellerindeki telefonla dünyayı gördükleri için bizim tarihimizdeki bu tür olayları telefonların içine sokmamız lazım. Burada da ilgili kurumların çalışması lazım. Tarihi oyunlar olabilir... Bu tür şeyleri gençlerimizin anlayabileceği şekilde önlerine koymamız lazım. Burada sorumluluk gençlerden ziyade bizim kurumlarımıza düşüyor." dedi.
“Sadece kitap gençlere yetmiyor”
Prof. Dr. Afyoncu, bunun başarılması halinde gençlerin tarihi öğrenmelerine daha rahat yardımcı olabileceklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Tarihin teknoloji ile iliştirilmesi gençlerin en azından tarihteki birçok hadiseyi kendilerine örnek almalarına sebebiyet verecektir. Aynı zamanda oradaki şahsiyetlerin biyografileri de son derece önemlidir. O biyografiler de hem bize hem gençlerimize gelecekte rol model olacaktır. Kurumlarımızın gençlere hitap edecek şekilde bunu sunmaları lazım. Bizim zamanımızda olduğu gibi sadece kitap gençlere yetmiyor. Cep telefonuna bu bilgilerin girmesi lazım. Kut'ül Amare'nin nerede olduğunu öğrenmeleri bile son derece önemli bir bilgidir. Bugün sınırlarımızın dışında kalmış, 100 yıl önce kendi askerimizin orada savaşmasının bilgisi bile son derece önemli bir bilgidir."