Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, " Can Atalay’ın tahliye edilmesi için Türkiye Barolar Birliği Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin de aralarında olacağı 54 baro, 8 Eylül'de Anayasa Mahkemesi önünde eylem yapacaklarını ilan etmiştir. Derdest davalarda talep ve isteklerin mahkeme salonlarında yapılmasını hatırlatmak lüzumu doğmuştur." dedi
MHP'li Yıldız sosyal medya üzerinden şu açıklamada bulundu;
"Hiç bir kişi ve kurum Yargı görevi yapanlara baskı yapamaz, nüfus icra edemez, emir veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Mahkemelerin hüküm ve kararlarını etkilemek amacıyla, alenen sözlü ve yazılı beyanda bulunmak “Yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçunu oluşturur. Hakimler, Anayasa,Kanun ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar verirler.
Can Atalay’ın tahliye edilmesi için Türkiye Barolar Birliği Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin de aralarında olacağı 54 baro, 8 Eylül'de Anayasa Mahkemesi önünde eylem yapacaklarını ilan etmiştir.
Derdest davalarda talep ve isteklerin mahkeme salonlarında yapılmasını hatırlatmak lüzumu doğmuştur.
Can Atalay, yargılandığı Gezi Davası'nda, “Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna “yardım eden” sıfatıyla katılmaktan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkum edilmiş,
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesi de bu kararı hukuka uygun bulmuştur.
Mahkumiyet kararı temyiz incelemesinde olması nedeniyle, hüküm kesinleşerek şekli ve maddi anlamda “kanuni gerçeklik”vasfını almamıştır.
Sanığın avukatları 14 Mayısta yapılan seçimlerde müvekkillerinin milletvekili seçildiği bu sebeple tahliyesi edilmesini ve yargılamanın durmasını talebinde bulunmuşlar,
Anayasanın 83 maddesinin 2.fıkrası 2.cümlesi uyarınca yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağını dokunulmazlığın istisnası kapsamında kaldığını değerlendiren Yargıtay 3. Ceza Dairesi tahliye ve yargılamanın durdurulması talebini reddetmiştir.
Yasama dokunulmazlığı bir muhakeme engelidir. Anayasada dokunulmazlığın istisnası olarak gösterilen durumlarda muhakeme engeli kendiliğinden kalkar. Yargılamaya genel hükümlere göre devam olunur.
TCK 312. maddesinde düzenlenen suç;
Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye verilecek hapis cezasını düzenlemektedir.
TCK nın 312.Maddesinde düzenlenen bu suç asli nitelikte bir terör suçudur.
Anayasanın 14. maddesi temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmaması başlığı altında,
Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri,
devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamayacağı yazılıdır.
Anayasa yapıcının 83.madde ve gerekçesini yasalaştırırken amacının herhangi bir terör suçlusunun bir şekilde milletvekili seçilerek dokunulmazlık zırhı giymesinin yolunu açmak olmadığı açıktır.
Sonuç olarak :
Türk Ceza Kanununun 312. Maddedesinde düzenlenen suçun anayasanın 14.maddesinde tarif edilen durumlardan olup olmadığının cevabını vermeden dokunulmazlıkla ilgili açıklamaların hiç bir hukuki kıymeti yoktur."