15 Kasım 2024
weather
12°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkgün Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tahıl sevkiyatı devam edecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tahıl sevkiyatı devam edecek

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Rusya Savunma Bakanı Şoygu, Milli Savunma Bakanı Akar'ı arayarak, bugün saat 12.00'den itibaren tahıl sevkiyatının eskiden olduğu gibi devam edeceğini bildirdi" dedi.

18 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle;

Grup toplantımızın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum. Sözlerime grup ve parti yönetimimizde yaptığımız değişiklikleri sizlerle paylaşarak başlamak istiyorum. Grup Başkanvekilimiz Mahir Ünal'ın affı ile boşalan yere Genel Başkan Yardımcımız Özlem Zengin arkadaşımızı teklif ediyoruz. Mahir Ünal arkadaşımıza görev süresi boyunca Meclisimize, partimize ve ülkemize yaptığı katkılar için şahsım, tüm arkadaşlarım, milletim adına teşekkür ediyorum. Kendisi ile farklı alanlarda yakın bir şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. Sizlerin de takdiri ile bu görevi üstlenecek Özlem Zengin kardeşimize muvaffakiyetler diliyorum. Genel Merkezimizde boşalan Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığına da Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimizden Balıkesir Milletvekilimiz Belgin Uygur'u görevlendirdik. Belgin hanıma da yeni sorumluluğunda başarılar temenni ediyorum.

Bilindiği gibi Almanya'nın Solingen şehrinden 1993 yılı mayıs ayında milletçe içimizi yakan acı bir haber almıştık. Alman ırkçıları tarafından kundaklanan bir evde 5 vatandaşımız yanarak hayatını kaybetmişti. Bu saldırıda kızlarını ve torunlarını şehit veren Mevlüde Genç ablamız Avrupa'daki Türk ve Müslüman düşmanlığı ile mücadelemizin adeta sembolü haline gelmişti. Kendisi geçtiğimiz günlerde vefat etti. Bugün de Amasya'da ebedi yolculuğuna uğurlanıyor. Mevlüde Genç hanımefendiye Allah'tan rahmet dilerken, Avrupa'daki Türk ve Müslüman topluma giderek artan düşmanlık dalgası ile mücadelemizi ondan alacağımız ilham ile sürdüreceğimizi ifade etmek istiyorum.

Yarın 3 Kasım 2022 yani ikdidara gelişimizin müjdecisi olan 3 Kasım 2002 seçimlerinin 20. yıl dönümü. Aziz milletimizin takdir ve teveccühü ile 3 Kasım 2002 yılında başlayan hizmet yolculuğumuzda 20 yıllık kesintisiz iktidarla bir rekora daha imza atmış oluyoruz. Rabbimize bizlere her karışı mübaret şehit kanlarıyla sulanmış bu vatana hizmet etme, milletimize hizmetkar olma şerefi verdiği için hamdediyoruz. Girdiğimiz 15 seçimin tamamında demokrasi ve kalkınma yolculuğumuzun her adımında bizlerden desteğini, hayır duasını esirgemeyen necip milletimize tüm fertleri ile ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Türkiye'nin büyümesi, gelişmesi, güçlenmesi, milletimizin hak ettiği hizmetlere kavuşması için partimiz çatısı altında farklı kademelerde görev yapmış tüm yol ve dava arkadaşlarımızdan Allah razı olsun diyorum. Geride hayırla, güzellikle, takdirle anılacak eserler bırakarak ebediyete intikal eden tüm arkadaşlarımızı, özellikle de partimiz saflarında mücadele ederken bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen dava erlerini burada rahmetle yad ediyorum. Kuruluşunun üzerinden 1,5 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen milletin güvenine mashar olmuş bir kadro olarak tam 20 yıldır Türkiye'ye aşkla hizmet ediyoruz. Allah'a hamdolsun 81 vilayetimizin her ilçesinde, her mahallesinde, her köyünde velhasıl vatan topraklarının her karışında eserlerimiz var.

