Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Libya" konusunda gerçekleştirilecek zirveye katılmak üzere Atatürk Havalimanı'ndan Berlin'e hareketi öncesinde basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ev sahipliğinde düzenlenecek Libya Zirvesi'nin farklı bir anlamı olacağını ve haftalardır, aylardır yapılan hazırlık ve çalışmaların ardından Berlin'e gidildiğini dile getiren Erdoğan, Libya'nın içinde bulunduğu sıkıntılı duruma dikkati çekti.
Erdoğan, uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler tarafından tanınan meşru hükümetin Nisan 2019'dan bu yana çok yoğun saldırılara maruz kaldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Darbeci Hafter ve destekçilerince gerçekleştirilen bu saldırılarda şimdiye kadar yüzlerce sivil hayatını kaybetti. Yine çatışmalar nedeniyle 400 bine yakın Libyalı kardeşimiz evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yerlerinden edilen insanların bilhassa Tunus ve Cezayir üzerinde ciddi manada bir tepki oluşturduğunu, ciddi olarak da bir göç baskısı oluşturduğunu görüyoruz. DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin Libya'da tekrar zemin kazandığına da şahit oluyoruz. Saldırılar Libya'nın yanı sıra komşu ülkeler başta olmak üzere tüm Akdeniz'in istikrarını tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Darbeci Hafter'in pervasız saldırıları karşısında uluslararası toplum maalesef gerekli tepkiyi bugüne kadar göstermemiştir. Darbeci Hafter ve destekçilerinin BM Güvenlik Konseyi kararlarını alenen ihlal eden eylemleri uzun süre görmezden gelinmiştir. Bu zirvenin, Trablus'a yönelik saldırıların başlamasından 9 ay sonra Berlin süreci bağlamında sarf edilen 4 aylık çabanın ardından ancak bugün düzenleniyor olması elbette düşündürücüdür."
"Türkiye Libya'da barışın anahtarı olmuştur"
Türkiye'nin krizin başladığı ilk günden bu yana tutarlı ve ilkeli bir duruş sergilediğini vurgulayan Erdoğan, "Libya'da kalıcı çözümün siyasi diyalogla sağlanabileceğini her sürekli olarak her ortamda vurguladık. Birleşmiş Milletler himayesinde yürütülen çalışmalara destek verdik. Berlin sürecinin başarısı için elimizden gelen çabayı gösterdik. Bunun yanında milli mutabakat hükümetiyle olan diyalog, istişare ve eş güdümümüzü de artırdık. Meşru Libya Hükümeti'yle 2019 sonunda imzaladığımız iki mutabakat muhtırasıyla işbirliğimizi perçinledik. Türkiye gerek sahada gerekse diplomaside yürüttüğü mücadeleyle Libya'da barışın anahtarı olmuştur." dedi.
Erdoğan, Libya'da sükunetin 8 Ocak'ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le İstanbul'da yapılan ateşkes çağrısı sayesinde sağlandığını belirterek, şunları söyledi:
"Bu çabalar da Berlin Zirvesi'nin düzenlenmesi için gereken zemini oluşturmuştur. Darbeci Hafter ve destekçilerinin dizginlenmesinde ülkemizin sergilediği kararlı tutumun büyük payı vardır. Ülkemiz bu adımlarıyla Akdeniz'deki haklarını garanti altına almanın yanı sıra Libya'nın geleceğine de sahip çıkmıştır. Berlin Zirvesi'ni ateşkesin tahkimi ve siyasi çözüm yolunda özellikle önemli bir adım olarak görüyoruz. Ateşkes ve Berlin Zirvesi ile yeniden filizlenen umutlar kan ve kaos tüccarlarının ihtiraslarına kurban edilmemelidir. Zirvede alınacak kararlarla güvenlikten ekonomiye birçok alanda somut gelişmeler sağlanmasını bekliyoruz. Zirvenin Libya halkının çektiği acıları sonlandıracak, Libya'yı huzur ve refaha kavuşturacak adımların atılmasına vesile olmasını diliyoruz."
"İdlib'de ateşkese rağmen sivillere yönelik katliamlar sürüyor"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde aciliyet kazanan bir diğer konunun da İdlib olduğuna işaret ederek, "Ateşkese rağmen rejimin sivillere yönelik katliamlarını sürdürdüğünü görüyoruz. Önceki gün bir pazar yerine yapılan saldırı sonucu çoğu çocuk ve kadın 19 İdlibli kardeşimiz şehit oldu. Ülkemiz sınırına yönelik göç hareketleri tekrar başladı. Rejimin vahşetine bir 'dur' denilmesinin vakti artık gelmiştir. Berlin'deki temaslarımız sırasında İdlib meselesini de gündeme getireceğiz. Berlin'deki görüşmelerimizin hem Libya hem Suriye hem de bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum." diye konuştu.
