“Adım Adım 2023, İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma” toplantılarımıza kaldığımız yerden devam ediliyor. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin talimatlarıyla düzenlenen etkinliğin Bursa-Gemlik ayağı, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman'ın katılımıyla düzenlendi.
Büyükataman konuşmasında, tam bağımsızlık için atılan her adımı Türk Milletinden alınan güçle aşıldığını aktarırken büyük Türk Milleti'nin güven ve teveccühlerine layık olmaya çalıştıklarını söyledi.
Bu doğrultuda yapılan çalışmalara, Türkiye Cumhuriyeti’nin büyümesini ve küresel meselelerde söz sahibi olmasını sindiremeyenlerin karşı durduklarını belirten Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman şunları kaydetti;
VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ
"Bildiğiniz üzere Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda, milletimizle gerçekleri paylaşmak ve ikiyüzlülerin maskelerini düşürmek amacı ile başlattığımız “Adım Adım 2023, İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma” toplantılarımıza kaldığımız yerden devam etmekteyiz.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ‘”Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben”’ diyerek, geleceğe güçlü bir Türkiye bırakmak inancıyla var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz.
Tam bağımsızlık yolunda attığımız her adımda, karşımıza çıkarılan engelleri milletimizden aldığımız güçle aşıyor; büyük Türk milletinin bize olan güvenine ve teveccühüne layık olmaya çalışıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin büyümesini, bölgesinde güç sahibi olmasını, küresel meselelerde söz sahibi olmasını sindiremeyenler, farklı yüzlerle fakat aynı amaçlarla karşımıza çıkmaktadırlar.
Karşımıza, kim hangi yüzle ve hangi sıfatla çıkarsa çıksın, ülkemiz Cumhur İttifakı ile büyümeye ve güçlenmeye devam edecektir.
TÜRKİYE'NİN ZAMAN KAYBETMEYE, İSTİKRARSIZLIĞA VE BELİRSİZLİĞE TAHAMMÜLÜ YOKTUR
Türkiye’de çok partili seçimlerin ilk defa yapıldığı 1946 yılından, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtiğimiz 2018 yılına kadar, 72 yılda 51 hükümet kurulması, ülkemizin yönetiminde istikrarsız dönemlere sebep olmuştur.
Darbe hükümetleri, azınlık hükümetleri ve geçici hükümetlerle devletimizin karar alma mekanizması aksamış, iç ve dış tehditlere karşı direnci zayıflamıştır.
Yaşanan istikrarsızlıklar neticesinde, hükümetler sürekli değişmiş ve belirsizlik ortamı hâkim olmuştur.
Köklü çözümler üretmek adına uzun soluklu politikalar oluşturulamamış ve milletimiz gündelik siyasetin kısır döngüsüne hapsolmuştur.
Türkiye’nin daha fazla zaman kaybetmeye, daha fazla istikrarsızlığa ve daha fazla belirsizliğe tahammülü yoktur.
Cumhuriyetimiz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle istikrara kavuşmuş; dünyada ve bölgemizde oluşan her türlü tehdide karşı milli menfaatlerini istikrar içinde ve kararlılıkla korumaya başlamıştır.
ZİLLET İTTİFAKI, OLSA OLSA UCUZ BİR KURGUDUR
Biz Cumhur İttifakı olarak duruşumuzda kararlıyız, eğilip bükülmeyiz, Türkiye’nin çıkarlarını günlük siyasete alet etmeyiz.
Milli meselelerdeki tavizsiz duruşumuzu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile güçlendirerek dünyada ve bölgemizde yaşanan olağanüstü durumlarda dahi istikrarımızı sürdürmekteyiz.
Ancak Zillet İttifakı’nın altı benzemez üyesi, nereden geldiği belli olmayan ortak bir kararla “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” üzerinde anlaşmış ve Türkiye’nin istikrarını hedef almıştır.
Türkiye’yi yönetme iddiasında olan 6’lı masa, daha 2023 seçimlerine varmadan koltuk kavgasına tutuşmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin ne denli haklı olduğu bu vesileyle bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Zillet İttifakı’nın Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmesi, fikir birliğine vararak ortak kararlar alması imkânsızdır.
Zillet İttifakı, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem adı altında eskiyi süsleyip püsleyip yeni diye sunan bir kandırmaca ile milletimizi kaosa mahkûm etmek için çalışmaktadır.