Milletimizin 85 milyon ferdinin tamamının hayatına dokunan, hayat kalitesini yükselten, umudunu besleyen hizmetlerimiz var. Sadece sınırlarımız içinde değil, Balkanlar'dan Afrika'ya, Orta Asya'dan Latin Amerika'ya dünyanın dört bir yanında da iz bırakan çalışmalar gerçekleştirdik. Geride bıraktığımız 20 yılda bizden önceki 80 senede yapılan hizmetlerin kat be kat fazlasını ülkemize kazandırmayı başardık. Birileri sürekli engellemenin, engel çıkarmanın, takoz olmanın peşinde koşarken biz eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, enerji, spor tesisleri bütün bu alanları güçlendirdik. Yollar, konutlar, havalimanları inşa ettik. Fakir fukaraya garip gurabaya biz sahip çıktık.

Savunma sanayiimizi dışa bağımlılıktan kurtardık. Ülkemizi pek çok yenilikle tanıştırdık. Asrın projeleri olan nice eserlerle tarihe adımızı yazdırdık. Yatırımlarla birlikte hak ve özgürlüklerde de Türkiye'yi dünyanın parmakla gösterilen ülkelerinden birisi haline getirdik. Milli iradenin üzerinde yıllardır demokrasinin kılıcı misali duran ne varsa gerektiğinde canımız pahasına verdiğimiz mücadele ile hepsini de tehdit olmaktan çıkardık. 

Ülkemize 20 yılda kazandırdıklarımızı teker teker saymaya kalksak, değil saatler günler, haftalar yetmez. Gençler elbette bu süreçte sokak teröründen darbe girişimlerine, vesayet teşebbüslerinden partimizin kapatılma davasına kadar pek çok saldırıya pek çok hainliğe, sayısız hukuksuzluğa maruz kaldık. İrademizi kırmak, bizi hedeflerimizden vazgeçirmek, milletimizle aramıza nifak sokmak için ellerinin altındaki tüm piyonları üzerimize saldılar. Cumhuriyet mitinglerinde ordumuzu kışkırtarak, Gezi Olaylarında sokaklarımızı ateşe vererek, 17-25 Aralık girişiminde yargı ve emniyet birimlerimizi kullanarak, çukur eylemlerinde vatan topraklarının bütünlüğünü hedef alarak, 15 Temmuz gecesi doğrudan canımıza ve demokrasimize kastederek velhasıl her yol ve yöntemi kullanarak bizi yıldırmaya, korkutmaya, yolumuzdan çevirmeye çalıştılar. Bunların hiçbirine eyvallah etmedik.

Kefenimizi giyeek çıktığmız bu kutlu yolculukta zorluklar karşısında geri adım atmadık. Baskılara, tehditlere, saldırılara boyun eğmedik. Rabbimizin yardımı, sizlerin gayretleri, milletimizin sarsılmaz desteği sayesinde hamdolsun tüm badirelerin üstesinden geldik. Bugün de 20 yıllık tecrübenin ışığında ilk günkü aşk, heyecan ve azimle Türkiye'ye hizmet mücadelemizi sürdürüyoruz. Nasıl 20 senedir milletimizle aramıza kimsenin girmesine müsaade etmediysek, bugün de mesajlarımızı doğrudan milletimize veriyor istişarelerimizi milletimizle yapıyor, istikametimizi yine milletimizle birlikte belirliyoruz.

Son toplantımızdan bu yana geçen 2 haftalık dönemi şehir ziyaretleri ile tarihimizin en büyük toplu konut, arsa ve iş yeri projesinin temel atma töreni ile çeşitli programlarla, kabullerle, görüşmelerle yine dolu dolu geçirdik. Şehir ziyaretlerimizde ve katıldığımız halka açık programlarda milletimizden gördüğümüz sevgi seli bize daha çok çalışmak için heyecan veriyor, şevk veriyor. Geçtiğimiz hafta sonu da Türkiye Yüzyılı programımızın tanıtımını yaparak gelecek vizyonumuzu milletimizle paylaştık. Türkiye Yüzyılı'nın tanıtımını yaparken bu vizyonu milletimizle birlikte oluşturacağımızın ve inşa edeceğimizin altını özellikle çizmiştim. Bu amaçla 81 ilimizde ve ilçelerinde milletimizin her bir ferdinin Türkiye Yüzyılı'na ilişkin düşüncelerini, beklentilerini, tekliflerini ifade edebilecekleri bir seferberlik başlatıyoruz. Genel Merkezimiz, Genel Başkan Yardımcılarımız ve Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerimizle grubumuz Meclis çalışmalarını aksatmayacak şekilde, milletvekillerimizle, kabinemiz, bakanlarımızla bu çalışmada yer alacaktır. Bugüne kadar her işimizi nasıl milletimizle istişare içinde yürütmüşsek, Tükiye Yüzyılı'nı da aynı şekilde tekemmül ettireceğiz. Bu vizyonumuzun ilk somut eseri olarak gördüğüm ülkemizin ilk yerli ve milli otomobil markası Togg'u Cumhuriyetimizin 99. kuruluş yıl dönümünün anlamına yaraşır bir şekilde 29 Ekim'de banttan indirdik.

Şubat ayında satışı, mart ayı sonunda teslimi başlayacak Togg, vatandaşlarımıza verdiği umut ve heyecan yanında Türkiye'nin yeni prestij markası olarak ülkemizi dünyada başarıyla temsil edecektir. İlk günden itibaren projeyi çökertmeye yönelik kirli propagandalara aldırmadan bizlere milletimizin 60 yıllık bir hayalini daha gerçeğe dönüştürmenin bahtiyarlığını ve gururunu yaşatan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Rabbim bizleri bu ülkeye ve millete hizmet yolunda daha nice sevinçlerle, gururlarla tanıştırsın diyorum. Her iki programda da varlıkları ile bizleri onurlandıran Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli olmak üzere siyasi parti genel başkanlarına, misafirlerimize ve tüm dava arkadaşlarımıza şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Cumartesi günü inşallah Gaziantep'e gidiyoruz. Orada da yapımı tamamlanan eserleri hizmete açıyoruz. Aşk ile çılaşan yorulmaz. Bu inançla ülkemiz, milletimiz ve aydınlık yarınlarımız için koşturmaya, ter dökmeye devam ediyoruz. Durmak yok yola devam.

AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı'nı planlarken CHP ve yoldaşlarının nelerle uğraştığını sizler de takip ediyorsunuz. Her biri ayrı bir mutfak kültürü olan illerimizi ziyaret etmek, vatandaşın sofrasına oturmak varken, utanmadan, sıkılmadan 10 bin kilometre öteye sırayla hamburger turları düzenliyorlar. Bilmiyorum İngiltere'nin hamburgeri Amerika'dan daha mı iyi şimdi oraya gidecek galiba. Ardından Almanya'ya gidecek. Almanya'da hamburgeri bırak da orada döner var döner yersin. Şimdi de geçmişte renklere ayırarak son dönemde çete diye itham ederek şevklerini kırdığı, önlerini kestiği kendi yatırımcılarımızdan özür dilemeden güya Londra'ya temiz yatırımcı aramaya gidiyormuş. Daha düne kadar dört farklı dilde uluslararası yatırımcıları açıkça tehdit eden sanki kendisi değilmiş gibi çıkmış bugün yatırımdan bahsediyor. Yatırım kim sen kimsin. 

Ülkenin gerçeklerinden kopuklukları, Türkiye'de ne olduğunu ülkemizin nereye geldiğini, hangi meseleleri açtığını dahi bilmeyen seviyedeler. Öyle ki bizim uğruna ömrümüzü verip kendilerine rağmen çözüme kavuşturduğumuz başörtüsü konusunu kabuk bağlamış yaraları deşme pahasına bir gece yarısı tekrar gündeme taşıdılar. Bunu da içerisinde türlü sinsiliklerin, tuzakların, sapkınlıkları meşrulaştıran belirsiz ifadelerin olduğu bir yasa teklifi ile yaptılar. Biz de CHP ve şürekasının bu oyununa başörtülü ve başı açık tüm kadınlarımızın kılık-kıyafet özgürlükleriyle birlikte ailenin korunmasını esas alan Anayasa değişikliği teklifimizle karşılık verdik.

Bu aralar başörtülü hanım kardeşlerimize maşallah rozet takma yarışına girdi. Önümüzdeki seçimlerde başörtülü aday da çıkarırlarsa şaşırmayın. Buna yönelik adımlar atacaklar. Bugüne kadar niye yoktular? Çünkü onların cibiliyetinde bu yok. Ruhlarında böyle bir şey yok. Daha düne kadar genel başkan yardımcısı sıfatıyla partinizde olan hanımefendinin ikna odalarında kızlarımıza neler çektirdiğini siz nerelere kaçıracaksınız? Bunları nasıl yok farzedeceksiniz? Üniversitelerimizin kapısında kızlarımızın başörtülerini açtıran siz değil miydiniz? İşte o hanım ikna odalarının kurucusu kızlarımıza az mı çektirdi? Bizim polis kardeşlerimizi de acımasız bir şekilde kullandılar. Kızlarımızın başlarından başörtülerini çekip alarak onlara zulüm ettiler. Bunları sen bize nasıl unutturacaksın? Bay Kemal biz bunları unutmayız. Bütün bunlara rağmen sıkıysa önümüzdeki seçimde hadi bakalım başörtülü adayları koy. Seni de görelim.

