Bu karar tarihi bir karardır.' dedi. Şamlı, 'İslam ve Türk dünyasında bir Uluslararası Ceza Mahkemesi mutlaka kurulmalıdır. Türkiye böyle bir kuruluşa öncülük edecek güçtedir.' diye konuştu.
Şamlı, UAD'nin, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin açıkladığı ihtiyati tedbir kararına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
İnsanlık vicdanının sesinin UAD'de yankılandığını dile getiren Şamlı, Divanın kısaca "İsrail'in soykırım fiillerinin durdurulması ve soykırım delillerinin korunması" kararı verdiğini aktardı.
Şamlı, "Divan, uluslararası hukuk kurallarının ihlal edildiğini, insani dram yaşandığını açıkça ifade etti. Bu karar tarihi bir karardır. Divan, taleplerden birisi olan 'ateşkesle saldırıların derhal durdurulması' kararı verse çok daha iyi, hukuka daha uygun bir karar olurdu. Ancak verdiği karar da bu sonucu doğuracak niteliktedir." diye konuştu.
Birleşmiş Milletlerin (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin 2. maddesindeki soykırım suçunu oluşturan eylemlere değinen Şamlı, bu maddenin "a" bendinde, uluslararası hukuka göre korunan tek kişinin, gruba mensup olduğu gerekçesiyle öldürülmesinin dahi soykırım suçunu oluşturduğunu vurguladı.
Şamlı, İsrail'in binlerce kadın ve çocuğu Gazzeli olduğu için bombalarla katlettiğini vurguladı.
"İSLAM VE TÜRK DÜNYASINDA BİR ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ MUTLAKA KURULMALI"
UAD'nin bu kararıyla kendi meşruiyetini de kurtardığını dile getiren Şamlı, "Çünkü insanların artık uluslararası kurumlara güveni ciddi anlamda sarsılmıştı. BM başta olmak üzere uluslararası hukuk kurumları, kuruluş amacı olan insani dramları ve soykırımları durduramamıştır. Bunun sebebi bu kurumların adalete değil de bazı ülkelere hizmet edecek şekilde yapılandırılmasıdır. Bu bakımdan İslam ve Türk dünyasında bir Uluslararası Ceza Mahkemesi mutlaka kurulmalıdır. Türkiye böyle bir kuruluşa öncülük edecek güçtedir." ifadelerini kullandı.
Yasin Şamlı, devam edecek mahkeme sürecine ilişkin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Mahkeme başkanının ifadelerine ve ihtiyati tedbir kararının mahiyetine baktığımızda, davanın esası hakkında verilecek kararın bütün dünyanın gözü önünde İsrail'in işlediği soykırım suçunun Uluslararası Adalet Divanınca karara bağlanacağı anlaşılmaktadır. Mahkeme başkanının, suç faillerinin 'İnsansı hayvanlarla mücadele ediyoruz.' ve benzeri beyanlarını zikretmesi hukuki bakımdan çok önemli. Zira bu beyanlar soykırım suçunun manevi unsurunun, yani soykırım işleme iradesinin olduğunu açıkça ortaya koymaktadır."
İstanbul 2 Nolu Barosunun, Uluslararası Ceza Mahkemesine sunduğu 6 klasörlük deliller arasında fail beyanları da olduğunu belirten Şamlı, şunları kaydetti:
"Yine Gazze halkının ileriye dönük yaşayacağı fiziksel ve psikolojik acılar ile Gazze'deki çocukların yaşadığı travmanın büyüklüğü tedbir kararında etkili bir gerekçe olarak ileri sürülmüştür. Bunun yanında İsrail'in bu iddiaları reddettiği şeklinde beyanlara da yer verilmiştir. Tedbir talebinin, yargıçların büyük çoğunluğuyla kabul edilmesi umut verici olsa da aynı zamanda karar sürecinin uzamaması, adil bir hüküm verilmesinde etkili rol oynayacaktır."
"AA'NIN 'KANIT' KİTABI SOYKIRIM SUÇUNU GELECEK NESİLLERE AKTARMASI NEDENİYLE DE ÇOK ÖNEMLİ"
Şamlı, Anadolu Ajansının "Kanıt" kitabının bu davalar açısından çok büyük bir delil kaynağı olduğunu söyledi.
Kitabın, Gazze'de işlenen "soykırım", "savaş suçu" ve "insanlığa karşı suçlar" ile "saldırı suçları" anlamında bizzat Gazze'den elde edilmiş delilleri ihtiva eden çok önemli bir eser olduğunu vurgulayan Şamlı, "Bu eserin ihtiva ettiği delillerin çıkan olumlu kararda çok büyük payının olduğunu ifade etmemiz gerekir. 'Kanıt' kitabı soykırım suçunu gelecek nesillere aktarması nedeniyle de çok önemlidir. Baromuz, bu delil kaynağını Uluslararası Ceza Mahkemesine de sunmuştur. Bu kitapta emeği olan herkese bütün insanlar adına çok teşekkür ediyorum." dedi.
Kaynak: AA