Türkgün Gündem İtirafçının dilinden FETÖ'nün karanlık yüzü

İtirafçının dilinden FETÖ'nün karanlık yüzü

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) karanlık yüzünü senelerce örgütün mahrem birimlerinde görev alan itirafçılar anlattı.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) karanlık yüzünü senelerce örgütün mahrem birimlerinde görev alan itirafçılar anlattı.

Darbe girişiminden devletin kritik birimlerine sızma stratejisine kadar örgüte dair bilinmeyenleri deşifre eden itirafçılar, FETÖ'nün çözülmesine önemli katkı sunuyor.

Örgütün Jandarma Okullar Komutanlığı yapılanmasında uzun yıllar görev yapan mahrem imam A.E, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak örgütün bu kurumdaki öğrenciler ve kursiyerler üzerinden nasıl yapılandığını anlattı.

Mahrem yapılanmanın komutanlıkları kendi içinde birimlere ayırdığını, her komutanlığın bir müdürünün bulunduğunu, bu müdüre bağlı müdür yardımcıları, müdür yardımcılarına bağlı öğretmenlerin olduğu bilgisini veren A.E, subay ve astsubaylardan oluşan öğrencilerin öğretmenlere bağlı bulunduğunu, yapının en üstünde ise müdürlere talimatları veren genel müdürlerin olduğunu kaydetti.

Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen olarak görev yaptığını ifade eden A.E, 2013'te Ankara'ya tayin olduktan sonra mahrem yapılanmada görev almaya başladığını, bu görevi kendisine örgütün Jandarma Okullar Komutanlığı sorumlusu H.Y'nin verdiğini belirtti.

Kriptolu haberleşme programı ByLock'u Ankara'ya geldiğinde kullanmaya başladığını anlatan mahrem imam A.E, H.Y. tarafından askeri öğrencilerden sorumlu örgüt mensuplarıyla tanıştırıldığını, örgüt adına subay ve astsubay kursiyerlerle ilgilenen bu kişilerin sorumluluğu noktasında görevlendirildiğini belirtti.

- "HİMMET" ADI ALTINDA TOPLANAN PARALAR, YURT DIŞINA GÖNDERİLİYORDU

Mahrem yapılanmadaki görevinin Jandarma Okulları öğrencileri ve kursiyerlerini örgütlemek olduğunu kaydeden A.E, "Ayda bir ya da iki kez toplantı yapıyorduk. Toplantılarda kursiyer ve öğrencilerle ilgilenen müdürlerin bir sorunlarının olup olmadığı konuları konuşuluyordu. Bir sonraki toplantının tarihi ve konusu belirleniyordu. Öğrenciler, maaş almaya başladıktan sonra onlarla ilgilenen örgüt mensupları vasıtasıyla 'himmet' adı altında para alınıyordu. Bu görevi Şubat 2014'ten Ocak 2016'ya kadar yaptım." ifadelerini kullandı.

Mahrem imam A.E, öğrencilerlerden toplanan paranın yurt dışındaki örgüt okullarına gönderildiği ve orada çalışan öğretmenlerin maaşlarının bu paralarla karşılandığını bildirdi.

Sorumlu olduğu komutanlıktaki yapılanmayla ilgili de bilgi veren A.E, altındaki her müdür yardımcısına bağlı bir ışık evi ve 4 öğretmen bulunduğunu, her öğretmenin 6 Jandarma Komutanlığı öğrencisinden sorumlu olduğunu belirtti.

Örgüte kazandırılan öğrencilerin ve kursiyerlerin durumlarını değerlendirmek üzere isimlerinin yer aldığı flash bellekleri altındaki örgüt yöneticilerine dağıttığını kaydeden A.E, "Öğrenciler, okuldan mezun olduktan ve tayin yerleri belli olduktan sonra yapıya bağlılık durumlarını içerir 'iyi, orta ve zayıf' şeklinde derecelendirip oluşturulan raporlar bana ulaştırılıyor, ben de üstlerime rapor veriyordum." bilgisini verdi.

A.E, 2015'te öğrenci sayısının azalması nedeniyle yapılanmada daralmaya gittiklerini, bunun üzere kendisine bağlı 3 örgüt yöneticisiyle çalışmaya devam ettiğini, 2015'te örgütün Jandarma Okullar Komutanlığında mahrem yapılanmanın başına H.Y'nin yerine S.A'nın geldiğini anlattı.AA

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Türkgün Gündem Mahkemede yürek yakan soru: Oğlunun ve torununun başındaki dedeyi neden vurdun?

Mahkemede yürek yakan soru: Oğlunun ve torununun başındaki dedeyi neden vurdun?

Kırıkkale'de bir arazi kavgası sonucunda dede, oğlu ve torunu hayatını kaybederken, sanık kardeşler hakim karşısına çıktı. İddianamede müebbet hapis cezası istenirken, duruşma ertelendi.

Kırıkkale'de bir arazi kavgası sonucunda dede, oğlu ve torunu hayatını kaybederken, sanık kardeşler hakim karşısına çıktı. İddianamede müebbet hapis cezası istenirken, duruşma ertelendi.

KAYNAK: İHA

Kırıkkale'de çıkan arazi kavgasında dede, oğul ve torunun silahla vurularak hayatını kaybettiği olayla ilgili yargılanan 2 sanık kardeş hakim karşısına çıktı. Müşteki avukatın sanığa yönelttiği, "Torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun? Öldürdüğün İbrahim'e neden tekrar ateş ettin" sorusu dikkat çekti.
 

Olay, 6 Ağustos 2024 tarihinde Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesine bağlı Deredüzü köyünde meydana geldi. Araziye yapılacak çeşmenin su hattı kazısı sırasında başlayan tartışma, kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştü. Erhan Çiftçi (46) ve kardeşi Kadir Çiftçi (40) ile karşı taraf arasında çıkan çatışmada, Satılmış (69), oğlu İbrahim (54) ve torunu Satılmış Cesur (17) hayatını kaybetti. Olayın ardından gözaltına alınan kardeşler tutuklanırken, enişteleri K.A. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
 

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu yargılanan sanıklar Erhan Çiftçi ve Kadir Çiftçi hakkında "fikir ve eylem birliği içerisinde kasten öldürme" ve "çocuğa karşı işlenmesi nedeniyle nitelikli adam öldürme" suçlarından 2 kez müebbet ve 1 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, tutuksuz yargılanan sanık K.A. hakkında ise "suç delillerini yok etme ve gizleme" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Kırıkkale 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanık kardeşler ile tutuksuz sanık K.A, müştekiler, taraf avukatları ve maktul yakınları hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan sanık Erhan Çiftçi, "Karşı taraf bize ateş etti. Kendimi korumak için tüfek ve tabancayla karşılık verdim. O gün sağlıklı düşünemedim. Mecburiyetten ateş ettim, yoksa beni öldüreceklerdi" dedi.
 

"İbrahim Cesur'a neden tekrar ateş ettin?"

Mahkeme başkanının, aracında neden silah bulundurduğu sorusuna ise, "Köyde domuzlar için silah taşıyoruz, silahlar hep arabamda olur" cevabını verdi.
Müşteki avukatlarından Uğur Yıldırım, sanık Erhan Çiftçi'ye, "Yerden silahı aldığını söyledin, peki torununun ve oğlunun başındaki dedeyi neden vurdun, yerde yatan İbrahim Cesur'a neden tekrar ateş ettin?" sorusunu yöneltti. Sanık ise, "Yerden silahı aldım ama dedeyi neden vurduğumla ilgili beyan vermek istemiyorum. İbrahim için yapılan suçlamayı da reddediyorum" şeklinde yanıt verdi.
 

Sanıklardan Kadir Çiftçi ise önceki ifadelerinin aksine olay yerinde olduğunu kabul ederek, "Satılmış bizi tehdit etti, sonra babası ve oğlu ile birlikte geldi. Arabayı siper edip bize ateş açtılar. Karşılıklı çatıştık" diye konuştu.
Tutuksuz sanık K.A. ise suçlamaları reddederek beraatını talep etti.
 

Olayın görgü tanıklarından M.T., "Tarlada çalışırken Satılmış Cesur eşekle geldi, ardından beyaz bir araçtan Erhan ve Kadir indi. Erhan tabanca, Kadir tüfekle ateş etti. İbrahim'in yere düştüğünü gördüm. Erhan beni arayıp Kadir'in suçsuz olduğunu, cinayeti kendisinin işlediğini söyleyerek öyle ifade vermemi istedi" dedi.
Duruşmada SEGBİS ile bağlanan Erhan Çiftçi'nin oğlu A.Ç. ise, "Babam bana tabancayı gömmemi söyledi, ben de eniştemin bahçesine gömdüm" ifadesini verdi.
Mahkeme heyeti, 2 sanığın tutukluluğunun devamına, olay yerinde 15 Mayıs'ta keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 26 Mayıs 2025 tarihine erteledi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *