Osmanağaoğlu burada yaptığı konuşmada, "Unutulmamalıdır ki; Bu yürüyüşü tamamlamaya kararlıyız. Hiçbir tereddüdümüz yoktur. Çünkü biz tarafız. Yuvarlak bir masa etrafında toplanarak aylardır değil Cumhurbaşkanı Adayı, ortak bir cümle paydasında dahi buluşamayan 6+1’lik muhterisler gibi taraftar değiliz!" ifadelerini kullanırken şunları kaydetti;
"DURUŞUMUZ HASBİ VE HAYSİYETLİ BİR DURUŞTUR"
"Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin talimatlarıyla gerçekleştirilen Adım Adım 2023; İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma programımız vesilesiyle bu güzel şehirde, bu şehrin güzel insanlarıyla, sizlerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Sözlerimin başında buraya hareket etmeden önce ziyaret etme şerefine nail olduğum Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin selamlarını, muhabbetlerini sizlere arz etmek isterim.
Biliyorum ki; Milliyetçi Hareket Partisi olarak Van’daki duruşumuz hasbi ve haysiyetli bir duruştur.
Görüyorum ki; mukaddes davamız sizlerin sayesinde Van’da gıpta edilecek bir duruşla yaşatılmaktadır.
İnanıyorum ki; Türkiye Cumhuriyetinin tarihi yürüyüşünde Vanlı hemşerilerimiz bizimle beraberdir.
Bu sebeple sizlere; Büyük Selçuklu hükümdarı Çağrı Bey’in ayak basarak Türk yurdu haline getirdiği bu toprakların evlatlarına bir kez daha hürmetlerimi sunuyorum.
Bu toplantı vesilesiyle; mayası lekesiz, duruşu dik, sözü söz olan Van’da sizlerden aldığımız cesaret ile daha gür ve güçlü bir nefesle yürüyüşümüze devam edeceğimiz bilmenizi istiyorum.
"2023'E DOĞRU, ADAY BELLİ KARAR NET"
4 Eylül Pazar günü on binlerce vatandaşımızın katıldığı, Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin teşrifleriyle onurlandırdığı ve günlerce konuşulan ilk mitingimizi Sivas’ta gerçekleştirerek Bismillah demeye nail olduk.
Ardından yine muhteşem bir kalabalık ve eşine az rastlanır bir coşkuyla “2023’e Doğru, Aday Belli Karar Net” temalı mitinglerimizden ikincisini Bursa’da gerçekleştirdik.
Şüphesiz Bursa’da gerçekleştirilen bu miting, kafasında soru işareti olanlara ders, Türk’e hasım olanlara ise bir daha düşünme şansı vermiştir.
Allah nasip ederse bu Pazar da yani 18 Eylül tarihinde de Kayseri’de Cumhuriyet meydanında Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ve mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğumuz Türk milletinin katılımlarıyla 3. Mitingimizi gerçekleştireceğiz.
Unutulmamalıdır ki;
Bu yürüyüşü tamamlamaya kararlıyız. Hiçbir tereddüdümüz yoktur.
Çünkü biz tarafız. Yuvarlak bir masa etrafında toplanarak aylardır değil Cumhurbaşkanı Adayı, ortak bir cümle paydasında dahi buluşamayan 6+1’lik muhterisler gibi taraftar değiliz!
Evet biz tarafız; haklarımızı yok sayan, haklarımızı gasp etmek için fırsat kollayan küresel oyun kuruculara ve onların figüranlarına karşı milli duruştan yana TARAFIZ!
Evet biz tarafız; “önce ülkem ve milletim” diyemeyenlere karşı, kendi siyasi hırslarını her şeyden önce tutanlara karşı ilkeli siyasetin kutbundan yana TARAFIZ!
Biz tarafız; siyasi görüşü ne olursa olsun, yöresi, kökeni, anasının dili, ne olursa olsun, her birini başımızın tacı yaptığımız, Türk milletine mensup insanlarımızdan yana TARAFIZ.