"Libya ve Türkiye arasındaki bu atılan imzalar Yunanistan'ı malum çıldırtmıştı"
Erdoğan, "Libya" konusunda gerçekleştirilecek zirveye katılmak üzere Berlin'e hareketi öncesi Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi, soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin "Yunanistan darbeci Hafter'i ağırladı ve bu zirve öncesinde tepki çeken bir görüşme gerçekleştirdi. Bu konuda bir değerlendirme alabilir miyiz?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
"Yunanistan Almanya'ya davet edilmediği için ciddi bir rahatsızlık içerisinde. Aslında Libya ve Türkiye arasındaki bu atılan imzalar, varılan anlaşma zaten Yunanistan'ı malum çıldırtmıştı. Bunun ardından da 'Kiminle nasıl bir anlaşmaya gidelim ki bir rövanşist anlayışla bunu geri alalım.' gibi yaklaşımın içerisine girdi. Tabii Hafter'in kıymetiharbiyesi yok ama öbür tarafta Serrac, Birleşmiş Milletler tarafından tanınmış olan bir lider konumunda. Burada bazı formüller araştırmak suretiyle tuttu tabii Hafter'i Yunanistan'a davet etti. Hafter de Yunanistan'a gitmek suretiyle oradaki verdikleri pozlarla acaba Almanya'ya gitmeyişin ardından bu rövanşist anlayış nasıl bir farklı yere varır gibi bir adımla bu görüşmeleri yaptılar. Hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Hele hele bizim nazarımızda hiçbir kıymetiharbiyesi yok ve tabi Hafter Almanya'ya, Berlin'e geldiğinde orada tabii neler söyleyecek hepsini orada görme imkanımız da olacak. Ancak Miçotakis, oyunu yanlış oynuyor, attığı adımlar doğru adımlar değil ve bu sürece iyi başlamadı. Türkiye ile de münasebetlerinde de ne yazık ki iyi adımlar atmıyor. En son malum NATO zirvesinde kendisiyle 1,5 saat konuştuk ve orada birçok şeyleri kendisiyle paylaştık ama buna rağmen demek ki atılan adımlar herhalde doğru değil."
"Libya'da bir seçim atmosferine girilmesi olumlu bir gelişme olacaktır"
Erdoğan, "Uluslararası haber ajansı Reuters, Berlin'deki konferans öncesinde 6 sayfalık bir taslak metni hazırlandığını duyurdu. Ele geçirdikleri bu taslak metinde önümüzdeki günlerde Libya'ya Türkiye ve Rusya gibi ülkelerin asker gönderebileceğini belirtti ve Libya'da seçim çağrısının da bu metinde yer aldığı belirtiliyor. Bu seçim çağrısı değerlendirmesini siz nasıl öngörürsünüz?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Bize ulaşmış böyle bir metin yok. Akşam geç saatlerde Dışişleri Bakanım ile de görüştüm böyle bir şeyden bana bahsetmedi. Böyle bir durum söz konusu değil, herhalde böyle bir şey olsa benim de haberim olur. Ama şu anda Berlin'e gittiğimizde önümüze böyle bir şey gelir mi gelmez mi göreceğiz. Hepsi bir tarafa şüphesiz ki Birleşmiş Milletler'in riyasetinde biran önce Libya'da hakikaten bir seçim atmosferine girilmesi aslında olumlu bir gelişme olacaktır. Onun aksini iddia etmek yanlış olur ama bunun tabii sağlıklı bir şekilde olması lazım. Yoksa silahların gölgesinde bir seçim düşünülemez."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın mensuplarının konferanstan olumlu bir sonuç çıkmaması durumunda Türkiye'nin yol haritasının ne olacağına yönelik sorusuna, "Doğmamış çocuğa don biçilmez. Şimdiden bunu şöyle olur böyle olur gibi bir şey söylersek bunların hepsi yanlış olur. Önce bu toplantıdaki bütün gelişmeleri görmemiz lazım ve bu gelişmelerden sonra sonuç bildirgesini görmemiz lazım ve bu sonuç bildirgesinden sonra da ne gibi adımlar atabiliriz bunun için de değerlendirmelerimizi yapar ve açıklamamızı ondan sonra da inşallah dünya kamuoyuna ifade ederiz." yanıtını verdi.
Yargı camiamız için gerçekten çok çok üzücü bir adım olmuştur"
Eski Korgeneral Metin İyidil'in FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yargılandığı davada "ağırlaştırılmış müebbet hapse" mahkum edildikten sonra Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi'nin beraatine ve tahliyesine karar vermesine ilişkin görüşünün sorulması üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu yargı camiamız için gerçekten çok çok üzücü bir adım olmuştur ve ilginç olan şey şu, tabii bunların hepsinin talimatlarını da verdik. Kararı veren kişi veya kişilerin de FETÖ'cü olması bu işin nerelere vardığını gösteriyor. Bunun arkasında daha ne gibi oyunlar olabileceğini de çok açık, net gösteriyor. Ama bir gerçek var ki hak sonunda, er veya geç yerini buluyor. İşte düşünün müebbet hapse mahkum olmuş bir kişiyi kalkıp hemen beraat ettirme veya tahliyesini verme gibi bir yola bir mahkeme nasıl gidebiliyor böyle bir adım nasıl atabiliyor. Bu, anlaşılabilir bir şey değil ve sağ olsun Adalet Bakanlığımız ve savcılarımız bu noktada adımlarını attılar ve en kısa zamanda içişleri Bakanlığıyla beraber yaptıkları operasyonla da yakaladılar. Tekrar kendi cezai müeyyidesi uygulanmaya başlandı. Şu anda malum içeride."
Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya'ya gitti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın toplantısının ardından, saat 10.45'da "TC-TRK" uçağıyla Berlin'e hareket etti.
Erdoğan'ı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 1. Ordu ve İstanbul Garnizon Komutanı Orgeneral Musa Avsever, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak ve diğer ilgililer uğurladı.
Erdoğan ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı ile Türkiye'nin Libya Özel Temsilcisi ve AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler de Berlin'e gitti.