HDP koydu bir tane öyle veya böyle. Hadi sen de koy görelim. Sizin geçmişteki ağa babalarınız Meclis'ten başörtülü kızlarımızı dışarı atmanın gayreti içindeydi. Kovdular Meclis'ten kimi? Seçilmişi, hani demokrasi, hani hak ve özgürlükler? Siz onları yaptınız ama biz de Meclisimize elhamdülillah başörtülü kızlarımızı koymak suretiyle size ders verdik ders. Çünkü biz şuna inanmıştık, hak verilmez alınır diyorduk ve bu hakkı sonunda eninde aldık.

Bu millet bize bu görevi verdi ve geldik bu göreve geldikten sonra yavaş yavaş tuttuk hanım kardeşlerimizin bu haklarını kendilerine iade ettik. Arkadaşlarımız hazırlıklarını tamamladığımız anayasa değişikliği teklifimizi Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi ile ve Meclis'te grubu bulunan diğer siyasi partilerle görüşmeye başlıyorlar. Cumhur İttifakı olarak MHP ile yetkilisi arkadaşlarımızla arkadaşlarımız şu anda görüşmelerini yapacaklar ve görüşmelerden sonra inşallah bugün tamamlanacak görüşmelerin akabinde teklifimize nihai halini verip Meclis'e sunacağız.

Bu teklifin başörtüsü meselesini bir daha açılmamak üzere milletimizin gündeminden çıkarma yanında muhalefet için de bir turnusol kağıdı olacağına inanıyorum hadi görelim bakalım. Teklif görüşmeleri başlayınca kimin demokrasiden, özgürlüklerden ve aileden, kimin de faşizimden ve sapkınlıktan yana olduğu görülecektir. Bizim beklentimiz siyasi görüşü ve partisi ne olursa olsun milletimizin iradesini temsilen Meclis'te bulunan her milletvekilinin ben inanıyorum ki bu teklifi destekleyeceğidir.

Bilhassa başörtüsünü, bay Kemal sana sesleniyorum; Bir metrelik bez parçası diyerek aşağılayan sen değil miydin? Sen bunları unutturmaya çalışıyorsun ama televizyonların arşivleri bunları unutturmuyor. Biraz sonra geleceğim farklı şeyler var. Oralarla bunlara biz hem hukuk dersi vereceğiz, hem ahlak dersi vereceğiz, hem de şimdi kurulacak bu aile kurumunun dersini vereceğiz. 2008'deki düzenlemeyi iptal için koşa koşa Anayasa Mahkemesi'ne götüren bay Kemal'in kendi kirli ve yasakçı geçmişi ile yüzleşme imkanını kaçırmaması gerektiği kanaatindeyiz. Ekranları başında bizi izleyen milletime bunları özellikle hatırlatmak istiyorum. Bu süreç CHP Genel Başkanı yanında 28 Şubat dönemi ve sonrasında gazete köşeleri ile Meclis kürsülerinden başörtülü kızlarımızı hedef gösterenler için de özeleştiri fırsatıdır. 

Anayasa değişikliği teklifimizin milletimizin de taleplerine uygun şekilde çok geniş bir mutabakatla hayata geçmesini ümid ediyoruz. Şayet böyle bir tablo oluşmazsa, bir teklifim var; Halk oylaması dahil diğer adımları atmaya da biz AK Parti olarak hazırız. Biz şimdiye kadar milletimizin hakemliğinden asla korkmadık, kaçmadık. Meclis'te gereken çoğunluk oluşmazsa hiç şüphesiz son söz milletimize ait olacaktır. Sandık sözünü duyar duymaz CHP Genel Başkanının alel acele yaptığı açıklamaları ise bu şahsın ve partisinin milli irade korkusunun yeni bir emaresi olarak görüyoruz. 2023 seçimlerine sayılı aylar kalmışken daha Cumhurbaşkanı adaylarını dahi belirleyemeyenlerin şimdiden telaşa kapıldıkları anlaşılıyor.