Biz tarafız; Televizyon ekranlarında, sokak aralarında, emanet edilen makamlarında, parti çıkarları ve şahsi ikballeri için birbirlerine laf yetiştirerek fitne ateşine odun taşıyanlara, Türk milletinin geleceğinden çalanlara karşı Türk milletinin geleceğinden yana TARAFIZ.
O yüzden inanarak söylüyoruz:
Önümüzdeki yüzyıl Türk’ün asrı olacak, bu yüzyılın destanının ilk sözünü ise Vanlı hemşerilerimizle birlikte Milliyetçi Hareket Partisi ve Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin mimarı olduğu Cumhur İttifakı tarafından yazılacaktır.
HEDEFTE TÜRK MİLLETİNİN BİRLİĞİ, TÜRK DEVLETİNİN DİRLİĞİ VARDIR
Sadece ülkemiz değil, ülkemize komşu coğrafyalarda da birçok gelişme yaşanmaktadır. Çoğu olumsuz bu gelişmelerden en çok etkilenen ülke ise maalesef Türkiye olmaktadır.
Elbette şu soru hepimizin aklına gelebilir:
Peki biz bu gelişmelerin birebir içinde olmasak da neden en çok etkilenen biz oluyoruz?
Neden ülkemize bedel ödettirilmeye çalışılıyor?
Neden Türkiye hem siyasi, hem ekonomik hem de sosyal dinamikleri tehdit ediliyor?
Bunun cevabı gayet net ve açıktır:
Çünkü hedefte Türkiye vardır.
Çünkü hedefte Türk milletinin birliği, Türk devletinin dirliği vardır.
Çünkü adeta bir ateş çemberinin içindeki vahayı andıran ülkemiz, ezilen, hakları gasp edilen, canıyla ve malıyla bedel ödettirilen mazlum milletlerin son umududur.
Çünkü Türkiye Cumhuriyeti, Türk Dünyasının en güçlü kalesi, dost ve kardeş ülkelerinin varlıklarının güvencesidir.
Böylesine bir ortamda kararsız olmamız, böylesine bir ahvalde tereddüde düşmemiz elbette beklenemeyecektir.
Susmamız, yaşananları görmezden gelmemiz, gündelik siyasi mülahazalarla vakit kaybetmemiz elbette düşünülemeyecektir.
Lütfen dikkat buyurun:
Sadece 6-7 yıl öncesine gidelim ve o dönemdeki durumu gözlerimizin önüne getirelim.
- Suriye ve Irak’ın Kuzeyinde yuvalanan terör örgütü PKK’lılar bu ülkeyi tehdit etme hadsizliğini gösteriyorlardı.
- Coğrafyamızdaki terörist devletlerden birisi olarak sayabileceğimiz, davranışlarıyla da bunu defalarca gösteren Ermenistan Azerbaycan’ı tehdit ediyor, Karabağ’ı kirli postallarıyla gasp etmeye devam ediyordu.
- Mısır başta olmak üzere Afrika’nın kuzeyinde Türk devletine hasım odaklar birleşiyor, gönül coğrafyamızdaki tarihi haklarımıza göz dikme teşebbüsünde bulunuyordu.
- Doğu Akdeniz’de sadece bizim değil Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hakları gasp edilmeye çalışılıyor, trilyonlarca dolarlık yer altı zenginliklerini yağmalamak için hazırlık yapılıyordu.
- Arsızlıkta sınır tanımayan Yunanistan; Akdeniz’de ve Ege’de Türk Devletini yok sayıyor arkasına topladığı emperyalist kan emicilerle Türkiye’nin tökezlemesini umut ederek pusuda bekliyordu.
- Son olarak; 15 Temmuz’da FETÖ’cü hainlerin işgal girişimiyle sınırların boşaltılması hedefleniyor, Türkiye’nin açık bir hedef haline getirilmesi için çaba sarf ediliyor, Türk milletinin namluları ne hazindir ki Türk milletine doğrultuluyordu.
