9. Yargı Paketi'nde etki ajanlığının bir suç olarak Türk Ceza Kanunu'na girecek olması, başta FETÖ üyeleri olmak üzere yaptıkları yayınlarla Türkiye'de algı operasyonları yürüten fondaş medyayı tedirgin etti.
Çalışmaları devam eden 9. Yargı Paketi'nde etki ajanlığının bir suç olarak Türk Ceza Kanunu'na girecek olması özellikle başta Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeleri olmak üzere yaptıkları yayınlarla Türkiye'de algı operasyonları yürüten fondaş medyayı rahatsız etti. Söz konusu düzenlemeye ilişkin önemli bilgilere ulaşıldı. Düzenlemeyle etki ajanlığı bir suç olarak Türk Ceza Kanunu'na girecek. Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet çıkarları ve talimatları doğrultusunda Türk vatandaşlarını, kurum ve kuruluşları, Türkiye'deki yabancıları araştıranlar ve bu araştırmaları yaptıranların eylemleri suç olarak kabul edilecek ve hapis cezası verilecek. Suçun oluşması için yabancı bir devlet çıkarları ve bu devletlerin talimatları aranacak.
CEZA BİR KAT ARTIRILACAK
Bu suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde ise ceza bir kat artırılacak. Yeni yargı paketinde yer alan düzenlemede, "yabancı bir devletin çıkarları ve talimatları" vurgusu yapılırken, "devletin güvenliği, askeri ve siyasal yararını hedef alması" denilerek de net bir çerçeve çiziliyor. Söz konusu düzenlemeye benzer olarak dünyada da pek çok örnek bulunuyor. Devletlerin aleyhlerine yönelik faaliyetler yürütülmesi suç olarak kabul ediliyor.
ALGI OPERASYONUNA GİRİŞTİLER
Sabah'ın haberine göre, Ancak çalışmaları devam eden 9. Yargı Paketi'nde yer alan maddede açıkça "yabancı bir devletin çıkarları ve talimatları" vurgusu olmasına rağmen söz konusu düzenleme henüz yasalaşmadan FETÖ ve diğer terör örgütlerinin endişeye kapılması, fondaş medyanın manipülatif haberler yapması dikkat çekti. Özellikle çeşitli yayın ve sosyal medya paylaşımlarıyla Türkiye'de algı operasyonları yürüten bazı çevrelerin, söz konusu düzenlemenin yasalaşmasıyla "sosyal medya paylaşımları cezalandırılacak" şeklinde algı operasyonuna giriştiği görülürken, yeni düzenlemenin Türkiye'nin çıkarları ilkesini gözettiği ise görmezden gelindi.