Esasen bunların her işleri gibi helalleşme çağrıları da sadece yalan dolan ve göz boyamadan ibarettir. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Tuzla Belediye Başkanımıza yönelik huzurunuzda Tuzla Belediye Başkanımı tebrik ediyorum, kutluyorum. Orada yapılan linç girişimi helalleşme maskesinin ardındaki CHP'nin asıl yüzünü ortaya sermiştir. Açılışını yapıyorum dediği ileri atık temizleme ile ilgili tesisler benim belediye başkanlığım Veysel beyin de İSKİ'nin başında olduğu dönem yapılmış olan tesistir. Şimdi bunlar bunları yeniden açmak gayretlerine girerek hava yapıyorlar. Ama bunda nezaket diye bir şey de yok. Hiç böyle bir şey görmemiş. Asgari bunlar hazıra da konamazlar. Bunların öyle bir dertleri de yok. Siyasi rekabeti, siyasi husumet olarak gören şiddete meyilli bu faşist güruhu İstanbullu kardeşlerimle birlikte milletimizin vicdanına havale ediyoruz.

Aynı şekilde Yalova'da yargıya yapılan saygısızlık, mahkeme heyetine savrulan hakaretler ve teşebbüs edilen zorbalık da bunların karakterini ortaya seren bir diğer örnektir. Bu ne haldir? Sen nasıl milletvekilisin veya milletvekillerisiniz? Yargının temsilcilerine bu şekilde hakaret mi olur? Anayasa'da bunlarla ilgili yasal düzenlemeler belli. Bunların takipçisi olacağız. Bunların hesabını yargı ile beraber soracağız, sorduracağız. 

Yargının kararlarını beğemeyip eleştirmek başka şeydir, doğrudan yargı kurumuna ve oradaki temsilcilerine hakaret etmek, saldırı teşebbüsünde bulunmak başka şeydir. İlkinin demokraside yeri vardır. İkincisi ise düpedüz faşizmdir. Yasama organı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yargıya yönelik bu kabul edilemez tavır karşısında üzerine düşeni yapacağına inanıyorum. Bu kişilerin yürütme organına, onun temsilcisi olan şahsımıza ve Kabinemizdeki Bakanlarımıza yönelik yalan, iftira, hakaret üzerine kurulu hezeyanlarını saymıyorum bile. Şayet Yalova'daki utanç tablosunun müsebbibleri konusunda gerekenler yapılmazsa yine söylüyorum; Demokrasinin temel kurallarından olan güçler ayrılığı ilkesi derin bir yara almış olacaktır. Meclisimizin tüm grupları ve mensupları ile bu hususta üzerine düşeni süratle yerine getirmesini bekliyoruz.

Bu zatın önceki gün bizi, bakanımızı ve emniyet teşkilatımızın tamamını uyuşturucu satıcıları ile aynı cümle içinde kullanarak sergilediği kepazelik artık tüm sınırların aşılması anlamına gelmektedir. Kendisinin siyasetin değil tıp ilminin konusu olduğu tespitimi doğrulayan bu iftiranın hesabını elbette hukuk önünde de soracağız.  

Canlarını dişlerine takarak ülkemizin güvenliği şehirlerimizin huzuru her bir insanımızın hayatından ve geleceğinden emin olması için çalışan kolluk güçlerimizin kahraman mensuplarının haklarını korumak da boynumuzun borcudur. Dikkat ederseniz polisi ve jandarması ile tüm güvenlik teşkilatlarımızı izam eden bu tür akıl ve insaf dışı ithamlar 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yoğunlaşmıştır. Hele bugünlerde tabi çılgına döndü. Kamuoyu araştırmaları bütün bunlar bu masanın etrafındaki çıldırtıyor. Daha çok çıldıracaksınız. Yeter ki biz arazide, sahada, dağ, taş, köy demeden Cumhur İttifakı olarak çalışmaya devam edelim.