Elbette yaşananları ve mevcut durumu ifade edecek örneklerin sayısını çoğaltmak mümkündür.
Ama lütfen buraya da dikkat buyurun. Sonra ne olduğunu hatırlayın:
Yenikapı da her zaman yaşatılmasını arzu ettiğimiz bir ruh ortaya çıkmıştır.
Bu ruh Türk bayrağının gölgesinde yeşermiş, benlik davasını bir kenara koyarak “biz” olmaya karar vermiş milletimizin ellerinde yükselmiş, milli birliğin gereğini yaşayan ve yaşatmayı ülkü edinenleri bağrına basan bir ruhtur.
Bu ruhun adı Cumhur İttifakıdır.
İşte bu ruhun en önemli meyvelerinden birisi de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir.
Pekala; Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin mimarı olduğu Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu kadar kısa sürede hangi tehditlerle karşılaşmış, hangi başarılara imza atmıştır?
İşte bu soruların cevabı 2023’ün neden bu kadar önemli bir yıl olduğunu da göstermektedir:
- Suriye’de beslenen, şımartılan ve ellerine tutuşturdukları silahlarla Türk milletini tehdit edebileceklerini sanan PKK’lı teröristlerin başı ezilmiş, kahraman ordumuz muhteşem bir iradeyle Suriye’nin Kuzeyindeki ihanetin bağrına saplanmıştır.
- Irak teröristlere dar edilmiş, Kandil başta olmak üzere, katil sürülerinin inleri bir bir başlarına yıkılmıştır.
- Yurt içinde terörist sayısı 150’nin de altına inmiş, terörle sürdürülen amansız mücadelede çığır aşılmıştır.
- Libya’daki varlığımızla çıkarlarımız hem hukuki hem de fiili temelde garanti altına alınmış, Türk’ün dostluğunun ne denli önemli olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çıkarlarını her şart ve zeminde koruyabilecek kabiliyette olduğu bütün dünyaya gösterilmiştir.
- Doğu Akdeniz’de en büyük doğalgaz arama filolarından birisi kurulmuş, bu filolarla hakkımızı gasp etmeye çalışanlara Akdeniz’i dar etmiştir.
- Ege’de tacizleriyle, hukuksuzluklarıyla, şımarıklıklarıyla, ağababalarından aldıkları cesaretle Türkiye’yi tehdit edebileceğini sanan Yunanistan ve onların ipini elinde tutanlara haddi bildirilmiş, bildirilmeye de devam edilmektedir.
- Rusya ve Ukrayna arasındaki savaştaki rolüyle tüm dünyanın takdiri kazanan diplomatik hamleler gerçekleştirilmiş, gerçekten de muhtaç durumda olan milletlerin, özellikle tahıl ihtiyacının karşılanması için atılan adımlar tüm dünya tarafından takdir edilmiştir.
- Son olarak; bir neslin ülküsü haline gelen ve yine aynı neslin yüreğini her hatırladığında sızlatan Karabağ’ın işgali bu irade ile son bulmuş, Karabağ’da Türk’ün şanlı bayrağı yıllar sonra şanla ve şerefle yine göndere çekilmiştir.
Her şey ortadadır. Tüm bunlara rağmen bekamızın hala tehdit altında olduğu gerçeği de gözümüzün önünde durmaktadır.
Bu tehdidin elindeki silah; kimi zaman kültürel değerlerimize doğrultulmakta, kimi zaman sosyal dinamiklerimizi hedef almaktadır. Elbette bu silahın mermisini ise son yıllarda ekonomik argümanlar oluşturmaktadır.
Cennet mekan ecdadımızın Anadolu’ya ilk adımlarını attığı Van’dan açık bir yüreklilikle söylemek isterim ki;
Türk milletiyle olan bin yıllık hesaplarını faturalar üzerinden, ekonomik dalgalanmalar üzerinden görmek isteyenlere karşı mücadelemiz en ufak bir kararsızlığa mahal vermeden devam edecektir.
