İlk Cuma namazında hutbeyi okumak için minbere çıkan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş elindeki kılıç ile hutbeyi okudu. Erbaş, kılıcı zaman zaman sol, zaman zaman da iki eli ile tuttu. Erbaş'ın kılıcı tutuş şekilleri farklı anlamlar taşıyordu. Bu gelişme gün boyu çok konuşuldu. Öte yandan Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed'in de Cuma hutbelerinde elinde baston veya yay bulundurduğu biliniyor.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 86 yıl sonra Ayasofya Camisi'nde kılınan ilk namazı kıldırdı. Erbaş, hutbeyi okurken elinde kılıç bulundurdu. Erbaş'ın kılıcı zaman zaman sol eli ile zaman zaman ise iki eli ile tuttuğu görüldü.
Kılıcı tutuş şekilleri çok konuşuldu
Kılıç geleneği sembolik anlamlar içerir. Sağ ele alınan Kılıç, "kullanma" niyetini ortaya koyuyor ve düşmanı korkutmayı amaçlıyor. Hutbelerde kılıç sol ele alınıyor. Bu da, dosta güven verme amacını taşıyor.
Peygamber efendimiz nasıl hutbe okurdu?
Fikriyat'ta yer alan bilgiye göre; Cuma ve bayram namazlarının bir bölümü olan hutbenin birtakım temel prensipleri bulunurdu. Bu kurallar, Peygamber Efendimizin (sav) uygulamaları çerçevesinde oluştu. Hutbenin topluluk karşısında yüksek bir yerde ve irticalen irad edilmesi, kısa ve öz olması, nasihat içermesi, hatibin sesini alçaltıp yükseltmesi, jest ve mimiklerini kullanması, uygun bir kıyafet giymesi ve elinde yay, değnek veya kılıç bulunması bunun neticesidir.
Peygamber Efendimizin (sav) Cuma ve bayram günleri için saklayıp giydiği özel elbiseler bulunurdu. Cabir b. Abdullah'ın anlattığına göre: "Rasûlullah Cuma ve bayramlarda kırmızı cübbesini giyerlerdi."
Hutbenin konusunda göre sesini alçaltıp yükseltirdi. Gerektiğinde sesini daha iyi duyurabilmek için ayağa kalkar, bir bineğin, kayanın, kütüğün veya minberin üzerinde insanlara hitap ederdi.
Peygamberimiz (sav) hutbelerini ağaç, kütük gibi yüksekçe bir yere çıkıp yapardı. Bu hitabetin gücünü artıran bir uygulamaydı. Sonraki dönemlerde minberin yapılmasıyla hutbeler burada irad edildi.
Allah Resulü, hutbesini okuyacağı vakit, minber yapılmadan önce eline yay ya da baston alırdı. Bundan dolayı fıkıh âlimleri, hatibin elindeki bu tür şeylere dayanarak hutbe irad etmesi sünnet olduğunu kabul eder.