Güvenlik güçlerimizin FETÖ'den PKK'ya kadar tüm terör örgütlerinin tasallutundan arındırarak milletine ve devletine sadakatle hizmet eden bir yapıya kavuşturmamız bu beyleri rahatsız ediyor. Yeni yapısı ile emniyet ve jandarma teşkilatlarımız aynı şekilde Sahil Güvenliğimiz her alanda olduğu gibi organize suçlar ve bilhassa uyuşturucu ile mücadelede de tarihi başarılara imza atmaktadır. Bu büyük başarı dünyada yayınlanan raporlarda da açıkça belirtilmektedir. Dünyanın pek çok ülkesi artık mücadele edemediği için uyuşturucuyu adeta serbest bırakmışken biz mücadele çıtasını sürekli yükseltiyoruz. Sadece geçtiğimiz yıl bay Kemal buraya dikkat, 198 bin uyuşturucu olayına müdahale eden kolluk güçlerimiz 153 bin kişiyi yakalamıştır. Bunlardan 22 binden fazlası da uyuşturucu ticareti suçundan tutuklanmıştır. Uyuşturucu ticaretine dünyadaki en ağır cezaları veren ülkelerin başında biz geliyoruz bay Kemal, biz.

Geçtiğimiz 5 yılda çökertilen uyuşturucu şebekesi sayısı bini geçmiş cezaevlerimizde uyuşturucu suçundan yatan tutuklu ve hükümlü sayısı 35 binden 117 binin üzerine çıkmıştır. Tüm bu gayretlerimiz sayesinde ülkemizde uyuşturucuya bağlı ölümlerin sayısı yılda 941'den geçtiğimiz sene itibarıyla 270'e düşmüş, bu yıl ise yüzde 25 daha azalış eğilimi göstermiştir. Bunu niye söylüyorum; Adam ne diyor? Biz cari açığımızı uyuşturucu satışı ile kapatıyormuşuz. Vicdansıza bak, bu ne akıl, sen kendinde misin? Uyuşturucu satışı yanında bağımlıları ile mücadelede de önemli mesafe katettik. Tedavi merkezlerinin sayısını 79'dan 138'e çıkartırken, 81 ilimizde 105 Yeşilay Danışmanlık Merkezi'ni faaliyete geçirdik. 2019 yılında yaptığımız yasal düzenleme ile tedaviyi zorunlu hale getirdik.

Anne babalardan üniversite öğrencilerine ve özel meslek gruplarına kadar son 5 yılda toplam 5 milyon insana yüz yüze bilinçlendirme ve farkındalık eğitimleri verdik. Kimyevi bir uyuşturucu olan metanfetamin bunu gayet iyi biliyormuşsun galiba. Öyle bir şeyler duyduk. Bu bela ile dünyanın tamamının başı dertte. Biliyorum ki senin de başın dertte. Türkiye geçtiğimiz yıl 5,5 ton bu yılın ilk 10 ayında 12 ton bu uyuşturucudan yakalayarak mücadeleyi en üst seviyede yürüten ülkeler arasında yer almıştır. Bay Kemal ne yaptığımızı öğrendin mi? Bunları biz yapıyoruz. Tüm bu gerçeklere rağmen uyuşturucu ile ülke tarihinin en etkin mücadelesini yürüten bir hükümeti ve ona bağlı kolluk güçlerini töhmet altında bırakacak açıklamalarda bulunmak uyuşturucu baronlarına hizmet etmektir. Akıl, izan sahibi olan tüm muhalefet gruplarına sesleniyorum bizim uyuşturucu gelirleri ile cari açığı kapatmak gibi bir derdimiz yok. Ama birilerinin kendi siyaset açığını uyuşturucu ile kapatmak istediği de kesindir. 

Üstelik bu kişinin ekonomik krize çare olarak uyuşturucu ve organ kaçakçılarından vergi almayı teklif eden bir zihniyete sahip olduğunu da tekrar hatırlatmak isterim.

Şimdi, sizlerle paylaşacağım bilginin bu zatın kapı arkalarında gizli saklı ittifak içinde olduğu kesimlerden kaynaklanan asıl sıkıntısını ortaya koyacağına inanıyorum. 15 Temmuz'dan bu yana PKK terör örgütünün en önemli gelir kaynağı olan uyuşturucu ticaretindeki elini kolunu kıran çok önemli operasyonları biz gerçekleştirdik. Sadece bu amaçla düzenlenen operasyonlarda 53 terörist etkisiz hale getirilirken, 362 milyon kök kenevir, 275 ton esrar ele geçirilerek örgüte 287 milyar liralık darbe vuruldu. Sanıyorum bu zatın sergilediği akıl, vicdan ve ahlak dışı uyuşturucu hezeyanının sebebi şimdi daha iyi anlaşılmıştır. Gözünü ve gönlünü milletine çevirmek yerine tüm söylemini terör ve suç örgütlerinin mensuplarının yönlendirmesine göre oluşturan bu zatın durumu artık bizim şaşırma duygumuzun da ötesine geçmiştir. Görüldüğü gibi karşımızda neresinden tutsanız elimizde kalan bir zihniyet ile onun ülkesine ve milletine karşı sorumluluk duygusunu kaybetmiş aktörleri var.