İslam dünyasına olan 1400 yıllık kinlerini ayrıştırarak kusmak isteyenlere karşı tavrımız Sultan Alparslan’ınkinden farklı olmayacaktır.
Dün terör örgütleri üzerinden ulaşamadıkları kirli emellerine bugün de terör örgütü aparatı haline gelen sözde siyasi partilerle ulaşmaya çalışan gafillere karşı duruşumuz değişmeyecektir.
Çünkü bu çatı altında buluşanlar bereketin mihrabı, birliğimizin ise mihveridir.
Pensilvanya’dan sufleler alarak Türk milletinin geleceğini şekillendirmeyi umut edenler olayları Ankara’nın penceresinden okuyan Milliyetçi Hareket Partisinin surlarına çarpacaktır.
Brüksel’den yayımlanan raporları talimat olarak kabul eden ve Türk milletine dayatmaya çalışanlar, Vanlı kardeşimizin çelikten iradesiyle avuçlarını yalayacaktır.
Londra’dan feyz alıp, Atina’nın ağzıyla konuşup, Ankara’da zillet sözcülüğüne soyunanlar, Türk milletinin şamarını 2023’te de en ağır şekliyle hissedecektir.
Bundan hiçbir şüphemiz yoktur.
BİZ TARAFTAR DEĞİLİZ, TARAFIZ... ZALİMLERE KARŞI MAZLUMDAN YANA TARAFIZ!
İnanıyorum ki Vanlı hemşerilerimiz zilletin lokomotifi haline gelmiş, karamsarlık yaymaktan ve yalan üzerine siyaset inşa etmekten başka becerisi olmayan, kurucu iradenin felsefesini reddeden CHP’ye gerekli cevabı verecektir.
İnanıyorum ki Vanlı hemşerilerimiz; FETÖ’cülerin, PKK’lıların tamamını görevlerine iade etmeyi vaat eden CHP ile hareket eden, cemaziyülevvellerini çok iyi bildiğimiz ama bugün başka kapıda ip atlayanların gerçek yüzünü ifşa edecektir.
İnanıyorum ki Vanlı hemşerilerimiz gelecekteki varlıklarını geçmişteki itibarlarında arayan çapsızlara, gerçek değerlerini hatırlatacaktır.
İnanıyorum ki; Vanlı hemşerilerimiz terör örgütü PKK’nın insan kaynakları şubesi haline gelmiş bir HADEP ile birlikte hareket edebilecek kadar gözlerini hırs bürümüş 6+1lik zillet ortaklığına haddini sandıkta da bildirecektir.
Konuşmamın başında ifade ettiğim gibi: Biz taraftar değiliz. Biz tarafız.
Zalimlere karşı mazlumdan yana tarafız!
İşbirlikçilere karşı milletimizle birlikte devletimizden yana tarafız!
Mukaddesatımıza, mahremimize el uzatma cüreti gösterenlerle iş tutanlara karşı Haktan yana tarafız!
Zillete, rezalete, hıyanete, melanete avuç açanlara karşı birlikten ve dirlikten yana tarafız.
Bu yüzden de diyoruz ki; Adayımız Belli Kararımız Nettir.
Adayımız Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Tarafımız siz değerli hemşerilerimizin iradesiyle vücut bulan Cumhur İttifakından yanadır.
Çatımız ise Milliyetçi Hareket Partisi çatısıdır.
Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin ifade ettikleri gibi:
“Çağrımız birliğe, dirliğe ve kardeşliğedir!
Çağrımız, önce ülkem ve milletim diyen her kardeşimizdir.
Çağrımız, bu millet, bu vatan, bu bayrak benim diyen her kardeşimizedir.
Çağrımız, milli birlik ve huzurlu yarınlara ulaşmak isteyen her kardeşimizedir.
Çağrımız her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen Türkiye sevdalılarınadır.”
Bu duygu ve düşüncelerle her birinize ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Van’ın misafirperverliğini, insanının güzelliğini, ayak bastığımız ilk andan itibaren gösteren ve hissettiren siz değerli hemşerilerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum."