Elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasıyla beraber ExxonMobil, Schlumberger, Occidental Petroleum ve Equinor gibi önemli şirketler bambaşka arayışlara başladı.
Enerji devi ExxonMobil kısa süre önce Arkansas'ın Smackover bölgesinde lityum içeren tuzlu sularla kaplı sahayı satın almak için 100 milyon dolardan fazla nakit ödedi.
Ekonomi Gazetesi’nden Aydın Şahinalp’ın haberine göre; Küresel enerji sektöründe son yaşanılanlar petrol şirketleri özelinde doğal bir evrim niteliğinde.
Lityum hammaddesinin sahip olduğu tuzlu suları, petrol şirketleri için proje yönetimi dışında hiçbir beceriye sahip olmadıkları şarj şebekeleri ve rüzgâr çiftliklerinin aksine, yeraltı pompalama ve akışkanları konusunda yetenekli oldukları için çok daha önemli bir alanı teşkil ediyor.
ABD'de Exxon ve Chevron'dan Avrupa'da Equinor ve BP'ye kadar pek çok petrol üreticisi, emisyonları azaltmaya ve fosil yakıtlardan daha temiz enerjiye geçmeye yönelik küresel çabaların ortasında kârlılıklarını korumaya çalışırken lityuma yönelme potansiyeli de doğal olarak ortaya çıkıyor.
Petrol devlerinin lityuma yönelmesi, batılı ülkelerin benzin ve dizel araçların satışını yasaklaması, Çin'de elektrikli araç kullanımının artmasıyla önümüzdeki on yıl içinde araçlarını elektrikli hale getirmek için gereken büyük miktarlarda lityumu sağlamak için şu anda küçük olan madencilere güvenen otomobil üreticilerine güven verecek.
Enerji devi ExxonMobil kısa süre önce Arkansas'ın Smackover bölgesinde lityum içeren tuzlu sularla kaplı sahayı satın almak için 100 milyon dolardan fazla nakit ödeyerek Schlumberger ve Equinor'un ilgisini savuşturdu. Equinor 2021'de hammadde işleyicisi Lithium de France'ın hissesini satın alırken, ABD'li şeyl gazı üreticisi Occidental da lityum teknoloji grubu olan TerraLithium'un ortak sahibi olarak dikkat çekiyor.
Son günlarde Chevron'un CEO'su da elektrikli araç pili için kritik olan lityum metaline olan ilgisini dile getirdi.Uzmanlara göre son yıllarda lityum arzındaki artış, pil metalinin diğer önemli kaynağı olan Latin Amerika'nın tuzlu sularına eklenen Avustralya ve Çin sert kaya kaynaklarının yükselişinden kaynaklandı.
Financial Times'ın hesaplamalarına göre, iyimser büyüme ve fiyatlandırma varsayımlarında bile lityum, mevcut 2,6 trilyon dolarlık petrol piyasasına kıyasla 2030 yılına kadar yılda 150 milyar dolara ulaşabilir. Hâlihazırda Rio Tinto haricinde, küçük pazar büyüklüğü lityum sektörüne yatırım yapan madencilik şirketleri için bile bir engel oluşturuyor.
Petrol devleri için potansiyel pazar, toplam lityum pazarının çok küçük bir kısmı olacak gibi. Sektördeki bazı uzmanlar, erken aşamadaki faaliyetlerin pil metalinin önemli ölçüde üretilmesine yönelik daha büyük bir sıçramanın önünü açabileceğini tahmin ediyor.
İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, Türkiye'nin lityum yatakları açısından büyük rezervlere sahip olabileceğini söylemişti.
Öztürk, "Türkiye, şu ana kadar bor üretimi sırasında çöpe atılan killerden ilk defa lityum karbonat üretmeyi başardı. Batı Anadolu'da bizim bildiğimiz Balıkesir, Çanakkale, Bursa ve Eskişehir havzasındaki bor yatakları ve bor havzasının çevresi aynı zamanda yakında dünyanın en büyük lityum havzaları olacak" dedi.