AK Parti grubu olarak biz beceriksizliklerini, hırsızlıklarını, riyakarlıklarını, hezeyanlarını, provokasyonlarla örtmeye çalışanların oyununa gelmeyecek basirete elbette sahibiz. Kendi istedikleri gibi davranmayan, konuşmayan, kendilerine tabii olmayan hiç kimseye tahammül edemeyenlerin, kahraman ordumuza iftira atan alçaklarla ilgili bize hak, hukuk ve özgürlük dersi vermeye kalkması ise ayrı bir garabettir. Bu iki yüzlü tavır aynı zamanda karşımızdakilerin özgürlük anlayışındaki çarpıklıkları da göstermektedir. CHP ve şürekasının özgürlükten anladığı iftira atma özgürlüğüdür. Yalan söyleme özgürlüğüdür, terör örgütü propagandası yapma özgürlüğüdür. İcazet almak için kapısını aşındırdıkları yerler dahil dünyanın hiç bir medeni ülkesinde böyle bir özgürlük tanımı yoktur. Milletimizin önce 2023 seçimlerinde ardından da 2024 mahalli idareler seçiminde bu müzmin ve müptezel faşist zihniyeti tarihin çöp sepetine atacağına iman ediyorum.

Bunların milletimize hesap verme günü gelene kadar biz eser ve hizmet mücadelemizi hukuk ve demokrasi zemininde kararlılıkla sürdüreceğiz. Unutmayın Türkiye merhum Menderes'ten itibaren başrolünü CHP'nin oynadığı bu kirli senaryoları pek çok kez görmüş, tecrübe etmiştir. Ülkemize telafisi mümkün olmayan ağır bedeller ödeten tüm darbelerin, kargaşa ve kaos ortamının hazırlayıcısı CHP'den başkası değiltir. Üniversite gençlerinin kıyma makinelerinde öğütüldüğü yalanından, rahmetli Menderes'e atılan alçakça iftiralara, sokakların karıştırılmasından darbe çağrılarına kadar sivil siyasete yönelik anti demokratik girişimlerin tamamının gerisinde CHP zihniyeti vardır. Uyuşturucu hezeyanı da aynı zihniyetin ürünü olarak tarihin utanç sayfalarındaki yerini almıştır. Türkiye'nin kader seçimleri olacak 2023 seçimleri öncesinde CHP'ye bu doğrultuda yeni görevler ve talimatlar verildiği anlaşılıyor. Sandığın rengi belli oldukça, siyasi iklimi zehirlemeye yönelik sinsi ve yıkıcı çabaların artması muhtemeldir. Teşkilatlarımızdan önümüzdeki dönemde çalışmalarını bu hassasiyetle yürütmelerini beklediğimi burada altını çizerek ifade etmek istiyorum.

Ülkemizde ve bölgemizde meydana gelen her gelişme giderek bir sirk çadırını andıran 6'lı masadan bir şey çıkmayacağını ortaya koyuyor. Her seçimde olduğu gibi 2023 seçimlerinde de şöyle derli toplu sikletimize uygun bir muhalefetle yarışmayı isterdik. Ama maalesef bahtımıza çıka çıka kavgadan kumpastan, birbirlerine laf yetiştirmekten, şehit yakınlarımız dahil millete hakaret etmekten başka hiç bir vasfı olmayan ekip çıktı. Bırakın ülkenin dertlerine derman olmayı kendi en basit meselelerini dahi çözemeyen bu toplama yapının akıbeti karanlıktır, başarısızlıktır, Allah'ın izniyle büyük bir hüsrandır. 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başörtüsü için 'referandum' mesajı: Bütün adımları atmaya hazırız

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başörtüsü için 'referandum' mesajı: Bütün adımları atmaya hazırız