Bunlara, “Cumhuriyet nedir, devlet nedir, devlet nasıl yönetilir?” diye sorsanız birbiriyle alakasız altı farklı cevap alırsınız.
“Cumhurbaşkanı kim olacak, ekonomi politikası ne olacak, dış politika nasıl yürüyecek?” diye sorsanız yine altı ayrı cevap alırsınız.
Bunların Türkiye gibi büyük bir ülkeyi yönetebileceğini düşünmek, hayal bile değildir. Olsa olsa ucuz bir kurgudur.
Türk milletinin kaderi bunlara teslim edilemez, Türk milletinin bağımsızlığı bunlara emanet edilemez, Türk milletinin bekası bunlara bırakılamaz.
CHP-İP VE ZİLLET ORTAKLARI TÜRK DEVLETİNE KATİL DİYENLERE SAHİP ÇIKMIŞTIR...
6’lı masa etrafında toplanan ve terör örgütünün uzantısı HDP’yi de masanın altına saklamaya çalışan Zillet İttifakı’nın maskesi düşmekte, Türk ve Türkiye karşıtlığı her geçen gün daha çok ortaya çıkmaktadır.
Bildiğiniz üzere CHP’nin bir il başkanı, yargı karşısına çıkarılmış ve hak ettiği cezayı almıştır.
Cezanın açıklanmasıyla birlikte başta CHP ve İP olmak üzere tüm zillet ortakları, talimat almışçasına sıraya geçip destek açıklamaları yapmışlardır.
Zillet İttifakı, Türk Devletine “katil devlet” diyen, Türkiye Cumhuriyeti’ni alenen aşağılayan, asılsız Ermeni iddiaları üzerinden Türk devletini katliam yapmakla suçlayan CHP il başkanına tüm gücüyle sahip çıkmıştır.
Zillet İttifakı’nın görünen ortakları bu suçluya sahip çıkarken masa altına gizlemeye çalıştıkları teröristler de boş durmamış, cezaevinden açıklamalar yaparak Zillet İttifakı’nın söylemine ortak olmuşlardır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adeta dengesini kaybetmişçesine açıklamalar yapmış; mahkemelerin verdiği kararı ve mahkemeyi tanımadığını dile getirerek bağımsız Türk yargısına saldırmıştır.
Kılıçdaroğlu, Türk devletine “katil” diyenleri savunabilmek için yargıyı tehdit edecek kadar akıldan yoksun açıklamalarıyla kaosun sözcülüğüne soyunmuştur.
Adaletin yerini bulması, Kılıçdaroğlu’nu adeta çılgına çevirmiş ve CHP’nin ağzından düşürmediği “adalet” söyleminin içi boş bir hamasetten ibaret olduğunu da ortaya çıkarmıştır.
Kılıçdaroğlu ve zillet masasının adalet anlayışının teröristlere özgürlük istemekten, darbecileri savunmaktan, Türkiye’ye kumpas kuranlara sahip çıkmaktan ibaret olduğu açıkça ortadadır.
KILIÇDAROĞLU'NUN CHP'Sİ TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN MEDET UMMAKTADIR
Türkiye karşıtlığında sınır tanımayan Kılıçdaroğlu ve CHP, aslı astarı olmayan iddialarla ve söylemlerle her gün bir kirli propagandaya tetikçilik yapmaktadır.
Kılıçdaroğlu, eli kanlı terör örgütünün konserlerinde sahne alıp, bebek katili teröristlere şarkılar söyleyen sözde sanatçıya “Kürtçe müzik yasağı” yalanının arkasına saklanarak sahip çıkmıştır.
Zilletin bir milletvekili de TBMM çatısı altında “Kürtçe şarkı” söyleyerek alçakça provokasyon yapmıştır.
“Kürt düşmanlığı, Kürtçe yasağı” gibi asılsız sözler ile terör örgütünün dilini konuşan Kılıçdaroğlu’nun CHP’si, toplumu ayrıştırmaya hizmet etmekte ve terör örgütlerinin söylemlerine sarılmaktan medet ummaktadır.
Zillet İttifakı ortakları, adeta Türkiye karşıtlığı yarışına girmişçesine nerede bir kışkırtma varsa balıklama atlamakta, nerede bir millet düşmanı varsa kucaklamaktadırlar.
Geçtiğimiz günlerde Zillet İttifakı ortaklarından bir tanesi daha KHK’larla ilgili açıkladığı programda, 15 Temmuz’da Türkiye’yi işgal etmeye çalışan darbeci teröristlere ve yardakçılarına af getireceğini söylemiştir.
Darbecilerin ve yanaşmalarının görevlerine iade edileceğini, sözde mağduriyetlerin giderileceğini söyleyerek bir terör örgütü olan FETÖ’nün militanlarına umut vermiştir.
Diğer taraftan bir İP Milletvekili meclis kürsüsünde HDP savunuculuğu yapmış. İl ve İlçe başkanları terörist devşirme ofisi gibi faaliyet gösteren HDP’nin meşru bir oluşum olduğunu iddia etmiştir.
İP'İN UCU HANGİ YABANCI BAŞKENTLERE BAĞLIDIR?
İP’in uluslararası politikalardan sorumlu genel başkan yardımcısı ise; Türkiye’nin, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili tutumuna akıllara zarar bir eleştiri yapmış, Türkiye’ye gelecek turist sayısının düşeceğini söylemiştir.
Bebek katili terör örgütlerine her türlü desteği veren, milletimize kurşun sıkan teröristlere hamilik yapan bu ülkelerin NATO’ya girmesini arzulayarak Türkiye’nin karşısında saf tutan bu İP’in ucu hangi yabancı başkentlere bağlıdır?
İradesini yabancı başkentlere teslim edenler, provokatif söylemlerle toplumu kamplaştırmaktan medet umanlar, terör örgütlerine göz kırpanlar, teröristlere özgürlük isteyenler Zillet İttifakı’nda buluşmuş ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bir cephe açmışlardır.
"ZARARLI CEMİYETLER" BUGÜN, ZİLLET İTTİFAKI'NDA BİR ARAYA GELMİŞLERDİR..!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yedi düvele karşı verilen şanlı bir mücadele, büyük fedakârlıklar, çelikten bir irade ve bağımsızlık şuuru ile kurulmuştur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, bir yandan düşman postallarını vatanımızdan kovarken, bir yandan da içeride kurulan “Zararlı Cemiyetler” ile mücadele etmiş; vatanımızın parçalanmasına müsaade etmemişlerdir.
Milli Mücadele yıllarında Anadolu’yu paramparça etmek için faaliyet gösteren “Zararlı Cemiyetler” bugün farklı isimler altında Zillet İttifakı’nda bir araya gelmişlerdir.
Türk milleti bu sinsi senaryonun farkındadır. İnanıyorum ki bu aziz millet, hürriyetine kast eden ve istikbaline göz diken zilletin karşısında dimdik duracaktır.
Cumhur İttifakı ile Büyük Türkiye hedefimize azim ve kararlılıkla yürürken bilmenizi isterim ki: Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk Milleti’ni dirilten ve yeni bir devlet kurduran ruh, bugün Cumhur İttifakı’nda vücut bulmuştur.
19 Mayıs 1919’da Samsun’da yanan hürriyet meşalesini bugün Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk Milliyetçileri taşımaktadır.
TÜRK MİLLETİ, EN GÜZEL CEVABI SANDIKTA VERECEKTİR
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin de söylediği gibi; “19 Mayıs’tan intikam ve 29 Ekim’in rövanşını aramak için pusuya yatmış köksüz ve işbirlikçiler önce bizi aşmak, bizi yenmek, bizi etkisiz hale getirmek mecburiyetindedir.”
İşte bu inanç ve sorumluluk bilinci ile 2023 seçimlerine tüm gücümüzle hazırlanıyoruz.
Cumhur İttifakı olarak büyük Türk milletinin çelik iradesine güveniyor, kuruluş ilkelerimize bağlılığına sonuna kadar inanıyoruz.
2023 seçimlerinde büyük Türk milleti, Türkiye üzerinde karanlık senaryolar yazanlara, hürriyetine göz dikenlere, geleceğini gasp etmeye çalışanlara, en güzel cevabı sandıkta verecektir.
Anlatma ve Aydınlatma Toplantımıza iştirak eden siz değerli katılımcılara bir kez daha teşekkür ederken Zillet İttifakı’nın içerisine düştüğü ihaneti her bir kardeşimize anlatmanızı istirham ediyorum.
Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.
Ne mutlu Türk’üm diyene!"
